Amed’de 3 bin 200 ağır hasarlı yapıdan sadece 80'i yıkıldı
İnşaat Mühendisleri Odası Amed Şube Eşbaşkanı Mahsum Çiya Korkmaz, Amed'de ağır hasarlı olarak tespit edilen 3 bin 200 binadan sadece 80'inin yıkıldığını söyledi.
İnşaat Mühendisleri Odası Amed Şube Eşbaşkanı Mahsum Çiya Korkmaz, Amed'de ağır hasarlı olarak tespit edilen 3 bin 200 binadan sadece 80'inin yıkıldığını söyledi.
Depremlerden sonra Amed’de yıkılması gereken ağır hasarlı yapılan halen yüzde 3’ünün bile yıkılmadığını söyleyen İnşaat Mühendisleri Odası Amed Şube Eşbaşkanı Mahsum Çiya Korkmaz, “3200 ağır hasarlı yapıdan şimdiye kadar 80 tanesi yıkılmış durumda” dedi.
Depremlerde Amed’de de yıkılan binalar olmuş, yüzlerce kişi yaşamını yitirmişti. Depremden sonra yapılan hasar tespit çalışmalarında yaklaşık 3 bin 200 yapının ağır hasarlı olduğu kayıt altına alınmıştı. Bu yapıların derhal yıkılması gerekirken, halen yüzde 3’ü bile yıkılmış değil. Yıkılması gereken yapılar kentte büyük risk oluştururken, konuyla ilgili olan mimar ve mühendisler, yetkililere çağrıda bulunuyor.
İnşaat Mühendisleri Odası Amed Şube Eşbaşkanı Mahsuö Çiya Korkmaz, söz konusu yapıların bir an önce yıkılması ve asbeste neden olan faktörlerin de ortadan kaldırılması gerektiğini söyledi.
Korkmaz, depremlerden sonra yürütülen hasar tespit çalışmalarına gerek duyulmaksızın acil yıkım statüsünde olan yapıların olduğunu belirtti. Acil yıkılması gereken binaların sayısının yüzden fazla olduğunu söyleyen Korkmaz, halen istenilen sayıya ulaşılmadığını kaydetti.
'YIKIMLAR ÇOK GEÇ BAŞLADI'
Amed’in merkez ilçelerini de kapsayan alanda 80 bin yapının hasar tespitinin yapıldığını ancak itirazlarla beraber bu sürecin ikinci kez yapıldığını ifade eden Korkmaz, şöyle devam etti: “İtirazlar da olunca 80 bin yapının hasar tespiti iki kez yapılmış oldu. Dolayısıyla sürecin bu kadar uzaması da normal görüldü. Ancak acil yıkılması gerekenleri, bunun dışında tutuyorum. Genel anlamda hasar tespit çalışması bir buçuk ay önce bitti. Bu çalışmayla birlikte 3200 yapının ağır hasarlı olduğu ortaya çıktı. Orta ve az hasarlı olanları saymıyorum. Bu yıkımların ihalesini önce büyükşehir belediyesine verdiler. Daha sonra yetkiyi oradan alıp valiliğe verdiler. Yıkım işlemi için de mahalle bazlı ihaleler yapıldı ve bunlar da 10 gün önce bitti. Kendilerince hasar tespit çalışmaları, ondan sonra yıkım ihaleleri ve yıkım işleminin başlatılması gibi bir kronoloji çizmişler ve yıkımlara yeni başlamış oldular.”
'YAPILAR EN KÜÇÜK SESLE YIKILABİLİR'
Kentteki ağır hasarlı binaların yıkımlarının çok ağır ilerlediğini ve böyle giderse 3 bin 200 yapının yıkım sürecinin bitmeyeceğini söyleyen Korkmaz, şunları belirtti:
“Şimdiye kadar 80 bina yıkılmış. Ama böyle giderse tüm binaların yıkılması yılları alacak. Bu binaların hepsi trafiğin yoğun olduğu yerlerde oldukları için çok büyük riskler barındırıyor. Bu binaların kolonları patlamış. Bunlar, küçük bir sarsıntıyı bile kaldıramayacak ve araç trafiğiyle bile yıkılacak olan binalardır. Tabii yıkımların da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yıkım yönetmeliğine göre gerçekleşmesi gerekiyor. Bu yönetmenlikte çok açık bir şekilde alt katlardan yıkımın başlamaması gerektiği ifade edilmiş. Yani bu, en üst katlardan başlanıp, molozların vinçlerle alınması gerektiği anlamına geliyor. Böyle yapıldığı sürece toz ve asbest de olmamış oluyor. Ama buradaki yıkımlarda tam tersini görüyoruz; direkt en alt kattaki kolonlar patlatılıp yapının çökmesi sağlanıyor. Bir tehlikeyi ortadan kaldıralım derken başka bir tehlikeye meydan veriliyor."
KANSEROJEN MADDE TAŞIYAN ASBEST
Yıkımlar gerçekleşirken kanserojen madde taşıyan asbestin de kentte ciddi bir risk teşkil ettiğini vurgulayan Korkmaz, konuşmasını şöyle tamamladı: “Yıkım yönetmeliğinde asbeste ilişkin de uyarılar belirtiliyor. Yönetmelikte, yıkım yapılmadan önce asbest içeren tüm malzemelerin yapıdan çıkarılması gerektiği ifade ediliyor. Bu malzemeler nelerdir? Kapı ve pencereler en başta geliyor. Bunları zaten çıkarıyorlar ama asbest içerdiği için değil, geri dönüşümde para ettiği için çıkarıyorlar. Mesela çatı malzemeleri çok yüksek asbest içeriyor ama onları çıkarmadan yıkıma devam ediyorlar. Yine kompozit dış cephe malzemeleri asbest içeriyor. Kapı ve pencerelerin dışında asbest içeren hiçbir malzeme, yapıdan çıkarılmadan yıkım yapılıyor. Bu da yönetmeliğe aykırı olduğu için çok büyük bir suçtur da aynı zamanda.”