AB raporu: Türkiye'de baskı ve hak ihlalleri sürüyor, Kürtler hedef alınıyor

AB’nin Türkiye Raporu'nda İmralı tecridine tepki gösterildi. Raporda demokratik standartlar, hukukun üstünlüğü, yargının bağımsızlığı ve temel haklara saygı konularında gerileme yaşandığı vurgulandı, "Kürtlere yönelik suçlar devam etmiştir" denildi.

AB TÜRKİYE DAPORU

Avrupa Birliği'nin (AB) yürütme organı olan Avrupa Komisyonu tarafından yıllık hazırlanan Türkiye 2024 Raporu 30 Ekim’de yayımlandı. Türkiye 2024 Raporu  AB’nin dış politika ve güvenlikten sorumlu yüksek temsilcisi Josep Borrell ve genişlemeden sorumlu komiser Oliver Varhelyi'nin Brüksel’de düzenledikleri basın toplantısıyla duyuruldu.

Raporun girişinde "Türkiye ile katılım müzakereleri, AB Konseyi Kararları doğrultusunda 2018'den bu yana durmuş durumdadır. AB'nin demokratik standartlar, hukukun üstünlüğü, yargının bağımsızlığı ve temel haklara saygı konularında süregelen gerilemeye ilişkin ciddi endişeleri giderilmemiştir” denildi.
Raporun “Demokrasi” başlığı altında Türkiye’deki Başkanlık sistemine eleştiri yapıldı. Başkanlık sisteminin denge ve denetleme mekanizmalarından azade olduğu belirtilirken, "Ülkedeki denetleyici kurumların çoğu doğrudan Cumhurbaşkanlığına bağlı kalmaya devam ederken, kamu yönetimi son derece politize olmuş durumdadır" diye belirtildi.

'BİNLERCE HDP'Lİ TUTUKLU, KÜRTLERE YÖNELİK SUÇLAR DEVAM ETMİŞTİR'

Raporun “hukuk ve temel haklar” başlığı altında da eleştiriler yöneltilirken, "Önceki raporlarda tespit edilen kilit konularda ilerleme kaydedilmemiştir ve ciddi endişeler devam etmektedir” vurgusu yapıldı.
Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan Türkiye 2024 Raporunda dikkat çeken noktalar şöyle:
* Siyasi çoğulculuk zarar görmeye devam ediyor. Zira “Yaklaşık 8 000 Halkların Demokratik Partisi (HDP) üyesi ve yetkilisi hâlihazırda cezaevinde bulunmaktadır. Ocak 2024'te Yargıtay, Anayasa Mahkemesi'nin iki kararına karşı çıkarak Gezi davasının tutuklu sanıklarından milletvekili seçilen bir kişinin tahliyesine karar vermiştir. Mayıs 2024'te, çok sayıda eski HDP milletvekili ve partinin iki eski eş başkanı, AİHM'in derhal serbest bırakılmaları yönündeki kararına rağmen uzun hapis cezalarına çarptırılmıştır. HDP'nin, 451 HDP üyesinin siyasi hayattan men edilmesini de içeren terör suçlamalarına ilişkin kapatma davası, Anayasa Mahkemesi önünde derdesttir.
Güneydoğu bölgesi, Şubat 2023 depremlerinin devam eden etkileri nedeniyle endişe kaynağı olmaya devam etmiştir.
Kürt meselesine ilişkin güvenilir bir barış sürecinin yeniden başlatılması yönünde ilerleme kaydedilmemiştir.
Güvenlik güçleri tarafından gerçekleştirilen insan hakları ihlalleri rapor edilmeye devam etmiştir. Kürtlere yönelik nefret suçları ve nefret söylemi devam etmiştir. Diyarbakır'ın Sur ilçesindeki mülkiyet hakkı davalarına ilişkin olarak herhangi bir adli veya idari başvuru yolu kabul edilmemiştir.
Doğu ve Güneydoğu il valileri, Mart 2024 yerel seçimleri öncesi de dâhil olmak üzere, toplantı ve etkinliklere keyfi genel yasaklar getirmiştir.

