100. yılında Lozan’ı ret harekatı

Kurdistanlılar, Lozan Antlaşması’nı gayri meşru görüp reddettiklerini, yıl dönümünde yapacakları yürüyüş ve Kurdistan Ulusal Konferansı ile bir kez daha ortaya koyuyor.

Kurdistanlılar, Kurdistan’ı resmi olarak dört parçaya ayıran, 24 Temmuz 1923’te İsviçre’nin Lozan şehrinde imzalanan Lozan Antlaşması’nın 100. yılına günler kala tepkilerini, eylem ve etkinliklerle sürdürüyor. 

Lozan Antlaşması’na karşı 2019’dan beri oluşturulan ve zaman içerisinde Kurdistan’ın dört parçasından 57 siyasi parti ve kurumunun yer aldığı ‘Komiteya Kar û Çalakiyên 100 Saliya Peymana Lozanê’, üç yıldır yürüyüş, panel, fotoğraf sergisi, konferans ve basın açıklamaları yapıyor. Bütün bu etkinliklerin finali ise, bu yıl 22 Temmuz’da Lozan’da yapılacak merkezi yürüyüş ve miting ile 22-23 Temmuz tarihlerinde düzenlenecek Kürt Ulusal Konferansı olacak. Konferansın sonuç bildirgesi, antlaşmanın imzalandığı 24 Temmuz’da Rumine Sarayı önünde paylaşılacak.

KOMİTE ÜYELERİ KONUŞTU

Lozan Antlaşması’nın 100. yılına karşı oluşturulan Komite’nin üyeleri Avrupa Demokratik Kurdistanlılar Toplum Kongresi (KCDK-E) Eşbaşkanı Yüksel Koç, Kurdistan Ulusal Kongresi (KNK) Eşbaşkanı Ahmed Karamus, KNK Dışilişkiler Komitesi Sözcüsü Nilüfer Koç, Kurdistan Yurtseverler Birliği (YNK) İsviçre Temsilcisi Newzad Kareem, Goran Hareketi Avrupa Temsilcisi Meran Merawdali, Avrupa Süryaniler Birliğinden (ESU) Shleymun Rhawi ve İsviçre Demokratik Kürt Konseyi (CDK-S) Diş İlişkiler Sözcüsü Asmin Engin, çalışma ve hazırlıkları hakkında konuştu. 

ULUSAL BİRLİK HERKESE KAZANDIRIR

İlk bölümde Lozan Antlaşması’na karşı Kürtlerin artık bir araya gelmesi gerektiğini; ulusal birlik sağlanırsa bütün Kürtlerin kazanacağını dile getiren KCDK-E Eşbaşkanı Yüksel Koç ile yaptığımız söyleşiyi paylaşıyoruz. 

Lozan Antlaşması’na Karşı Komite ne zaman, nasıl kuruldu?

Türk devleti, 2019’da Efrîn’i işgal ettiğinde KCDK-E olarak Kürt siyasi yapı ve kurumlarına, akademisyenlere, kanat önderlerine ve sanatçılara bir çağrı yapmıştık ve o çağrıda Kürtlerin ulusal birliği için bir yürüyüş kararı aldık. 2019’da iki gün süren Lozan’dan Cenevre’ye yürüyüş gerçekleştirdik. Bu yürüyüşün sloganı da “İşgali yenmek için Kürt birliğini sağlayalım” idi. Ulusal birliğe gelmemenin Kurdistan’ın parçalanmasına ve düşmana hizmet edeceğine, ulusal birlik sağlanırsa bütün Kürtlerin kazanacağına vurgu yapmıştık. Bu çağrımıza KDP dışındaki bütün yapılar yanıt verdi. Bu anlamda önemli bir gelişme sağlandı. Türk devletinin Efrîn işgaline karşı ulusal bir refleks ortaya koydu.

Neden Lozan’dan Cenevre’ye?

