Bilirkişi de patrondan yana!

Kütahya KMK Madencilik’te rahatsızlanan arkadaşlarının hastaneye kaldırılmamasını 1 günlük iş bırakma eylemiyle protesto ettikleri için işten atılan işçilerin açtığı iade davasında, bilirkişinin de patrondan yana rapor hazırladığı ortaya çıktı.

İş Sağlığı ve Güvenliği (İSİG) önlemleri alınmadığı için işçilerin göze göre göre ölüme gönderildiği Türkiye’deki maden ocaklarında bu duruma tepki gösteren işçiler, hem hukuksuz bir biçimde işten çıkarılıyor hem de patronları koruyan bilirkişi raporlarıyla “suçlu” ilan edilmeye çalışılıyor. Bu maden işletmelerinden biri olan Kütahya’daki KMK Madencilik Petrol Ürünleri İnş. Tur. Taş. Gıda San Ve Tic. A.Ş.’de rahatsızlanan iş arkadaşlarının hastaneye kaldırılmamasını protesto etmek için 1 günlük yasal çalışmaktan kaçınma haklarını kullanan maden işçileri, hukuksuz bir biçimde, hem de ağır kodlarla işten atıldı. İşçilerin açtıkları işe iade davasında ise Kütahya 1. İş Mahkemesi tarafından atanan bilirkişinin de patronların tarafını tutan ve işçileri haksız gösteren bir rapor hazırladığı ortaya çıktı.

İŞVEREN HASTANEYE KALDIRMAMIŞ AMA YİNE DE ÖDEVİNİ YAPMIŞ!

30.05.2023 tarihinde mahkemeye sunulan bilirkişi raporunda, “İşverenin ödevini yerine getirdiği ve meydana gelen olayda çalışanların çalışmaktan kaçınma hakkını kullanmaları ile ilgili bir durumun olmadığı kanaatine varılmıştır. Çalışanların iş yerini terk etmeleri ve işe gitmemeleri, işe gitmemelerini de haklı bir sebebe dayandıramadıkları için kanuni prosedüre uyarak işveren tarafından haklı sebeple feshedildiği değerlendirilmektedir” denildi.

Konu hakkında ANF’ye konuşan işçilerin avukatlarından Ferhat Kaya, adeta hakim sıfatına bürünen bilirkişinin haksız iş akdi feshi hakkında mahkemeye sundukları delilleri inceleme gereği bile duymadan alelacele rapor hazırladığını söyledi.

‘ÖLÜRSE ÖLSÜN DİYEREK İŞÇİYİ BAYGIN BIRAKTILAR!’

Olayın Kütahya KMK Madencilik’te,  03.12.2021 tarihinde, gündüz vardiyasında bir maden işçisinin rahatsızlanması üzerine yaşandığını anlatan Avukat Kaya, arkadaşlarının hastaneye kaldırılmasını isteyen madencilerle bu talebi kabul etmeyen işveren vekilleri arasında tartışma çıktığını belirtti. 50 kilometre çevresinde hastane bulunmayan Kütahya KMK maden işletmesinin ambulans bulundurma zorunluluğu olduğunu hatırlatan Kaya, yaşananları şöyle aktardı: “KMK Madencilik’te ambulans olmadığı için işçiler, haklı olarak işveren vekillerinden arkadaşlarının ambulansla hastaneye kaldırılmasını istiyor. Bu talepleri kabul edilmiyor. İşçilerin, arkadaşlarının özel bir araçla hastaneye götürülmesi istemi de kabul edilmiyor. İşveren vekilleri, ‘Ölüyorsa ölsün bize ne’ diyerek işçiyi baygın bir biçimde bırakıyor. Bunun üzerine tartışma çıkıyor. Arkadaşlarının özel bir araçla hastaneye götürülmesini sağlayan işçiler, o gün vardiyayı terk ediyor.”

İSİG ÖNLEMLERİ İÇİN BİR GÜN İŞ BIRAKTILAR

Kütahya KMK Madencilik’te sürekli göçükler ve iş kazaları meydana geldiğine ama buna rağmen iş güvenliği önlemlerinin bir türlü alınmadığına dikkat çeken Kaya, olay sonrasında bu durumu protesto etmek için işçilerin, yasal bir hak olan “Çalışmaktan kaçınma hakkını” kullanarak 04.12.2021 tarihinde tam gün iş bırakma eylemi yaptığını söyledi. Maden işçilerinin 1 gün, o da pazar günü iş bırakmalarının işten atılmaları için yeterli görüldüğüne işaret eden Kaya, 05.12.2021 Pazartesi tarihinde işe gitmek için hazırlanan işçilerin bulundukları köylere servis aracı gönderilmediğine, kendi imkanlarıyla gittikleri madende ise girişlerinin engellendiğine dikkat çekti.

İŞTEN ÇIKARILMA KILIFI ÖNCEDEN HAZIR!