 'GAZETECİLERE, KÜRTÇE YAYINLARA, MUHALİFLERE BASKILAR SÜRÜYOR'

Terörizmin geniş bir şekilde yorumlanması ve Kürt meselesi konusunda çalışan gazetecilere, siyasi muhaliflere, barolara ve insan hakları savunucularına yönelik adli ve idari baskılar endişe yaratmaya devam etmiştir.
Kürtçe yayın yapan medya kuruluşları ve kültürel haklar kurumları 2016'dan bu yana kapalı kalmaya devam etmiştir.
Kobanê davasında, Mayıs 2024'te mahkeme, HDP’li 24 Kürt siyasetçiyi devlete karşı suç işledikleri iddiasıyla hapis cezasına çarptırmıştır. Ayrı bir davada, HDP'ye karşı açılan kapatma davası Anayasa Mahkemesi'nde devam etti. Eski HDP eş başkanı Selahattin Demirtaş, AİHM'in derhal serbest bırakılması çağrısında bulunduğu iki kararına rağmen cezaevinde kalmaya devam etmiştir. Haziran 2024'te Avrupa, Türk makamlarına, derhal serbest bırakılmasını sağlamak için gerekli tüm tedbirleri alma çağrısında bulunmuştur.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Partisi) üyeleri, belediye başkanları ve diğer DEM temsilcilerine yönelik terörle bağlantılı suçlamalarla çok sayıda yeni gözaltı bildirilmiştir.
Dönemin Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin 2015 yılında öldürülmesiyle ilgili davada, mahkeme Haziran 2024'te üç polis sanığının delil yetersizliğinden beraatine karar vermiştir.
Mart 2024 yerel seçimleri sırasında, güvenlik güçlerinin oylama sonuçlarını etkilemek için güneydoğu bölgesinde stratejik olarak konuşlandırıldığına dair iddialar vardı.
Son iki yerel seçimde görevden alınan ve yerlerine kayyum atanan belediye başkanları ya hapiste ya da yurt dışında kalmıştır. Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi'nin Mart 2022 tarihli Türkiye Tavsiyeleri henüz uygulanmamıştır.
2015 ve 2016 askeri ve güvenlik operasyonları sırasında zarar gören kültürel, tarihi ve dini miras alanları üzerinde hükümet tarafından finanse edilen inşaat projeleri ile ilgili davalar devam etmiştir.
Kayıp kişilerin bulunması, toplu mezarların açılması veya güvenlik güçleri tarafından işlendiği iddia edilen yargısız infazların bağımsız bir şekilde soruşturulması için kapsamlı bir yaklaşım yoktu.
1990'lı yıllardaki zorla kaybetmelerle ilgili davaların neredeyse tamamı zamanaşımı nedeniyle düşmüş olup, sadece iki dava devam etmektedir.

'KORUCULAR HALKA DÖNÜK SUÇ İŞLİYOR'

Türk güvenlik güçlerini destekleyen paramiliter bir güç olan köy koruculuğu sistemi, yerinden edilmiş köylülerin geri dönüşünü engellemeye devam etmiş ve Kürt meselesinin siyasi çözümüne yönelik bir engel teşkil etmiştir. Bazı köy korucuları, insan hakları ihlalleri ve Kürt nüfusa karşı aşırı güç kullanımı ile ilişkilendirilmiştir.
Temel haklar başlığı altında yer alan Yaşam hakkı kısmında Yaşam hakkına ilişkin durumun iyileştirilmesi ve güvenlik güçlerinin cezasızlığının ortadan kaldırılması için hiçbir adım atılmamıştır.

'CPT RAPORLARININ AÇIKLANMASI ÖNÜNDEKİ ENGELLERİ KALDIRIN'

İşkence ve/veya kötü muamele, gözaltı merkezlerinde, cezaevlerinde, gayri resmi gözaltı yerlerinde, geri gönderme merkezlerinde ve nakil araçlarında ve gösteriler sırasında meydana gelmeye devam etmiştir. Güvenlik güçleri tarafından orantısız güç kullanımı devam etmiştir. Sınırlı sayıda vakada, suçlanan memurlara karşı idari tedbirler alınmıştır. KİH-YÇ, BM İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşme'ye Ek İhtiyari Protokol'ün temel gerekliliklerini karşılamamakta ve kendisine havale edilen vakalarla etkili bir şekilde ilgilenmemektedir.
Türkiye, Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi'nin bekleyen tüm raporlarının yayımlanmasına izin vermeye ve bu tür raporlar için otomatik bir yayımlama usulü getirmeye teşvik edilmektedir."