Çünkü Kurdistan’ı dört parçaya ayıran anlaşma Lozan’da yapılmıştı ve aynı zamanda Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre’deydi. Birçok siyasi yapı ve kurumla konuştuk, herkes hemfikir oldu. Sanatçı, akademisyen siyasi şahsiyet, siyasi parti temsilcileri katıldı. Burada ortak görüşme yaptık. BM’in Suriye masası, Türkiye masası, yine İsviçre Dışişleri Bakanı’yla görüştük. O zaman benim de içinde olduğum bir heyet olarak Lozan Belediye Başkanı ile Kurdistan’ın bütün parçalarını temsilen bir görüşme yaptık. Görüşmede, Lozan’ın 100. yılına yaklaştığımıza vurgu yaparak etkinlik yapmak istediğimizi belirttik. Lozan Belediye Başkanı da buna dair bir çalışma yapmak istediğini belirtti. Ortak bir çalışma yapma kararı alındı. 2020’de dar bir komite kuruldu. Komitede, Lozan Belediyesi’nde bulunan siyasi partilerin dört parlamenteri, İsviçre Federal Parlementosu’ndan iki milletvekili, bir akademisyen ve bizim yerel yapımızdaki iki arkadaş yer aldı.

Ne yaptı bu komite?

Aynı yıl yine Lozan Antlaşması’nın yıl dönümü olan 24 Temmuz’da uzun bir yürüyüş gerçekleştirdik. 2020’deki yürüyüşümüzün sloganı, “Ulusal birlik ruhuyla Rojava’yı savunalım” idi. O dönem Rojava üzerinde saldırılar devam ediyordu. O dar komite çalışmalarını aralıksız sürdürüyordu ama kimseyle paylaşılmadan. Türk devleti haberdar olsaydı bu çalışmaları engellerdi. 2021’e kadar böyle alttan alta bir çalışma sürdü.  

Sonra haberdar olmadı mı?

Türk devleti, bu çalışmadan haberdar olduğunda İsviçre’ye, Lozan Belediyesi’ne baskı yaptı. Etkinliklerin yapılmaması, Rumine Sarayı’ndaki yerin verilmemesi için çok uğraştı ama İsviçre devleti demokratik bir ülke olduğundan birçok çalışma ve yerler konusunda ortaklaşma sağlanmıştı. Türk devletin bu baskısı boşa çıkarıldı.

Bu komite nasıl ulusal bir boyuta evrildi?

KNK’nin Mart 2021’de toplantısı vardı. Biz o toplantıda Lozan’ın 100. yılı nedeniyle şu ana kadar yaptığımız çalışmaları dile getirip bu çalışmanın KNK çatısı altında yürütülmesinin daha doğru olacağını söyledik. Çünkü bu sadece bir parçayı değil, bütün Kurdistan’ı ilgilendiren bir meseleydi. Dar komite birçok tekniki hazırlığı bitirmişti. Konferans ve paneller için yerler tutulmuş, sözleşmeler yapılmıştı. Artık açıktan bir çalışma yürütülebilirdi. O toplantıda Lozan Antlaşması’na karşı geniş bir komite kurulması kararı alındı. KNK öncülüğünde oluşturulan ve içinde Rojava, Rojhilat, Başûr, Bakur ve Avrupa’dan Kurdistanlı siyasi parti ve kurumlar ile Kürt dostlarından oluşan 57 kurum yer aldı.

Hangi yapılar bu komitede yer alıyor?

Kurdistan coğrafyasında yaşayan Kürtler dışındaki halkların temsilcileri de yer alıyor. Asuri-Süryani, Ermeni temsiliyeti yer aldı. Yine Alevi, Êzidî gibi inanç temsilleri de var. Kadın ve gençlik yapıları da temsil ediliyor. Başûr’dan YNK, Goran Hareketi; Rojhilat’tan Komala, PJAK; Rojava’dan Özerk Yönetim ile neredeyse tüm partiler; Bakur’dan da birçok yapı temsil ediliyor. İlk olarak 52 kurum yer alırken, en son bu sayı 57 oldu. KDP’ye yakın kurum ve kişilerin dışında bütün Kurdistan'ı yapılar yer alıyor.

Şu ana kadar neler yapıldı?

