‘Asgari ücret komisyonu tuzaktır’

Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yapısının sorgulanması gerektiğini belirten DİSK Yönetim Kurulu Üyesi Seyit Aslan, “Tam bir orta oyunu sahneleniyor. Bu, sömürü çarkını nasıl sürdürürüzün tuzağıdır” dedi.

DİSK Yönetim Kurulu Üyesi Seyit Aslan, yoksulluk sınırının 34 bin liraya çıktığına dikkat çekerek, “Neden insanlar yoksulluk sınırının altında yaşamak zorunda kalsın?” diye sordu. 

Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2023’te yapılacak zam için üç aşamalı toplantının ilki için dün toplandı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının ev sahipliğindeki toplantıya, TÜRK-İŞ ve Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) heyeti katıldı. TİSK Başkanı Özgür Burak Akkol, toplantı öncesinde yeni Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ile görüştü. Akkol, görüşme sonrası eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in asgari ücrete yapılacak zamma ilişkin “Aşağı yukarı 500 dolar seviyesinde bir oran olacak” sözlerine “Türkiye’deyiz, TL konuşacağız” diyerek yanıt verdi. TÜRK-İŞ Başkanı Ergün Atalay ise neredeyse klasikleşen sözlerini yineledi ve “Geçen sene teklifi makul bulmayınca toplantıya gitmedik. İşimize gelmeyen bir rakam olursa yine gitmeyiz” dedi. 

İktidarın yayın organlarından ‘ahaber’e göre yeni asgari ücrete refah payı ile birlikte en az yüzde 30 zam ön plana çıkıyor. Buna göre de net ücretin 11 bin 58 lira (brüt 13 bin 10 lira) olması bekleniyor. ‘İşimize gelmezse masaya gitmeyiz’ diyen TÜRK-İŞ’in Mayıs 2023’te yayınladığı Nisan ayı verilerine göre; dört kişilik bir ailenin aylık gıda harcamalarını kapsayan açlık sınırı Mart ayında 9 bin 590 TL iken Nisan’da 10 bin 135 TL'ye çıktı. Kira, fatura, eğitim, giyim, ulaşım gibi tüm giderlerini kapsayan yoksulluk sınırı ise Mart'ta 31 bin 240 TL iken Nisan'da 33 bin TL'ye yükseldi.

DİSK Yönetim Kurulu Üyesi Seyit Aslan ve Yeşil Sol Parti Mersin Milletvekili Perihan Koca, asgari ücret tartışmalarıyla ilgili ANF’ye konuştu.

KOMİSYON BİR ORTA OYUNUDUR

Gıda-İş Sendikası Genel Başkanı da olan DİSK Yönetim Kurulu Üyesi Seyit Aslan, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun, bir orta oyunu olduğunu ifade ederek, şunları söyledi: “Komisyon bir orta oyunu, bir kere onun altına özellikle çizmek isterim. Yıllardır TÜRK-İŞ, hükümet ve işveren sendikası (TİSK) toplanıyor, işçi sınıfını yoksulluğa, açlığa mahkûm eden kararlar alıyorlar. Ergün Atalay'ın bizim istediğimizi vermezlerse altına imza atmayız, demesinin de hiçbir gerçekliği yok, çünkü sadece imza atmıyor! Hükümetin de çok umurundaydı. Onlar imza atmayınca sanki bu asgari ücret hayata geçmiyor. Bugüne kadar onların imza atmadığı dönemleri de biliyoruz. Yine de asgari ücret hayata geçti. Hükümetle işveren sendikasının birlikte karar alma hakkı var. O açıdan da ‘biz altına imza atmayız’ demenizin karşılığı şudur; asgari ücretle çalışan milyonların örgütlü bir güç haline getirilmesi, genel grev ve direnişe çağırmanızdır. Yani sokakları, fabrikaları işçilerin taleplerini alacak biçimde örgütlemenizdir. Bunu yapmıyorsanız gerisi lafı güzaf.”

