Açlık grevindeki tutsaklar: En kutsal işimiz komployu boşa çıkarmak

Antalya'da açlık grevindeki tutsaklar, “Şüphesiz ki en kutsal işimiz Önderliğimiz üzerindeki komployu boşa çıkartmak" diyerek, direnişi büyütmeye çağırdı.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a özgürlüğü için açlık grevinin sürdüğü cezaevlerinden biri de Antalya Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi. Buradaki siyasi tutsaklar, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik uluslararası komplonun yıl dönümüne dair mektup yazdı.

Adalet Nöbeti'ni sürdüren Barış Anneleri’nin selamlandığı mektupta, “Bütün isteklerimiz gözlerinizden akan yaşları durdurmak ve özgür bir ülke kurmaktan yana tavır almaktır” denildi.

‘BİRLİKTE DAHA FAZLA DİRENMELİYİZ'

Annelerin mücadeleleriyle açlık grevlerine güç, onur ve mutluluk verdiğinin belirtildiği mektupta, şu ifadelere yer verildi:

“Cumartesi Anneleri oldunuz, kaybettirilen evlatlarının peşine düştünüz. Akan kan, gözyaşı ve savaşlar karşısında Barış Anneleri olup mücadele yürüttünüz. Sizler o kadar güçlüsünüz ki bazen evlatların parçalanmış bedenleri sizlere kargo kutularında gönderildi. Bazen evlatlarınız Kurdistan'ın taşlarına, kayalarına akıtıldı. Bazen sokaktaydınız Taybet Ana gibi, bazen de şehir şehir dolaşıp zindan kapılarında evlatlarınızın izine düştünüz. Ama yine de mücadelenizden asla vazgeçmediniz. Sizin yaşamış olduğunuz emsalsiz acıları, ıztırapları bizden başka kim anlayabilir... Hem bugünümüz hem de geleceğimiz için ‘yaşamak direnmektir’ anlayışıyla her zamankinden daha fazla birlikte mücadele etmek ve direnmek zorundayız.

‘İŞİMİZ ÖNDERLİĞİMİZ ÜZERİNDEKİ KOMPLOYU BOŞA ÇIKARMAKTIR’

Hamlenin amacına baktığımızda içinden geçtiğimiz sürecin çok önemli ve tarihi bir süreç olduğunu görüyoruz. Onun için atılımı büyütmek sadece politik bir görev değil, halkımıza ve Önderliğimize olan borcumuz ve aynı zamanda ahlaki sorumluluğumuzdur. Uluslararası komplonun 25. yıl dönümünde şüphesiz ki en kutsal işimiz Önderliğimiz üzerindeki komployu boşa çıkartmak ve onu yok etmektir. Çocuklardan yaşlılara, kadın-erkek herkese bu süreçte yapabileceği ve yürütebileceği işler ve görevler düşüyor. Bu bilinç ve inançla halkımızı kıymetli annelerimizin mücadelesine katılmaya çağırıyoruz. Mücadelemizi başarıyla taçlandırabilmemiz için halkımızın ve özgürlüğe susamışların seferberlik ruhuyla sürece ve harekete kalması gerekmektedir.

Bizler inanıyoruz ki ortaklaştırdığımız mücadele ile gerek dağ, gerek zindan gerek halkımız ile başarıya ulaşacağız. Bu duygularla 15 Şubat Komplosu'nu devrimci bir nefretle lanetliyoruz ve en kalbi duygularımızla sizleri selamlıyor ve teşekkürlerimizi iletiyoruz. Bir kez daha diyoruz ki zafer bizimdir.”