Daha önce var olan dar komite, bir dizi hazırlık yapmıştı. Genişletilmiş komite, ilk olarak 2023 yılının Lozan Antlaşması’nın 100. yılı ve bu yüzyılın Kürtler açısından kayıp bir yüzyıl olduğunu belirterek bir dizi etkinlik kararı aldı. Bu kapsamda KNK öncülüğünde 23 Temmuz 2022’de Lozan Antlaşması’nın imzalandığı Rumine Sarayı’nda bir konferans düzenlendi. Lozan görüşmelerinin yapıldığı salonda yaptığımız konferans oldukça başarılı geçti. Bu konferansa KNK’nin ısrarlı çağrılarına rağmen KDP yönetimi ve ona yakın yapılar katılmadı. O konferansa bağımsız bireyler hariç 57 Kurdistani parti ve kurum katıldı. Lozan’ın 100. yılına dair planladığımız eylem ve etkinlikler, konferans yapısıyla paylaşıldı ve yeni önerilerle ortak planlama karara bağlandı. Kasım 2022’de Rumine Sarayı önünde yaptığımız bir basın açıklamasıyla Lozan’ın 100. yılı etkinlik programının startını verdik.

Neydi ilk etkinlikler?

Lozan Antlaşması üzerine Rumine Sarayı’nda dört panel düzenledik. Bu panellerde Lozan Antlaşması’nın Kurdistan coğrafyasında yaşayan halkların neler çektiği her yönüyle irdelendi. Sadece Kürtler değil, orada yaşayan halkların temsilcileri ile Avrupalı tarihçi ve siyasetçiler de bu panellere katıldı. 

* 14 Nisan’da “1923 Lozan: Kürtler neredeydi?” başlıklı panele tarihçi Dr. Oliver Adad, KNK Üyesi Zübeyir Aydar, Zürih Üniversitesi’nden Porf. Hans-Lukas Kieser ve tarihçi Sedat Ulugana katıldı.

* 21 Nisan’da kadın hareketlerinin öncülüğünde “Jin Jiyan Azadî” başlıklı bir panel yapıldı. Jineoloji Akademisi’nin öncülüğünde yapılan panele sanat tarihçisi Matthieu Jaccard ve Mirkan Deniz’de katıldı.

* 5 Mayıs’ta düzenlenen “100 Yıl Sonra Lozan Antlaşması Günümüzde Nasıl Uygulandı?” paneli yapıldı. Moderatörlüğünü Yeşiller Partisi Lozan Eşbaşkanı ve ayrıca Lozan 2023 Komitesi’nden Ilias Panchard'ın yaptığı panele Sosyalist Parti'den İsviçre Federal Parlamentosu'nda Kürt Dostluk Grubu Başkanlığını da yürüten Senatör Carlo Sommaruga, Cenevre Üniversitesi'nde eğitim görevlisi ve araştırmacı Dr. Vicken Cheterian, Paris Üniversitesi'nde Ortadoğu üzerine bağımsız araştırma yürüten Dr. Soheila Ghaderi-Mameli ile Kürt siyasetçi Mustafa Sarıkaya katıldı.

* 26 Mayıs’ta ise “Lozan’da Çıkışın Çözümü Nedir?” başlıklı panel düzenlendi. Moderatörlüğünü İsviçre Ticino Kanton Milletvekili Dr. Beppe Savary'ın yaptığı panele Kürt siyasetçi Hatip Dicle, Avusturya Graz Üniversitesi'nden Prof. Bilgin Ayata, Süleymaniye Üniversitesi'nden Prof. Pishko Hamatahir ve Siyaset Bilimci Prof. Abbas Vali katıldı.

Sadece paneller mi düzenlendi?

Panellerin dışında 28 Nisan-21 Mayıs arasında 100 yıllık katliamı anlatan bir sergi açıldı. Uzun süren bir hazırlığın ardından dört parça Kurdistan ve Avrupa’dan Osman Ahmed, Havin Al-Sindy, Havar Amini, Vooria Aria, Khadija Baker, Savaş Boyraz, Wirya Budaghi, Timur Çelik, Salah Ebrahimi, Serhat Ertuna, Jacopo Gallico, Fatoş Irwen, Eren Karakuş, Serpil Odabaşı, Walid Siti, Hito Steyerl, Leyla Toprak’ın; toplam 17 sanatçının çalışmalarının yer aldığı sergi açıldı. Sergide film gösterileri, canlı performanslar yapıldı. Başta sanatçılar olmak üzere birçok arkadaş bunun için ciddi emek verdi.