HEPSİ İŞÇİNİN SIRTINDAN

Aslan komisyondan bir şey beklemediklerinin de altını çizerek, şunları dile getirdi: “Zaten geçmişteki tutumlarına baktığımızda komisyonun kendisi de gerçekçi değil. Kimi temsil ediyor komisyon? Bu tartışmalıdır. Asgari ücretlilerin tek temsili TÜRK-İŞ olamaz. Türkiye'de başka sendikalar, konfederasyonlar ve emek örgütleri de var. Gerçekten asgari ücretin bir geçim ücreti olarak tespit edilmesinin yolu milyonlarca asgari ücretlinin bu sürece dâhil edilerek, onların talepleri toplanarak, kendi gerçekleri ile bu masada varlıklarını göstererek olabilir. Öbür türlü gerçekten de tam bir orta oyunu sahneleniyor, milyonlarca insan da bunu izliyor. Türkiye'de şu an yoksulluk sınırı 34 bin liraya çıkmış durumda. Bu ülkede bir yoksulluk sınırı var. Neden insanlar yoksulluk sınırının altında yaşamak zorunda kalsın? Özgür Burak Akkol, ‘Türkiye'de biz dolarla mı ücret ödüyoruz’ sözleriyle dolar ölçü olmamalı demeye getiriyor ama bakın yaptıkları ihracatların hepsi dövizle ve başta metal sanayi olmak üzere gıdadan tekstile 2021-22 yılının kazançlarını karşılaştırın. Hepsi işçilerin sırtından yüzde 300, yüzde 500 kâr elde etmiş! Buna finans merkezleri de dâhil.

NE KADAR AZ VERİRİZ DERDİNDELER

Patronlar için işçilerin toplam maliyeti içerisindeki en ağır iş kolu metaldir ya da madenciliktir. Bunlarda da toplam maliyet yüzde 7’yi geçmiyor. Emek yoğunluklu tekstil ve benzeri iş kollarına baktığımızda onlarda da yüzde 10’u geçmiyor. Bir de utanmadan devletten teşvik istiyorlar. ‘Devlet bize 400 lira asgari ücretli başına bir teşvik veriyor, bunu arttırsın’ diyorlar. Vergi ve sigorta primi de vermek istemiyorlar. Zaten bu ülkenin sanayicileri aldıkları kredilerin karşılığını ödemiyor, sanayi bölgelerinde 5 yıllık, 10 yıllık teşvikler alıyor. Yüzde 5 sigorta primini eksik ödüyorlar. Buna rağmen işçiye gelince de ne kadar az para verebiliriz derdindeler. İşçi sınıfını en ağır biçimde nasıl sömürürüz, bu çarkı nasıl devam ettiririzin tuzağı da asgari ücret komisyonu kendisidir.”

KOMİSYONUN BİR MEŞRUİYETİ YOK

Yeşil Sol Parti Mersin Milletvekili ve TÖP Sözcüler Kurulu Üyesi Perihan Koca ise Türkiye’nin 1929 ekonomik buhranından çok daha derin bir krize doğru sürüklendiğini belirterek, servet zenginleri her geçen gün daha da zenginleşirken yoksulların giderek sefalet ücretleriyle sınandığını söyledi. Seçime giderken dolara endeksli ücret verilmesinin vaat edildiğini hatırlatan Koca, şöyle konuştu: “Hemen seçim sonrasında bir kabine belirlediler. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ‘asyonel zemine geri dönme’ ve vergiyi tabana yaymaktan bahsetti. Bu da zam üstüne zam yaparak bir taraftan temel tüketim ihtiyaçlarına vergi üstüne vergi yağdıracakları bir dönemin içerisine girdiğimizi gösteriyor. Bunun bütün faturasını bir kez daha emekçilere kesecekleri de aşikâr. Hal böyleyken asgari ücret meselesi yaşamsal açıdan çok kritik. Emekçilerin yaşamı açısından kritik olan bu ücret, patronlar tarafından belirleniyor. Bu komisyonun hiçbir meşruiyetinin olmadığını ifade etmek lazım. Halkın katılımının olmadığı, emekçi sınıflarının yakıcı sorunlarının güvenilir veriler üzerinden herhangi bir önerisinin, talebinin olmadığı, işçi sınıfının sendikalarının içerisinde olmadığı sermayenin temsilciler ağıdır karşımızdaki. Dolayısıyla komisyonun hem asgari ücret noktasında söz sahipliği ya da meşruluğu yok hem de bizler açısından kabul edilebilir bir yanı. Öncelikle bu komisyonun sorgulanması ve bu kadar yaşamsal kararları patronların temsilcilerinin vermemesi için bu komisyonun lağvedilmesi gerektiğini ifade ediyoruz.”