İstanbul'da Halepçe ve Beyazıt katliamları protesto edildi

78'liler Girişimi ve üniversite öğrencilerin çağrısıyla Beyazıt ve Halepçe'de katledilenler anıldı.

Beyazıt ve Halepçe katliamlarının yıl dönümünde İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi önünde anma etkinliği düzenlendi. 78'liler Girişimi ve üniversite öğrencileri öncülüğünde gerçekleşen anmaya, Cumartesi Anneleri'nin yanı sıra çok sayıda siyasi parti ve demokratik kitle örgütü temsilcisi katıldı. Anmada sık sık, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Halepçe’yi unutma, unutturma”, “Beyazıt faşizme mezar olacak” sloganları atıldı.

 'AYNI ZİHNİYET AKP İLE SÜRÜYOR'

78’liler Girişimi adına ilk açıklamayı okuyan Hüseyin Soylu, "Öğrencilerin İstanbul Üniversitesi merkez binasından çıkışına eşlik etmesi gereken polisler, 16 Mart günü her nedense başka bir göreve gönderilmişti. Polis Komiseri Reşat Altaylı'nın denetiminde bir polis ekibi tarafından dışarıya zorlanarak çıkarılan ilerici-devrimci öğrenciler, her gün kendileriyle ülkücü faşistler arasında barikat oluşturan polisleri bu kez bulamadılar" dedi.

Soylu, "Zülküf İsot adlı faşist 'Kahrolsun komünistler!’ diye bağırarak öğrencilerin üzerine bomba attı. Patlayan bombanın ardından yaylım ateşi ve ölüm çığlıkları yükselmeye başladı. Ortalık durulduğunda, 41 öğrenci yerlerde kıvranıyordu. Bunlardan Hatice Özen, Baki Ekiz, A. Turan Ören, Abdullah Şimşek, Hamit Akıl olay yerinde, Cemil Sönmez ve Murat Kurt şehit oldu" dedi.

Türk yargısının katilleri koruduğunu vurgulayan Soylu, "Dün Ergenekon ile hesaplaşacağını söyleyen iktidarın kendisi Ergenekon'un ta kendisidir" diye belirtti.

Katliamın tanıklarından Çağdaş Hukukçular Derneği'nden (ÇHD) Abdürrahim Doğan da katliam günü yaşananları aktardı. 1977 Ekim ve devam eden aylarda üniversitelerde faşistlerin bulunduğunu ancak devrimcilerin yavaş yavaş mevzileri ele geçirdiğini söyleyen Doğan, bir tek İstanbul Üniversitesi merkez binasına devrimcilerin giremediğinin altını çizdi. İstanbul Üniversitesi'ne girme kararının ardından devrimci öğrencilerin Beyazıt Meydanı'ndaki tüm yolları, duvarları yazılamalar ve afişlerle kampüse gireceklerini duyurduklarını dile getirdi. 150 öğrenci olarak kapının önüne geldiklerini ancak polisin üç kez saldırdığını, 60 kişi kaldıklarını dile getiren Doğan, dava sürecinde ise yaşananların devletin ayıbı olduğunun altını çizdi. Doğan aynı zihniyetin bugün de sürdüğünü vurguladı.

'KATLİAM FAİLLERİ İŞ BAŞINDA'

Üniversite öğrencileri adına açıklamayı okuyan Ecem Küçükdere ise katledilen Hatice Özen, Cemil Sönmez, Baki Ekiz, Turan Özen, Abdullah Şimşek, Hamit Akıl ve Murat Kurt'u anarak, iktidara, "Kanı dökülen, geleceği ve hayatı elinden çalınan her bir öğrencinin hesabını sorana kadar mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz" diye seslendi. Beyazıt ve Halepçe katliamlarının faillerinin hâlâ iş başında olduğunu vurgulayan Küçükdere, şöyle konuştu:

“Beyazıt ve Halepçe katliamlarının failleri, her ay yüzü aşkın işçiyi iş cinayetlerine kurban edenler; İstanbul Sözleşmesi'nden çekilerek kadınlara ve LGBTİ+'lara yönelik şiddeti meşru ve cezasız kılmaya çalışanlar, Sibel'in ve Hakan'ın geleceğini çalanlar, Enes'i bizden koparan tarikatları kollayanlardır. Öğrencilerin ve halkların sesini baskı, şiddet ve katliamlarla bastırabileceğini sananlara karşı bu topraklarda eşit, adil ve emekten yana bir düzen kurmakta inat ediyoruz. Onların bizi katlettiklerini sandıkları yerden yarınları yaratacak bir iradeyi yeşertiyoruz. Tüm sıra arkadaşlarımıza çağrımızdır: Gelin, bizlere yalnızca geçinme kaygısı ve geleceksizlik vaat edenlerle, kampüslerimizin kapısını bizlere kapatıp başıbozuk, eli kanlı çetelere açanlarla, barınma hakkımızı elimizden alıp bizleri tarikat ve cemaatlerin kucağına itenlerle birlikte mücadele edelim."

Açıklamaların ardından hep bir ağızdan, "Beyazıt Marşı’ söylendi ve mücadeleye devam vurgusu yapıldı. Öğrenciler, Beyazıt'ta yaşamını yitirenler adına Eczacılık Fakültesinin önüne karanfil bıraktı. Anma, "Faşizme karşı omuz omuza" sloganıyla sona erdi.