İMRALI TECRİDİNE TEPKİ

Rapordaki "Cezai yaptırımların uygulanması” başlığında gardiyanların işkence pratikleri, cezaevi gözlem kurullarının keyfi uygulamaları, tutsakların izolasyonu ve Önder Apo'ya tecride dikkat çekilerek şöyle denildi:
"Cezaevi görevlilerinin yaygın cezasızlığı nedeniyle ağırlaşan insan hakları ihlalleri iddiaları rapor edilmeye devam etmiştir. İnfaz rejimine ilişkin olarak siyasi mahkumlara farklı muamele yapılması da endişe yaratmaktadır. Cezaevi İdaresi ve Gözlem Kurulları, mahkumların şartlı tahliyelerini keyfi olarak geciktirme eğilimindedir. Yargılama öncesi tutukluluk, ifade özgürlüğüne ilişkin suç iddiaları da dâhil olmak üzere, yaygın olarak kullanılmaya devam etmektedir. Sanıklar giderek artan bir şekilde suçun işlendiği iddia edilen yerden çok uzaktaki cezaevlerinde veya gözaltı merkezlerinde tutulmakta, bu da aile bağlarını zorlamaktadır. Mahkumların artan izolasyonu, ortak faaliyetlerin sınırlı ve keyfi kalması nedeniyle bir sorun olmaya devam etmiştir. PKK lideri Öcalan ve İmralı cezaevindeki diğer üç mahkûmun, son 43 aydır avukatları ve yakınları ile görüşmeleri engellenmiştir.”

KÜRTÇE ÜZERİNDEKİ BASKILAR

Türkiye 2024 Raporunda Kürtçe üzerindeki baskılara da şöyle yer verildi:
"Devlet okullarında Kürtçe ve Çerkezce seçmeli dersler verilmektedir, ancak bu dersler için en az 10 öğrenci şartı ve atanan öğretmen sayısının yetersizliği engel teşkil etmeye devam etmektedir. Güneydoğu bölgesinde devlet tarafından atanan kayyum belediye başkanları sokakların ve kültür merkezlerinin orijinal isimlerini değiştirmeye ve Kürtçe kültürel faaliyetleri yasaklamaya devam etmiştir. Çok sayıda konser, festival ve kültürel etkinlik valilikler ve belediyeler tarafından 'güvenlik ve kamu düzeni' gerekçesiyle yasaklanmıştır. Kürt kültür ve dil kurumları, medya kuruluşları ve çok sayıda sanat alanı 2016'dan bu yana çoğunlukla kapalı kalmıştır.”

UYUŞTURUCU TİCARETİNDE TÜRKİYE TRANSİT ÜLKE

Raporda uyuşturucu ticaretinde Türkiye’nin geçiş ülke olduğuna işaret edilerek, "Türkiye, Asya ve Avrupa arasında uyuşturucu için bir geçiş yolu olmaya devam etmektedir. Özellikle eroin konusunda, AB kolluk kuvvetleri ortaklarıyla bilgi alışverişi ve işbirliğinin güçlendirilmesi gerekmektedir" denildi.

AVRUPA KOMİSYONU TAVSİYELERİ

Avrupa Komisyonu önceki yıl Türkiye’ye ilettiği tavsiyelerin Türk devleti tarafından uygulanmadığına atıf yaparak, tavsiyelerin geçerliliğini koruduğuna işaret ederek aşağıdaki tavsiyeleri yaptı:
"Avrupa standartlarına uygun, yargının görevlerini bağımsız ve tarafsız bir şekilde yerine getirmesine imkan tanıyan, kuvvetler ayrılığını güçlendiren ve alt mahkemelerin, kararları AİHM içtihadına uygun olması gereken Anayasa Mahkemesi kararlarına saygı göstermesini sağlayan siyasi ve hukuki bir ortam yaratılması,
Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun (HSK) yapısını ve üyelerinin seçim sürecini, yürütmenin rolünü ve etkisini sınırlandıracak şekilde değiştirmeli ve HSK'nın veya üst düzey yetkililerin yargı süreçlerine müdahalesine karşı güvenceler getirmelidir;
Tüm adli işlemlerin, özellikle suç mağdurlarının hakları ve ceza yargılamalarında şüpheli ve sanıkların usuli hakları da dâhil olmak üzere temel haklara saygı göstermesini sağlamalı, masumiyet karinesini, cezai sorumluluğun şahsiliği ve hukuki kesinlik ilkelerini, savunma hakkını ve adil yargılanma hakkını usulüne uygun şekilde güvence altına almalıdır."