Türk ordusu 20 Temmuz gecesi Şehit Delil Batı Zap bölgesinde yeni bir işgal operasyonunun startını verdi. Kurdistan’a dönük yaptığı her işgal operasyonunda manidar günlerin seçilmesi ile farklı siyasal mesajlar vermeye çalışan Türk ordusu, bu sefer de Lozan soykırım antlaşmasının 100. yıl dönümünü tamamlayacağı günleri seçti.
Verilmek istenen şuydu: ‘’Lozan'ın 100. yılında da soykırıma, işgale, savaş suçlarına ve yeryüzünde ne kadar kötülük varsa hepsinin sürdürücüsü olmaya devam!’’
Kaldı ki böyle bir gün seçilsin ya da seçilmesin, gerilla Türk ordusunun bu karakterini artık çok iyi tanıyor ve Kürt'ün kaderinin işgalcilerin ittifak masalarında değil, kendi mevzilerinde yazılacağını çok iyi biliyor. Bu yüzden gerilla siyasi dengeler, ittifaklar, politik yaklaşımlar nereye evrilirse evrilsin, kendi öz mücadelesi ve savaşı dışında hiçbir şeye ve hiçbir güce bel bağlamadan, farklı beklentilere girmeden sömürgeciliğin bölgedeki en zalim yüzü olan Türk devletine karşı en istikrarlı mücadeleyi vermeye devam ediyor. Hangi koşullar altında, hangi mevsim koşullarında, ne tür saldırılar altında olursa olsun gerillanın her dem hazır istikrarlı mücadelesinin en somut örneklerinden biri de bugün Şehîd Delîl Batı Zap bölgesindeki Girê Cûdî alanındaki savaş oldu.
KARARGAHTA YAPTIKLARI HESAP ZAP’A UYMADI
Türk ordusunun kendisi de özellikle bu alanda başlattığı operasyonda birçok dezavantajı olduğunu biliyor. Geçen süreçte 7 aylık savaşın ardından buradan geri çekilmek zorunda kalmış olması, bu tepede kendi askerlerini yaktıktan sonra kaybettiği prestij ve güven kaybı, geçen süreçte yaşadığı kayıplar nedeniyle artık alana nitelikli kadrolarını getirmeye cesaret edemiyor olması, uzun süren direnişler karşısında çok fazla varlık gösteremeyen bıkkın erler, bazen 50 dereceye varan sıcaklık ve arazi koşulları vs. vs.. Özellikle 20 Temmuz tarihinde başlayan işgal operasyonunda Türk ordusunun dezavantajlı konumunun nedenlerini arttırabiliriz. Peki bunca olumsuzluğa rağmen neden yenik düştüğü sahada yeni bir operasyon başlattı?
ZAP OPERASYONU ONLAR İÇİN HAYAL KIRIKLIĞI OLDU
Türk ordusunun 14 Nisan 2022 tarihinde Zap alanında başlattığı operasyon, Sîda direniş mevzilerinde ve Batı Zap direniş alanlarında takılı kaldı. Yaptıkları hesaba göre 2022 yılının sonuna kadar Zap’ın tamamını işgal etmiş olacaklardı ancak bunu başaramadılar. Gerillanın direnişi beklediklerinden uzun sürdü, Batı Zap alanından ise böyle kaçmak zorunda kalacaklarını tahmin etmediler. Yani bir türlü orada bir zafer ilan edemediler. Zap operasyonu kendileri için bir hayal kırıklığı oldu. Ancak Türk devleti savaştan ve kandan beslenen bir karaktere sahip. Bu yüzden özellikle Medya Savunma Alanlarında yeniden varlık gösterebilmek için böyle bir operasyon yapmak zorundaydılar. Yani 20 Temmuz itibarıyla başlayan operasyon, Türk devleti için yeni bir çıkış arayışıdır.
GERİLLA DİRENİŞİ DİRİ
Diğer yandan Türk ordusu daha önce burada 7 ay boyunca direnen gerillanın, ikinci bir operasyon hamlesinde ilkinde olduğu gibi aktif bir performans gösteremeyeceğini düşündü. Karşısında yılgın, ilk hamlede alt edebileceği, hazırlıksız, rehavete kapılmış bir güç bekliyordu. Gerillanın çok istikrarlı bir mücadele gösteremeyeceğini düşünerek, Girê Cûdî alanına tekrar yerleşmeye çalıştılar. Ancak yine karargahta yaptıkları hesap Zap’a uymadı. Gerilla, özellikle Türk ordusunun Girê Cûdî’den çekildiği aralık ayından bu yana, hiçbir şekilde rehavete kapılmadan eskisinden daha güçlü, daha sağlam hazırladı kendisini. Saldırının başladığı ilk gece soğukkanlı, tedbirli ve öngörülü müdahaleleri ile Türk ordusunun işgal girişimlerine tam zamanında cevap olmayı bildi. Ve bugüne kadar gerçekleştirilen tüm saldırılara rağmen tek bir kayıp dahi vermeden mevzilerini koruyorlar.
