Ağaç A.Ş. işçileri direnişlerini sürdürüyor
İBB’ye bağlı Ağaç A.Ş’de çalışan işçiler, asgari ücretin altında ücret almalarından ve sosyal haklarını alamamasından kaynaklı başladıkları eyleme 3. gününde devam ediyor.
İBB’ye bağlı Ağaç A.Ş’de çalışan işçiler, asgari ücretin altında ücret almalarından ve sosyal haklarını alamamasından kaynaklı başladıkları eyleme 3. gününde devam ediyor.
İBB önünde devam eden eylemde işçiler, talepleri kabul edilene kadar direnişe devam edeceklerini açıkladı.
İBB’ye bağlı Ağaç A.Ş. işçileri yaşanan hak gaspları ve aldıkları ücretin asgari ücretin altında olmasından kaynaklı olarak DİSK’e bağlı Bağımsız Tarım ve Orman İşçileri Sendikası öncülüğünde İBB önünde eyleme geçti. BTO-SEN öncülüğünde yapılan eylem 3. gününe girerken işçiler, talepleri kabul edilene kadar direnişe devam edeceklerini açıkladı.
İstanbul genelinde, Ağaç A.Ş.’ye bağlı olarak 2 bin 500 işçi çalışıyor. Bu işçilerin çoğunluğunu Kürt işçiler oluşturuyor. Ağaç A.Ş. yönetimi ise İYİ Parti üyelerinin elinde ve yönetim açık bir biçimde Alevi, Kürt işçilere yönelik ayrımcı ve ırkçı politikaları tasvip eden bir yerde duruyor.
İşçilerin eylemini bugün Yeşil Sol Parti Milletvekilleri Cengiz Çiçek ve Özgül Saki ile HDP il yönetimi ziyaret etti. Ziyaret sırasında işçilerin taleplerini dinleyen vekiller, direnişin haklı olduğunu, sonuna kadar sahiplenilmesi gereken bir direniş olduğunu belirtti. İşçiler sık sık, “Bize ekmek yoksa size huzur yok, Ağaç A.Ş. işçisi köle değildir, Birleşe birleşe kazanacağız, Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz, Ağaç A.Ş. burada İBB nerede” sloganları atıldı.
'İSTEDİĞİMİZ ŞEY HAKLARIMIZ'
İşçilerin taleplerini ve yaşadıklarını BTO-SEN yönetiminden Erkan Urel ile konuştuk. Taleplerinin belli olduğunu söyleyen Urel, isteklerinin geçtiğimiz günlerde İBB ile DİSK’e bağlı Genel İş Sendikası ile imzalanan toplu iş sözleşmesindeki haklar olduğunu belirtti. Urel işçilerin taleplerine ilişkin şunları söyledi, “Bizim taleplerimiz belli; DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası ile Boğaziçi A.Ş. arasında bir toplu iş sözleşmesi imzalandı, oradaki hakların tamamen bize de verilmesini istiyoruz. İBB’de Ekrem İmamoğlu, “Bu yaptığımız sözleşme bir taban olacak, tüm işçiler faydalanacak" dedi. Biz de diyoruz ki, gelin bize verin arkadaşlar. Bu işçiler asgari ücret sarmalından çıksın artık. İBB’nin en ağır işlerinden bir tanesini yapıyoruz ve asgari ücretten daha düşün ücret alıyoruz. Yol ve yemek masrafını çıktığımızda 10 bin 400 lira kalıyor elimizde, başka hiçbir şey kalmıyor. İstanbul’da kira ortalaması 12 bin lira olmuş, eğitim öğretim yılı geliyor, çocuklarına nasıl bakacak bu işçiler? “
ÇALIŞAN İŞÇİLERE SU DAHİ VERİLMİYOR
Ağaç A.Ş.’de çalışan işçilerin çok zor şartlarda çalıştığını, haklarını almak bir yana ayrımcı politikalara maruz kaldığını söyleyen Urel, çalışan işçilere su verilmediğini, tuvalet ihtiyaçlarını dahi karşılayamadıklarını belirterek sözlerine şöyle devam etti, “İstanbul’un sahillerine, park bahçelerine hepimiz nefes almak için oturuyoruz. Birçok yeşil alan var. İşçi arkadaşlarımız buraların bakımını yapıyor. Kışın soğukta parklarda, yamaçlardalar. Yazın sıcağında da 40 derecenin altında da çalışmaya devam ediyorlar. Arkadaşlar yazın çalışırken bile burada iştirak, İBB, bir su gönderme tenezzülünde bulunmuyor. Havalar ısındığında arkadaşlarımızı çalıştırmak istediler. Bir kısmının kalp rahatsızlığı var, işçiyi bile bile ölüme göndermeye