Kaya, “Servis şoförüne 21 işçinin işten çıkarıldığı bilgisi verilip araçlara alınmamaları yönünde talimat veriliyor. Bunu öğrenen işçiler, kendi imkanlarıyla gittikleri iş yerine alınmıyorlar. Bunun nedenini sorduklarında ise iş akitlerinin feshedildiği söyleniyor. O gün işçiler, yaşanan bu hukuksuzluğu videoya çekiyorlar. Zaten işveren, o gün servis araçlarını işçilerin oturdukları köylere göndermeyerek işçilerin iş akdini örtülü olarak feshetmiş ama kendi imkanlarıyla gelen ancak iş yerine alınmayan işçilerin işten çıkarılmasını devamsızlık kılıfına uydurabilmek için üç defa ihtar gönderiyor, onları da tam 15 gün sonra gönderiyor. Bundan önce hem işçileri kendi içinde bölmek hem de toplu işten çıkarmalar mahkemelerde büyük maliyetlere neden olduğu için, bazı işçiler çağrılarak terfi ile tekrar işe alınma teklifi yapılıyor ancak işçiler bunu kabul etmiyor. Olayı sürüncemede bırakan işveren tarafı, bu sürecin sonunda tam 15 gün sonra peş peşe gönderdikleri ihtarlarla 15 gün işe gelmediklerini işten çıkarılma bahanesi olarak gösteriyor” dedi.

İŞ GÜVENLİĞİ İSTEDİLER, KIRMIZI KODLA İŞTEN ATILDILAR!

Avukatlar olarak işçilerin madene alınmaması üzerine harekete geçtiklerini ve haksız fesihten dolayı her işçi adına istifa dilekçesi hazırladıklarını aktaran Kaya, ama buna rağmen iş güvenliği önlemlerinin alınmasını isteyen maden işçilerinin 43, 46 gibi “yüz kızartıcı suçlar, hırsızlık” gibi kırmızı iş kodlarıyla işten çıkarıldığına işaret etti. Kaya, “İşçiler 4-5 ay iş bulmakta çok zorlandılar. İş bulabilen işçiler ise, iş güvenliği açısından daha kötü madenlere girip çalışmak zorunda kaldılar” dedi.

 1 GÜNLÜK YASAL İŞ BIRAKMA 15 GÜN DEVAMSIZLIK SAYILDI

Kaya, haksız iş feshine yönelik tüm deliller ortadayken, açtıkları işe iade mahkemesine atanan bilirkişinin, işçileri bir kez daha mağdur eden bir rapor hazırladığını söyledi. Delilleri inceleme gereği dahi duymayan bilirkişinin işverenin öne sürdüğü bahaneyi esas alarak rapor hazırladığına dikkat çeken Kaya, “Bilirkişi, bizim yaptığımız hiçbir ihtarı gözetmeden işveren tarafının bahane olarak öne sürdüğü 15 gün devamsızlık kılıfını doğru kabul ederek, madencilerin iş akitlerinin haklı olarak feshedildiğini söylemiş. Oysa işçiler, iş güvenliğinden yoksun çalışma koşullarına bir itiraz olarak iş kanunundan kaynaklanan çalışmaktan kaçınma haklarını kullanarak 1 gün iş bıraktılar ama bu süre işveren tarafından 15 gün olarak gösterilmiş” diye konuştu.

İŞÇİLERDEN BİRİ GÖÇÜKTE OMURİLİĞİNDEN YARALANMIŞTI

İşten çıkarılan işçilerden birinin madende yakın zamanda meydana gelen göçükte omuriliğinden yaralandığını belirten Kaya, “İş güvenliğinden yoksun olan madencilere bir de haftada 37.5 saat yerine 48 saat çalışma dayatılıyor. Bu yetmiyormuş gibi önlem alınmasını istedikleri için işten çıkarılıyorlar. Bilirkişi de mahkemeye sunduğumuz hiçbir delili dikkate almadan işveren tarafını aklayan ve işçileri haksız gösteren bir rapor hazırlıyor” dedi.

‘BİLİRKİŞİ ADETA HAKİM SIFATINA BÜRÜNDÜ!’

Duruşmanın 18 Temmuz 2023 tarihinde görüleceğine ve mahkemenin işçileri haksız gösteren bilirkişi raporunu gözeterek karar verebileceğine işaret eden Kaya, bu hukuksuzluğa karşı herkesi madencilerle dayanışmaya çağırdı. Bilirkişinin hazırladığı raporda adeta hakim sıfatına büründüğünü vurgulayan Kaya, şunları kaydetti: “Biz bu olayda işçilerin çalışmaktan kaçınma haklarını kullandıklarını söylüyoruz. İş yerine haksız bir biçimde alınmadıklarını ve iş akitlerinin haksız bir şekilde feshedildiğini belgelerle, tanık ifadeleriyle kanıtlıyoruz. Bilirkişi raporunu hazırlarken hakim sıfatına bürünemez. Ama bu davada görüyoruz ki, bilirkişi hakim sıfatına bürünmüş ve işçilerin haklı olup olmadıklarını incelemeye çalışarak işveren tarafını tutmuş. Halbuki hukuki uyuşmazlığı bilimsel ve hukuki olarak çözümlemek gerekiyor. İşçiler iş yerine haksız bir biçimde alınmadı ve iş akitleri zımnen; yani örtülü olarak feshedildi, ihtarlar da usulüne uygun yapılmadı. Dolayısıyla devamsızlık iddiasının ciddiye alınmaması gerektiğini söylüyoruz. 21 işçinin aileleriyle birlikte maddi olanakları ellerinden alınmış, haksızca işlerinden atılmış. Aylarca işsiz kalmış. Bazı işçilerin ev almak için, araba almak için, belki çocuklarının eğitim hayatına katkı sağlayabilmek için çektiği krediler, aldığı borçlar vardı. Bunların birçoğunu ödeyemediler, evlerine haciz gönderildi. Durum böyleyken işçileri haksız göstermeye çalışan bu bilirkişiye de itiraz edeceğiz.”