Ancak özel savaş medyasında gerillayı gafil avlanmış, şoka uğratmış gibi göstererek, bol dezavantajlı konumlarını kendi lehlerine çevirmişler gibi gösteriyorlar. Halbuki gerillanın da değil, kendi paylaştıkları görüntülerde alana indirme yapan Skorsky helikopterinin vurulma anında askerlerin imdat seslerini duyduk. Birkaç saniyelik bir görüntü bile savaşın hangi seyirde yürüdüğünü özetlemeye yetiyor. Kaldı ki gafil avlanan, rehavete uğrayan ve savaşacak durumda olmayan bir güç, nasıl oluyor da alana ilk indirmeyi yapan bir helikoptere karşı bu kadar isabetli bir vuruş yapabiliyor? Bir de şunu hatırlatmakta fayda var; bu görüntüyü paylaşan askerin de yakında ‘bir kaza’ ile ölmesi mümkün. Aynı geçen süreçte Zap alanında içinde bulundukları koşulların itirafını yapan askerin ‘bir kaza sonucu’ ölmesi gibi...
KAYIPLAR GİZLENİYOR
HPG Basın ve İrtibat Merkezi, savaşta yaşanan gelişmeleri, savaşın ayrıntılarını, düşman yönelimlerini ve bu yönelimlerde yaşanan gerilla şehadetlerini kamuoyundan saklamadan her gün yaptığı açıklamalarla paylaşıyor. Ancak Türk ordusu hem bu operasyonun kapsamını sanki çok büyük bir alanda operasyon yapıyormuş gibi göstererek abartıyor hem de 20 Temmuz gecesinden bu yana kayıp verdiği asker kimliklerinin açıklama tenezzülünde bile bulunmuyor. Sadece geçen günlerde ‘Pençe-Kilit’ operasyon bölgesinde bir askerlerinin öldüğünü söylediler. Ne hikmetse ona da helikopter pali çarpmış, öyle ölmüş! Erdem Kavlak isimli asker de kendi silahıyla yaptığı kazada ölmüştü. Yine her ne hikmetse iki gün önce de Gabar’da bir korucunun ayağı kaymış, düşmüş ve ölmüş. Son günlerde sıkça yapılan bu tür açıklamaların hepsinin tesadüf olması mümkün değil. İlginç olan da 24 saat algı operasyonları ile yönetilen Türk halkı ya da bu asker ailelerinden biri çıkıp demiyor; ya bu nasıl bir ordu ki her gün bir askeri bir kazaya kurban gidiyor?
Türk ordusu gerillanın cezalandırdığı askerlerin kimliklerini saklıyor. Gerilla bunu onlarca kez belgeledi. Yok eğer öyle değilse, Türk Savunma Bakanlığının görsel yapım merkezlerinde hazırlanan ‘mehmetçik show’ görsellerinde bu kadar yenilmez ve profesyonel gösterilen bu askerler, gerçekten de her gün kendi silahıyla kendini vurabilecek kadar ya da helikopter pervanesine çarpma gibi binde bir yaşanacak bir olayı yaşayacak kadar ahmaktır. Girê Cûdî alanında da son 5 gündür yaşanan çatışmalarda da 25’den fazla asker öldürüldü. Bu askerlerin kimlikleri de yine "kaza" denilerek mi açıklanacak yoksa şimdiye kadar öldürülen birçok asker gibi saklanacak mı; bunu zaman gösterecek.
GERİLLA ALNI AÇIK BİR SAVAŞ YÜRÜTÜYOR
Bugün YJA-Star ve HPG gerillaları, tüm bu kötülükler çemberi karşısında oyunlar çevirmeden, hile yapmadan, yalanlar söylemeden, algı operasyonları yaratmadan, biri bin yapmadan çok özlü ve alnı açık bir savaş yürütüyor. 2022 yılında 7 ay boyunca süren tünel ve arazi savaşları ile Türk ordusuna tarihinin en büyük darbelerinden birini vurdular ve onları geri püskürtmeyi bildiler. Savaşın henüz ilk günlerindeki sonuçlar, Batı Zap bölgesinde ikinci bir zaferin yazılacağını gösteriyor. Önceki yıllara göre özellikle tünel savaşlarında büyük tecrübeler kazanan gerilla, artık onların kimyasal gazlarına, tekniğine, taktik nükleerlerine karşı kendisini nasıl koruması gerektiğini daha iyi biliyor ve sadece kendini korumakla kalmayıp saldırı savaşı yürütebiliyor. Bu yüzden Batı Zap bölgesi için yaşananlar geçen yıldan farklı olmayacak, burada bir kez Türk ordusuna yenilgiye uğratan gerilla tekrar kazanacaktır.
Son 5 günlük savaşta yapılan günlük açıklamalarda en çok dikkat çeken hususlardan biri de, gerçekleştirilen eylemlerin çoğunun YJA-Star gerillaları öncülüğünde yapılmış olması. Kadın gerillaların ulaştığı taktik zenginlik, saldırı ruhu ve kararlılık düzeyi bu mevzilerde yaşanan savaşın karakterinin belirlenmesinde çok belirleyici rol oynuyor. Kadın aklı ve zekasıyla, egemen erkek zihniyetinin bölgedeki en çirkin yüzünün temsiliyetini yapan Türk ordusuna karşı günlük olarak eylem halinde olan YJA-Star gücünün savaştaki konumu bugün her zamankinden daha aktif. Özellikle 2022 yılında da yaşanan savaşta öncülük eden kadın gerillalar, bu yıl da Zap’da düşmana geçit vermemeye kararlı.