Yeşil Sol Parti'nin yeniden yapılanma sürecinde halk toplantıları Kürdistan ve Türkiye'nin birçok şehrinde geniş katılımla devam ediyor. 6 Şubat’ta yaşanan iki büyük depremden en fazla etkilenen şehirler Hatay,Maraş, Adıyaman, Antep ve Malatya oldu. Yoğun bir Alevi nüfusa sahip olan bu beş şehirde halk toplantılarının nasıl geçtiğini, halkın yeniden yapılanma sürecine yaklaşımını ve Alevi toplumunun yeni süreçten beklentilerini bir önceki dönem HDP milletvekili Kemal Bülbül ANF'ye değerlendirdi.

Halk toplantıları öncesi il ve ilçe yöneticileri ile kapsamlı toplantılar düzenlediklerini ve burada yerelin kendi dinamiklerini de göz önüne almış bir hareket planı oluşturarak halk toplantılarına başladıklarını belirten Kemal Bülbül, merkez ve yerel ilişkisinde yaşanan kopuklukların giderilmesi için halk toplantılarının yenilenme hamlesi dışında yaygınlaştırılarak temel bir mekanizma haline getirilmesinin önemine ve halkın bu yöndeki beklentisine dikkat çekti. 

Yereller ile parti birimleri arasında zaman içerisinde açılan mesafenin kapanması için emek vermenin, aynı zamanda bir telafi ve hukuk yenileme niteliği de taşıdığının altını çizen Bülbül sözlerine şu şekilde devam etti: “Ocak 1990'da HEP kurulmuş. Bu zamandan beri sürdürülen bir gelenek var. İnsanımız görüşünü, önerisini eleştirisini bizlerle açıkça ve rahatlıkla paylaşabilir diyoruz. 

Son süreçte, özellikle seçimde Partinin halkla ilişkileri noktasında, ilçe yöneticilerimizden il yönetimlerine, komisyonlardan merkeze birimlerimizin halkla ilişkilerinin nasıl olduğunu halkımızdan değerlendirmesini istiyoruz. Oldukça çarpıcı, etkili ve yapıcı değerlendirmeler alıyoruz. Tabanımız partinin geçirdiği tüm süreçlere hakim, çok ayrıntılı bir gözlemle yaşananları takip ediyor. Partinin yerel yönetimlerinin halkla ilişkisine dair eleştiriler fazlaydı. Çünkü daha öncesinde bizim yerel temsilciliklerimiz güçlüydü. Mahalle ve köyler düzeyinde temsilciliklerimiz vardı. Bu arkadaşlar üzerinden hem genel gündeme dair halkın bilgilendirilmesi sağlanıyordu hem de halkın talep ve yorumları partiye hızlı bir şekilde ulaşabiliyordu. Son süreç bu konuda eksiklerin olduğu bir süreçti mesela.”

YERELLE DOĞRU VE GÜÇLÜ BİR İLİŞKİ KURMAK KATILIMCI SİYASETİN GEREĞİDİR 

Seçimler sonrası ortaya çıkan tabloda birçok faktörün etkili olduğunu belirten Kemal Bülbül, katılımcı siyaset gereklerini yerine getirememenin sonucu belirleyen en önemli hususlardan biri olduğunu vurguladı. Halkın karar alma süreçlerinin dışında kaldığına dair eleştiriler getirdiğini belirten Bülbül, halk  toplantılarında ortaya çıkan eleştirileri ve eleştiriler karşısında yapılması gerekenleri su şekilde anlattı:  "Devletin baskısı gibi dış dinamikler elbette söz konusu ancak bizim için önemli olan iç dinamiklerimiz. Halktan gelen eleştiriler gösterdi ki doğru ve güçlü bir ilişki kuramamak  bu sonucu belirledi. 