Bu sergide aynı zamanda tarihçi Sedat Ulugana’nın hazırlığını yaptığı 100 yıllık kronoloji yer aldı. 1923’ten günümüze kadar yaşanan soykırımlar; işte Halepçe, Dersim, Zîlan, Ağrı, Şêx Saîd, Seyid Rıza, 1990’ların köy boşaltmaları, faili meçhul cinayetler, Rojava, Şengal, Roboskî ve Efrîn hatırlatıldı. Dört parça Kurdistan’daki bütün katliamlar bu projede yer aldı. Bu oldukça ilgi gördü. Başta belediye olmak üzere İsviçre basını çok ilgi gösterdi. On binlerce kişi üç hafta içinde sergiyi ziyaret etti. Hem panellerde hem de sergi çalışmasında yer alan tüm arkadaşların eline, yüreğine sağlık. Hepsine tek tek teşekkür ediyoruz.

100. yıl programında neler var?

Temmuz’un ilk haftasında iki gün sürecek bir kültürel etkinlik yapılacak. Aslında Haziran ayı için konuşulmuştu ama elde olmayan nedenlerden dolayı Temmuz’a ertelendi. 100. yılın asıl önemli etkinliği; 22 Temmuz’da Lozan’da büyük bir gösteri düzenleyeceğiz. Leman Gölü kenarında başlayacak yürüyüş, Rumine Sarayı’nın önünde bir mitingle sonlandırılacak. Kürt siyasi yapı ve kurumlar yürüyüşte yer alacak. Bu yürüyüşün hazırlıkları tamamlandı. Dört parça Kurdistan’dan birer sanatçı o gün sahneye çıkacak. Konuşmacılar ise 10 Haziran’da tüm Kurdistanlı kurumların katılacağı toplantıda belirlenecek. 

Aynı zamanda bütün Kurdistanlı yapıların katılacağı 22-23 Temmuz’da Lozan Belediyesi’nin bize tahsis ettiği bir salonda 500 kişinin katılacağı iki günlük bir konferans yapılacak. Bu, Kurdistan Ulusal Konferansı’dır. 24 Temmuz’da ise Rumine Sarayı’nın önünde iki günlük konferansın sonuç bildirgesini kamuoyu ile paylaşacağız. Bütün etkinliklerin yer tahsisi ve izinleri alındı. 

Avrupalı dostlarımız da Eylül’de bir program planlamış. Bu program, Lozan Antlaşması’na alternatif bir etkinlik olacak.

Teknik çalışmaları, içerisinde Lozan ve Cenevre meclislerimizin olduğu, YNK, Goran Hareketi ve Avrupa Süryaniler Birliği’nin temsilcilerinin (ESU) yer aldığı komite tarafından yürütülüyor. Bu komitede yer alanlar ciddi bir emek harcadı. Başta Lozan ve Cenevre meclislerimize, CDK-S yapımıza, İsviçre Kürt Kadın Hareketi’ne (YJK-S), İsviçre Dışilişkiler Komitemize ve emeği geçen bütün herkese teşekkür ediyoruz.

Neden KDP bu çalışmaların içinde yer almıyor?

Türk devletinin Efrîn’i işgal saldırısından bu yana 52 Kürt kurumu birlikte bir çalışma yürütüyor. Bu noktada bir birlik sağlanmış durumda. Daha iyi yürütebilirdi, eksiklikler eleştirilebilir. KNK, hem Avrupa’da hem de dört parçada görüşmeler yaptı, bu çalışmaları KNK yürütüyor. Avrupa açısından şunu söyleyebilirim; KDP dışında herkes bu çalışma içerisinde. KDP doğru konuşmuyor; ya gerçekleri ters yüz ediyor ya da olmayan şeyleri olmuş gibi gösteriyor. Lozan’ın 100. yılına dair herkese açık bir çağrı yaptık. KDP çevresindeki kişilerin dışında herkes bu çalışma içinde yer alıyor. Hatta tekil çalışma yürüten bireyler de bu çalışmalara dahil oldu. Rojava’da bazı bireyler vardı, onlarla konuştuk. Onlar da bu çalışmaya dahil oldu. Eğer biz hepimiz Kürtsek, amacımız tekse, ulusal bir görüş ortaya çıkarmak istiyorsak, farklı fikirlerimiz de olsa gelip bu komite içerisinde yer almalıyız.

