Afrikalı göçmenlere fuhuş tuzağı

Afrikalı göçmenler sırf polis baskısı, ev sahibi, iş yeri sahiplerinin taciziyle yüz yüze kalmıyor, fuhuş çetelerinin cenderesinde de yaşamaya çalışıyorlar. Özellikle Uganda’dan gelen göçmenler, daha kendi ülkelerinden çıkmadan çetelerin eline düşüyor.

Türkiye’de, yaklaşık bir yıldır özellikle Afrika’dan gelen göçmenlerin oturum ve çalışma izinleri iptal ediliyor. Bu iptal sonrası yıllardır Türkiye’de yaşayan ve burada kendilerine bir düzen kuran Afrikalı göçmenler ile yeni gelen göçmenler kaçak yollarla yaşamaya çalışırken, devletin baskısından kurtulmak isterken çetelerin emri altına girmek zorunda kalıyorlar. 

Türkiye’de 2021 yılında yayınlanan resmi verilere göre, 100 bin Afrikalı göçmen bulunuyor. Bu göçmenlerin yüzde 70’i İstanbul’da yaşıyor. Açıklanan bu sayıya son iki yılda gelenler eklendiğinde ortaya 200 bin gibi bir sayı çıkıyor. Son birkaç yıldır Uganda’da yaşanan siyasi ve ekonomik krizden kaçan Ugandalı göçmenler, Türkiye’de yaşamak için, ülkelerinden başlayarak Ugandalı yetkililerin de içinde olduğu çetelerle işbirliği yapmak ya da onların istedikleri şeyleri yapmak zorunda bırakılıyor.

Özellikle seçim sonrası göçmenlere yönelik iktidarın saldırıları artarken, göçmenlere yönelik bir yandan da içinde Türk polis güçlerinin ve Uganda Büyükelçiliğinin olduğu bir fuhuş çetesinin de aktif olarak baskı yaptığı ortaya çıktı. Özellikle Afrikalı göçmenlere yönelen çete, en çok son dönem Uganda’dan göç etmek zorunda kalan göçmenlere yönelik baskılarını arttırdı. 

İstanbul’da Okmeydanı, Tarlabaşı gibi bölgelerde kalan Ugandalı kadın göçmenleri hedef alan çetenin pasaportlarına el koyduğu ve fuhuşa zorladığı kadınlarla konuştuk. Güvenlik sebebi ile isimlerinin yazılmasını ve fotoğraflarının çekilmesini istemeyen kadınlar, yaşadıklarını ANF’ye anlattı. 

ÇETE FAALİYETLERİ UGANDA’DA BAŞLIYOR

Uzun zamandır Uganda’da da yaşanan siyasi ve ekonomik krizden kaçarak Türkiye gibi ülkelere gelen Ugandalılar, burada fuhuş ve uyuşturucu çetelerinin ellerine düşüyor ve çeteler tarafından kullanılıyor. Uganda’da yaşanan krizden kaçmak için özellikle Türkiye’ye gelmek için çabalayan göçmenlerin ilk durağı, ülkelerinde bulunan acenteler oluyor. Acentelerle vize işlemleri için irtibata geçen göçmenler, burada istenilen parayı veremedikleri için daha ülkelerinde çetelerin kontrolüne girmek zorunda kalıyorlar.

Görüştüğümüz A. adlı erkek bir göçmen, Uganda’dan parasızlıktan kaçtıklarını ancak kaçmak için bile büyük paraların gerektiğini, bunun için de acentelerin ilgilendiğini söyledi. 

Uganda'da bulunan bu acenteler, Türkiye için istenilen vizeyi sağlamak için fahiş fiyatlar belirlediğinden, bu fiyatları veremeyen Uganda vatandaşlarına yüksek faizlerle para vermeyi teklif ediyorlar. Bu paraların geri alınması için ise istenilen ilk şart Türkiye’de iş bulduktan sonra, ki iş bulma kısmında da kendilerine Türkiye’de bulunan temsilciliklerin yardım edeceğini belirtip, taksitli bir şekilde ödenebileceğini söylüyorlar. Hem politik hem de ekonomik sebeplerden ülkeden çıkmak isteyenler bu teklifi kabul etmek zorunda kalıyor. 

Ugandalılara yönelik şartlar bununla bitmiyor. Acentelerin vize aldığı Ugandalılar, bu seferde Türkiye’de bulunan Uganda Büyükelçiliğinin taleplerini karşılamak zorunda kalıyorlar. Büyükelçilik ise gelen kişilerin cinsiyetlerine göre farklı taleplerde bulunuyorlar. Gelmek isteyen kişi erkek ise, büyükelçilik, Uganda’da bulunan ve kendilerine muhalif olan kişilerin öldürülmesini istiyor. İstenilen kişinin öldürülmesi sonrası ise öldüren kişinin vizesi onaylanıyor, hatta Türkiye’ye uçak biletleri dahi alınabiliyor. Eğer gelmek isteyen kişi kadın ise, büyükelçilik kadından cinsel içerikli videolar istiyor. Bu videolar daha sonra kadınların fuhuşa zorlanmasında çete tarafından kullanılıyor. 

UGANDA KOMİTE DERNEĞİ ADI ALTINDA ÇETE FAALİYETİ         

Uzun süredir devam eden bu süreçte, gelen göçmenlere kısa süreli oturum izinleri dahi verildi. Bu verilen oturum izinleri için çoğu zaman Türk yetkililerinin çete üyelerinden rüşvet aldığı görüştüğümüz göçmenler tarafından söylendi. 

