Batil: Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü hepimizin sorumluluğudur

Beyrut’taki konferansın ikinci oturumda Uluslararası Komplo ve İmralı tecridi konuşuldu. Güney Afrikalı hukukçu Mahmud Batil, “Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü hepimizin sorumluluğudur. Sesimizi yükseltmeli, zulme karşı birlikte çalışmalıyız” dedi.

Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta “Demokratik Ortadoğu-barışa giden yol için hep birlikte” şiarıyla düzenlenen çalıştayın ikinci oturumu gerçekleştirildi. Oturum Nîcola Namiq tarafından yürütüldü.

“Halk yönetimi ve önündeki engeller” başlıklı ikinci oturumda Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik Uluslararası Komplo’nun sebepleri ve sonuçları, İmralı’daki işkence sistemi ve Abdullah Öcalan’ın komployu boşa çıkarma mücadelesi tartışıldı.

İkinci oturumda Kahire Üniversitesi Siyasal Bilgiler Öğretim Üyesi Dr. Ferînaz Etiyê ile Abdullah Öcalan’ın avukatlarından Mazlum Dinç ile Güney Afrikalı uluslararası hukuk hocası Mahmud Batil birer sunum yaptı.

‘ABDULLAH ÖCALAN’IN FİKİRLERİ BATILI ÜLKELERİ RAHATSIZ ETTİ’

İlk sözü alan Dr. Ferînaz Etiyê, komplonun ilginç olan tarafının, komploya katılan devletlerin ideolojik farklılıklarına rağmen Abdullah Öcalan’ın kaçırılıp Türk devletine teslim edilmesi konusunda anlaşmaya varmaları olduğunu söyledi.

Türk devletinin Abdullah Öcalan’ı en küçük haklarından bile mahrum ettiğini ifade eden Ferînaz Etiyê, “Önder Öcalan’ın kaçırılma sebeplerinden biri de görüşleridir. Onun fikirlerinden korkan ırkçı fikirlere sahip Batılı ülkeleri rahatsız oldu” dedi.

Abdullah Öcalan’ın kaçırılmasının gerginliğe ve ırkçılığı güçlendiren bir duruma neden olduğunu hatırlatan Etiyê, “Bunu Suriye’nin kuzeyinde, Türkiye’de ve İran’da görüyoruz. Buralarda Kürtler saldırıya uğruyor ve terörizmle itham ediliyorlar. Sonuç olarak batılı devletler, bölge devletlerinin işbirliğiyle Ortadoğu bölmek için çalışıyor” diye konuştu.

Kürtlerle ilişki kurulması çağrısında bulunan Ferînaz Etiyê, Araplar ve Kürtler arasında ortak çıkarlar olduğunu söyledi.

TÜRK DEVLETİ ULUSLARARASI YASALARI İHLAL EDİYOR

Avukat Mazlum Dinç ise, Türkiye'de insan haklarına saygılı birçok yasa olduğunu ancak söz konusu Abdullah Öcalan ve Kürtler olunca ikiyüzlülük yapıldığını vurguladı.

Dinç sözlerini şöyle sürdürdü: “Abdullah Öcalan'ın projesi olmadan özgürlük, barış ve eşit yaşam mümkün değil. Türk devleti, Abdullah Öcalan’ın projesini bir tehdit olarak gördü bu nedenle saldırarak onu rehin aldılar. Komplo hala devam ediyor ve İmralı’da tecride dönüşmüş durumda.”

Abdullah Öcalan’a sürekli cezalar verildiğini, yargılamasının adil ve hukuki olmadığını, şekli yapıldığını belirterek Mazlum Dinç, İmralı Zindanı’nda bulunan 5 tutsağın da aileleri ve avukatlarıyla görüşme hakkından mahrum bırakıldığını söyledi ve şunları ekledi: “Türk devleti, İmralı’yı ziyaret etmemize izin vermeyerek uluslararası tüm yasaları ihlal ediyor. Abdullah Öcalan’dan aldığımız son bilgi 2 buçuk yılı aşkın bir süre önceydi. O dönem kardeşiyle konuşmuştu, o günden bu yana haber alamıyoruz.”

‘ABDULLAH ÖCALAN İÇİN SESİMİZİ YÜKSELTMELİYİZ'

Avukat Dinç’in konuşmasından sonra Güney Afrikalı uluslararası hukuk hocası Mahmud Batil bir seminer verdi.

Acımasız bir uluslararası hukuka göre çalıştıklarını, Abdullah Öcalan’ı ve tüm mazlumları korumak için federal bir hukuka ve özgür bir sisteme ihtiyaç olduğunu belirten Batil, “Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için çalışmak hepimizin sorumluluğudur. Sesimizi yükseltmeli ve zulme karşı birlikte çalışmalıyız” dedi.

Mahmud Batil, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve tüm siyasi tutsakların davalarını destekleme çağrısında bulundu.

Çalıştay, yarın iki yeni oturum ve önerilerle devam edecek. Çalıştayın sonunda ise sonuç bildirgesi açıklanacak.