Komitenin içerisinde farklı fikirler var. Sosyalistler var, komünistler, aynı zamanda inanç temsilcileri de var. Liberaller de var, Asuri-Süryani var, Ermeniler var. Şu ana kadar dört defa ulusal birlik için yürüyüş yaptık ve yine Türk devletinin Rojava yönelik saldırılarına karşı Rojava’daki 33 siyasi parti ve örgütünün çağrısını,Avrupa’da ulusal birlik temelinde ele alıp onlarla birlikte hareket ettik. 2019’da yaptığımız yürüyüşte isteklerimizi paylaşmıştık. 

Neydi bunlar, hatırlatır mısınız?

Üç temel talebimiz vardı;

* Bütün Kürt siyasi yapı ve kurumları ulusal birlik temelinde bir araya gelip ulusal birliği oluşturmalı.

* Ortak strateji, ortak savunma ve ortak diplomasi kurulları oluşturulmalı.

* Sanatçı, yazar ve akademisyenler ulusal birlik için rol almalı.

Ne oldu bu yürüyüşten sonra?

Bu yürüyüşe katılan tüm parti ve kurumların ortak çağrısı ve KNK’nin özel çabasıyla sanatçı arkadaşlar rol aldı. Etkinlikler ve çağrılar yaptılar. Kurdistanlı aydınlar ortak çağrı metinleri yayınladı. KNK’nin oluşturduğu heyetler, Güney Kurdistan ve Rojava’ya gitti, partilerle görüştü, ciddi bir emek verdi.

Bu yürüyüşten sonra “Rojava’yı Savun İnisiyatifi (Defend Kurdistan)” oluşturuldu. O süreçte KDP’ye yakın birine sormuştum; KDP niye gelmiyor diye. O da “Kak Yüksel, KDP Türklerin hassasiyetini esas alıyor” demişti. Peki ya Kürtlerin hassasiyeti?

Lozan Antlaşması’nın 100. yıl dönümü vesilesiyle tekrar çağrı yapacak mısınız? Ne bekliyorsunuz?

Bu konuda uzun bir süredir çalışma yürütüyoruz. Ulaşamadığınız kişiler olabilir. Buradan bir kez daha çağrı yapmak istiyorum. Bizim ulaşamadığımız herkes, ki bunlar parti olmak zorunda değil, bireysel olarak da Lozan’a hayır diyen, Kürt halkının muhakkak statüsü olmalı diyen ve çalışmak isteyen herkes bu çağrılarımıza kulak vermeli ve bu çalışma içerisinde yer almalı. Lozan’ın 100. yılında yapacağımız yürüyüş ve konferansa herkes katılmalıdır. İşgallere karşı birlik olmaya çağırıyoruz. Artık Kürt halkının bir statüye sahip olması gerekiyor. Bunun için de ulusal bir tavır ortaya konmalı. Kürt halkı zaten bu aşamaya gelmiştir. Kürt halkının ulusal birliği önünde hiçbir güç durmamalı. Bunun için KDP’ye tekrar tekrar çağrı yapıyoruz. Hiçbir şey Kürt halkının birliği üstünde görülmemeli. Artık Türk devletinin hassasiyetini değil, Kürtlerin hassasiyetini gözünde bulundurmak zorundadır. Komite zaten çalışmalarını tam da bu anlayış çerçevesinde yürütüyor ve içerisinde 57 siyasi parti ve kurum var.