Fuhuş çetesinin eline düşen kadınlardan biri olan M. yaşanan süreci şöyle anlattı: “Uganda’da yaşanan krizden dolayı Türkiye’ye gelmek istedim ancak acenteler ile ilgili duyduklarımdan dolayı kendim vize için büyükelçiliğe başvurdum. Vizeyi aldım ancak Türkiye’ye geldikten bir süre sonra burada bulunan Uganda Büyükelçiliğine çağrıldım. Burada oturum izni için verilecek belgelerle ilgili konuşmak istediklerini söylediler. Elçiliğe gittiğimde benimle konuşan kişi, benden çıplak videolarımı çekmemi, yoksa oturum izni verilmeyeceğini ve geri gönderileceğimi söyledi. Burada kendime iş bulduğumdan dolayı videoyu çekip gönderdim.

Videoları gönderdikten bir süre sonra burada bulunan ve adının Uganda Komite Derneği olduğunu öğrendiğim bir yerden beni aradılar ve oturum izni için görüşmek istediklerini, büyükelçilikle ortak çalıştıklarını söylediler. Verdikleri adrese gittim. Görüşme sırasında benden ilk olarak oturum izni için pasaportumu ve fotoğrafımı istediler. Onları verdikten sonra ise beni arayacaklarını söylediler. Bir hafta sonra beni arayıp yeniden görüşmek istediklerinde ise bana benim çektiğim çıplak videolarımı gösterip, kendilerinin gösterdikleri işlerde çalışmazsam pasaportumu vermeyeceklerini ve ihbar edeceklerini söylediler. Pasaportumu geri vermek için ise 100 dolar istediler. 100 doları hemen kazanamayacağımı söylediğimde de, kendi söyledikleri kişilerle fuhuş yapmam gerektiğini ve buradan gelen parayla kısa sürede pasaportumu alacağımı belirttiler.”

Uganda Komite Derneği adıyla faaliyet gösteren bu yeri araştırdığımızda, resmi kayıtlarda böyle bir derneğin çıkmadığını gördük. Resmi kayıtlarda olmayan ve hiçbir resmiyeti olmayan bu derneğin ismi, görüştüğümüz birçok Uganda vatandaşı tarafından biliniyor ve dernek açık bir şekilde faaliyet gösteriyor. Derneğin kayıtlı bir yerinin olmaması ve görüştüğümüz göçmenlerin korkudan herhangi bir adres vermemelerinden dolayı nerede olduğunu öğrenemedik ancak bir göçmen, dernek adı altında konuşan kişinin aslında Uganda’ya kargo işleri yaptığını söyledi. 

Görüştüğümüz başka bir göçmen, özellikle son yıllarda Afrikalı göçmenlere ait oturum izninin iptal edildiğini ve bundan kaynaklı fuhuş çetesine yönelen kişilerin sayısının arttığını belirtti. Zaten baskı ve parasızlıktan kaçan göçmenler, bir daha gitmemek için burada yaşanılan baskılara göz yumuyor. Kısa bir süre önce Türkiye’de yaşayan Afrikalı göçmen ve mültecilerin oturum ve çalışma izinleri iptal edildi. İptal sonrası yaşanan operasyonlarda çok sayıda göçmen Geri Gönderme Merkezlerine gönderildi. Bunların neredeyse hiçbiri ülkelerine gidemedi. Görüştüğümüz bir göçmen, GGM’lere giden göçmenlere uçak biletlerini kendilerinin alacağının söylendiğini, sadece biletin bile 20 bin liraya yakın bir ücreti olduğunu söyleyerek, hiçbir göçmenin bu parayı verecek güçte olmadığını belirtti. 

OTURUM İZİNLERİ İPTAL EDİLDİ, ÇETENİN ELİNE DÜŞTÜLER

Göçmenler burada yasal olarak çalışsalar bile aylık olarak kazançları 4 bin ya da 5 bin arası oluyor ve bunun çoğunluğu kaldıkları evlerin kirasına gittiğinden hiçbir biçimde para toplayamıyorlar. Oturum izinlerinin iptali sonrası ise hem çalışma şartları hem de barınma koşulları giderek zorlaşmış durumda. Oturum izinleri iptal edilen göçmenler, daha az ücretle çalışmak zorunda kalıyorlar, bunun yanında oturum izinlerinin iptal edildiğini bilen ev sahipleri kiralara fahiş fiyatlarla zam yapıyor ve itiraz eden göçmenleri polise şikayet etmekle tehdit ediyor. Bu koşullarda tamamen çetenin eline düşen göçmenler, bir yandan polise yakalanmamak için çabalarken, diğer yandan fuhuş ya da yasadışı işler yapmak zorunda kalıyorlar. 

Görüştüğümüz başka bir göçmen kadın ise, hamile iken bu çetenin eline düştüğünü belirtti. İş bulmak için Uganda Komite Derneğine giden kadın, pasaportuna el konulması sonrası, hamile olduğu halde uzun bir süre fuhuşa zorlandığını, doğum yapmak için hastaneye gittiğinde ise pasaportu olmadığı için doğum sonrası polise teslim edildiğini belirtti. GGM’ye gitmeden önce polise yaşadıklarını anlattığını belirten kadın, bir-iki gün nezarette kaldıktan sonra serbest bırakıldığını belirtti. Pasaportunu almak için çok uğraştığını anlatan kadın göçmen, halen pasaportunu alamadığını ve kaçak bir şekilde, farklı bir yerde yaşadığını ve çetenin halen kendisini aradığını belirtti. 

Pasaportlarına el konulan göçmenler, pasaportsuz yakalandıklarında, kendi ülkelerine dahi gönderilemediklerini, uzun süre GGM’de kalmak zorunda olduklarını aktardı.