Amed’de sınav haksızlığı

Eğitim-Sen Amed 2 Nolu Şube yöneticisi Fesih Zirek, Amed’den 40 bin öğrencinin başka kentlerde üniversite sınavına girmesinin hak ihlali olduğunu söyledi.

Önümüzdeki hafta sonu üniversite sınavına girecek olan öğrencilerin sayısı diğer yıllara nazaran daha fazla oldu. Özellikle 120 bini kişinin sınava hazırlandığı Amed’de, 40 binin üzerinde öğrenci uzak kentlerde sınava girmek zorunda bırakılıyor. 


Her yıl olduğu gibi bu yıl da üniversite sınavına Kurdistan ve Türkiye’de milyonlarca öğrenci hazırlanıyor. Depremler dolayısıyla ücretsiz olan sınav kaydına, daha önce ödeme yapamadıkları için başvuru yapanların sayısı geçen yıllara nazaran daha fazla oldu. Sadece Amed’de 120 binin üzerinde kişi, sınava girecek fakat çoğu uzak kentlerde girmek zorunda kalacak. ÖSYM, Amed’de sınava girilecek kamu binaları, okullar ve benzeri yerler olmasına rağmen öğrencilerin sınav yerlerini Ankara, Sivas, Antep, Kıbrıs ve benzeri uzak kentler olarak belirledi.

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Amed 2 Nolu Şube Yöneticisi Fesih Zirek, yaşanan bu hak ihlaline ilişkin gerekli adımları attıklarını, mağduriyetleri gidermek için ilgili makamlarla görüştükleri söyledi. Zirek, “Ücretsiz olduğu için bu kadar insan başvuruyorsa bile demek ki yıllar önce başvurmak isteyen insanlar ekonomik sıkıntılarından kaynaklı başvuru bile yapamıyormuş. Bu biraz da bu gerçekliği ortaya çıkardı. Onu özellikle dile getirmek gerekiyor. Diyarbakır genelinde ciddi bir yığılma var. 40 binin üzerinde öğrenci arkadaşımız başka illerde sınava girecek. Bunun içerisinde Kıbrıs'a kadar sınava girmeye giden arkadaşlarımız var. Bu ciddi bir mağduriyettir” dedi.

5 BİN KİŞİ İÇİN MÜDAHALE EDİLDİ

Üniversite sınavının insanların hayatında ciddi etkisi olan bir sınav olduğunun altını çizen Zirek, şunları söyledi: “Gençlerimizin umutlarını bağladığı bir rotadır. Sınavın kendisi değerlendirilir. Aşılması değerlendirilir. Bu ayrı bir durumdur ama sonuç itibariyla şu anda liseyi bitirmiş olan bütün gençlerimiz o YKS sınavının sonuçlarına göre bir üniversiteye yerleşmek durumundadır. Böyle deprem sürecini geçirmiş bir psikolojiden çıkan öğrencilerimiz hem çalışma ortamından kaynaklı hem de psikolojik ve sosyolojik olarak yaşadıkları bütün bu sorunlar ortadayken üzerine bir de bu yükün bindirilmesini kabul etmedik. Bununla ilgili bizim İl Milli Eğitim nezdinde görüşmelerimiz oldu. Bunların sonucunda kısmen yaklaşık bir 5 bin kadar arkadaşın yerleri değiştirildi ama yeterli değildi. Bizim bu başvurumuzdan sonra Diyarbakır genelinde yirmi üç tane ayrı okul tekrar sınav merkezi olarak belirlendi. Oralarda sınav yapılacak ama bu yeterli değildir.”

YAŞANAN HAK İHLALİDİR

ÖSYM’nin yıllardır kurulmuş olan bir merkez olduğunu anımsatan Zirek, şöyle konuştu: “Başvuru bitim tarihi vardır. Bunu bir planlaması vardır. Tam 3-4 ay öncesinden kaç tane öğrencinin başvurduğu bellidir. Buna göre sınav merkezleri yaratmak zorundasın. Eğer yaratamıyorsan bile sen gönderdiğin illere servis mi tutuyorsun, otel mi ayarlıyorsun hepsini karşılamak zorundasın. Yani bu mağduriyet yaratma politikasıdır. Yani o an bir sınav psikolojisi çocuğun akademik başarısı üzerinde etkili olabilir. Gencimiz burada kendi evinde veya ilinde bir sınava girdiğinde ayrı bir psikolojiyle giriyordur. Aynı şahıs gidip herhangi bir ilde sınava girerse ondan başarı elde etmesini beklemek çok olası değildir. Bu ciddi bir hak ihlalidir. Bütün girişimlerimize rağmen maalesef ancak 5 bin öğrenciyi Diyarbakır’da tutabildik. Çünkü çok geç haberimiz oldu. Biz de herkes gibi basından duyduk meseleyi. STK olarak bizim haberimiz önceden olsaydı ciddi bir müdahalede bulunup onu engellemeye çalışırdık.”