çalıştılar. Yaptığımız baskılarla çalışma saatlerini değiştirdik ancak laf anlamaz bazı şeflerde normal bir günmüş gibi işçi arkadaşlarımızı çalıştırdılar. Yamaçlarda bu arkadaşlarımız çim biçmeye çalışıyor. Burada işçi sağlığını, iş güvenliğini göz ardı ediyorlar. Birçok arkadaşımızın çöp toplarken, tırpan yaparken enfeksiyon hastalığına kapılma riski çok fazla. Eldivenden bile imtina ediyorlar. İBB’nin kurumlarına girip lavabo ihtiyaçlarını karşılamak istediklerinde orada kovuluyorlar. Normalde yapılması gereken, saha da çalışan personele mobil tuvalet sağlanması lazım ki, bu arkadaşlar ihtiyaçlarını görsünler ama Ağaç A.Ş. işçilerine üvey evlat yapıyorlar. Arkadaşlar sağda solda bir yer bulunca ihtiyaçlarını gideriyorlar. Parkta, bahçede çalıştırılan arkadaşlarımız birer kişi çalıştırılıyor. Parklarda, bahçelerde güvenlikler yok, herhangi bir tehlikeyle karşı karşıya kalabilirler. Geçen aylarda bir arkadaşımız, parkta tek başına çalışırken kalp krizi geçirip yaşamını yitirdi. Yanında bir kişi olsa, bir çalışan arkadaşımız daha olsa belki o arkadaşımız kurtulacaktı. “
GEÇİNMEK İÇİN EK İŞ YAPMAK ZORUNDA KALIYORLAR
Geçtiğimiz senelere göre daha işçinin çalıştırıldığını söyleyen Urel, üç kişinin yapacağı işi bir kişiye yüklediklerini, bunun da işçilerin daha çok zorlanmasını beraberinde getirdiğini belirtti. Urel, bir çok kişinin zaten alınan sefalet ücretinden dolayı ek iş yapmak zorunda kaldığını dile getirerek, şöyle devam etti: “Normalde 3 kişinin yapacağı işi tek kişiye yaptırıyorlar. Geçen senelerde bir şantiyede 120-140 kişi çalışırken şu an 80’lere, 60’lara düştü. İş yükü çok ağır, otoyol kenarında bir arkadaşımızı vermişler, karşılıklı sekiz kilometre ve bunun temizliğini yapacak. Her gün bu yolu arkadaşlarımız yürüyüp geliyor. Enflasyon oranı açıklandığında zam yapıyorlar. TÜİK’in açıkladığı verilere göre yapıyorlar ancak CHP bile TÜİK verilerini yalanlıyor. Biz geçen sene yaptığımız eylemler sayesinde asgari ücretin üstünde ücret alabiliyorduk ancak şu an asgari ücretin altında alıyoruz. Bazı arkadaşlarımız ek işler yapmak zorunda kalıyor. Ek iş yapıyor ki geçinebilsin. Bu da iş kazası geçirmenin önünü açıyor. Arkadaşlarımız 2 saat uyuyup tekrar işe gidiyorlar. Adam çim biçerken gözü kararsa otobana düşecek. “
Haklarını alana kadar direnişlerinin süreceğini, sendikanın bu direnişi zaferle sonuçlandıracağını vurgulayan Urel, yönetimin işçilere baskı yaparak sendikaya üye olmalarını engellemeye çalıştığını söyledi ve şunları ifade etti: “Hakkımızı alana kadar buradan gitmeyeceğiz. İnsani koşullarda yaşamak istiyoruz, insani koşullarımızı istiyoruz. Sözüm ona burası bir kamu kurumu ama azılı bir işverenden daha kötü çalışıyoruz. Aldığımız ücretlerin İstanbul şartlarının çok altında. İBB’nin bir kurumu İstanbul Planlama Ajansı açıkladı, İstanbul’da yaşamın maliyeti 38 bin 800 lira. Haneler bu rakamın yanında bile geçmiyor. Ağaç A.Ş. işçilerine reva görülen sefalet ücreti.
Ağaç A.Ş. yönetimi İYİ Parti’nin elinde. Burada taşerondan kalma bir zihniyet var. Bugün bile birkaç bölge müdürü, eyleme giden arkadaşlarımızı işten kovmak ile tehdit etti. Bazı şefler ne yapmamaları gerektiğinin farkına varmaya başladı. Birilerine yarananlar, birilerinden menfaat sağlayanlar işçi düşmanlığına devam ediyor. 1700 işçi arkadaşımız bize üye olmuştu, sonra işçiler baskı yapılarak başka sendikaya geçirildi. İki sarı sendika birbirlerini dava etti. Yargı sürecinden dolayı 5 yıl boyunca işçilerin toplu iş sözleşme hakkı yok. “