Herkesi Lozan 100. yıl program çalışmaları içerisinde büyük bir coşkuyla yer almaya çağırıyoruz. Parçalı duruş, Kürtlerin birliğine değil Kurdistan’ın parçalanmasına hizmet ediyor. Gelin Kurdistan halkının ortak talebini ve özlemini Lozan programı ile dünyaya haykırmak için ulusal çıkarları her şeyin üstünde tutan ortak bir çalışmayla yapalım.

Kürt halkının düşmanları kendi çıkarlarını esas alıyor. Bunlar Kürt halkının bütün kazanımlarını yok etmek istiyor. Özellikle Türkiye, Kürtler nerede bir şey yaparsa onun düşmanlığını yapıyor, yok etmek istiyor. Bir kişi Türk devletinin işgaline karşı çıkmıyorsa bu halkın çıkarını savunmuyor demektir.

Gelin hep birlikte Kürt halkının özgürlük ve statü talebini, ortak bir duruşla uluslararası güçlere ve kurumlara haykıralım. Bu halka uygulanan katliam, işgal ve inkarı; 100 yıl önceki haksızlığı kabul etmediğini ortak duruşunuzla ortaya koyalım. 

Bu çalışma ve hazırlıkları nasıl duyuracaksınız?

Lozan’a dair çalışmaları geniş kitlelere yaymak için bir internet sayfası oluşturuldu. Bu sayfa üzerinde bütün eylem ve etkinliklerimiz yer alıyor. Sayfanın dili Kurmancî, Soranî ve Fransızcadır. Yine Lozan’ın 100. yılına dair, bu yüzyılda neler yaşandığı noktasında dokümantasyon bir film hazırlandı. Bu film gösterime hazır hale getirildi. Lozan’ın 100. yılına dair bir kitap hazırlandı. Bu kitabın Kürtçe ve İngilizce basımı yapılıyor. Bu kitapla Lozan’dan bu yana yüzyıl boyunca yaşanan katliamı, soykırımı herkesin bilmesini sağlayacağız.

Lozan’ın 100. yıl program çalışmasına katılmak isteyenler, ortak komiteye, yine bütün Kürt kurumları üzerinden bizimle iletişim kurabilir. 

Son olarak kısaca hem 100. yıl programının önemini hem de eklemek istediklerinizi ifade edebilir misiniz?

Lozan’ın 100. yılı programı tüm Kurdistanları ilgilendiriyor. Bugün Kurdistan’da katliamlar ve soykırımlar uygulanıyorsa, bunun sebebi Lozan Antlaşması’dır. Kürtlere karşı insanlık suçu sayılan kimyasal silah kullanılıyorsa, bunun sebebi Lozan’dır. Seyid Rıza, Şêx Saîd ve diğer Kürt önderleri idam edilmişse bunun sebebi de Lozan’dır. Qasimlo Viyana’da, Sakine Paris’te, Şerefkendi Berlin’de katledildiyse, bunun sebebi Lozan Antlaşması’dır. İmralı’da Kürt Halk Önderi üzerinde 24 yıldır tecrit uygulanıyor ve dünya sessizse bunun sebebi Lozan’dır. Kurdistan’da doğa tahrip ediliyor, tarihi yerler yok ediliyor ve dünya izliyorsa, bunun sebebi Lozan’dır. Kısacası son yüzyıldır tüm yaşadığımız katliam, inkar, asimilasyon, kültürel soykırımların sebebi Lozan Antlaşması’dır. Bu yüzden bu antlaşmaya karşı çıkmak her Kurdistanlının ulusal görevidir. 

Son olarak şunu ifade edeyim; Kurdistan’ın her parçasının sorunu bizim sorunumuzdur. Bu noktada ulusal bir ruh yakalanmıştır. Bunu bize Kürt halkının çocukları gösterdi. İşte Rojavalı gençler gidip Sengal‘de; Başûrlu gidip Dersim’de; Rojhilatlı gidip Başûr’da, Bakurlu gidip Kobanê’de şehit düştü. Bu ulusal ruhtur. Halkın arasında bir sorun yok. Sorun kendi çıkarlarını, halkın çıkarları üzerinde gören anlayıştır. Halk, duruşu ve tavrıyla ulusal birliği gösteriyor.

Devam edecek…