Aday belirleme sürecinde yaşanan eksikliklere dair eleştiriler geldi. Yerelle bağların zayıflamasından kaynaklı taleplere yeterince kulak verilmediği eleştirisi geldi. Yerellerde demokratik kitle örgütleri ile, yöre dernekleriyle olan ilişkilerin zayıflığına dair eleştiriler oldu. Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde yaşananlara dair eleştiriler oldu. İttifaka dair eleştiriler vardı. Biz katılımcı bir siyasetiz, ama hem merkezin hem de il ve ilçe örgütlerinin organize edememesi sonucu halk maalesef karar alma süreçlerine değil seçim propaganda çalışmalarına katılmak durumunda kaldı. Bu noktada eleştiriler güçlü ve yerinde eleştirilerdi. Ortaya çıkan tabloda; Merkez ve yerel yönetim ilişkilerini, yerel yönetim ve halk ilişkilerini, yerel yönetimlerin dost kurum ve kuruluşlar ile emek örgütleri ile olan ilişkilerini yeniden ele almak ve güçlendirmek gerekliliğini gördük."

İÇSELLEŞTİRİLMİŞ BİR ALEVİ TEMSİLİYETİ VE EŞİT YURTTAŞLIK TALEBİ OLMALI 

Alevi nüfusun fazla olduğu beş şehirde halkın hem partinin içinde bulunduğu yeniden yapılanma sürecine, hem de Alevi toplumunun temsiliyet ve görünürlük sorunlarına dair çok yönlü değerlendirmeleri olduğunu belirten Kemal Bülbül, Alevilerin eşit yurttaşlık talebinin yeni dönemde oluşan parlamentoda güçlü bir şekilde gündemleştirilmesi beklentisine dikkat çekti. Alevi temsiliyetinin sadece parlamentoya vekil göndermek olmadığının altını çizen Bülbül, toplantılarda halkın öne çıkan taleplerinden birinin nitelikli ve içselleştirilmiş bir Alevi temsiliyeti olduğunu ifade etti: "5 Mayıs 2022 tarihinde Dersim'de 'Alevi toplumuna eşit yurttaşlık' kampanyasını başlattık. Batıdaki Tahtacı Alevilerinden, Hatay'daki Arap Alevilerine, Türkmen ve Kürt Alevilerine kadar çok büyük bir kesime ulaştık. 

Bugün yeniden yapılandırma çalışmaları için gittiğim köylere geçen yıl bu sebepten gelmiştim. İnsanlarımız AKP'nin Alevilerin sorunlarına dair hiçbir çözüm amacının olmadığını, göstermelik hamlelerin içinin boş olduğunu biliyor. Ancak muhalefetin Alevilerin içinde bulunduğu durumu yeterince anlamadığını düşünüyor. Tabii muhalefet dediğimizde kast edilen kesim belli. Bize bu şekilde yaklaşmıyorlar 'Siz geldiniz, bizlerle görüştünüz, dinlediniz' diyorlar. Ancak bir eksiklik var; cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra Alevi toplumunun temsilcileri bir araya gelmeliydi. Bu seçimde ne kaybettik, bundan sonra ne yapabiliriz meselelerini konuşacak bir toplantı yapılmalıydı. Çıkacak sonuca bağlı olarak da bir eylem planı oluşturulmalıydı. Eşit yurttaşlık talebi, bizim toplumumuzun en öncelikli ve değişmez talebidir. Maalesef bu süreç yazılı basın açıklamaları ile geçiştirildi. "

HALK TOPLANTILARI HEM BİR YÜZLEŞME, HEM BİR HUKUK YENİLEME VESİLESİDİR

Halk toplantılarında sadece sürece ve partiye yönelik eleştirilerin olmadığını, tabanın özeleştirel bir tutum ile kendisini de güçlü bir şekilde ele aldığını ve duydukları konulara dair sorular sorduklarını söyleyen Kemal Bülbül, halkın yeniden yapılanma sürecine dair umutlu ve heyecanlı olduğunu belirtti. Toplantıların atmosferinin gelecek süreç açısından umut ve güç verici olduğunu söyleyen Kemal Bülbül Sözlerini şu şekilde sonlandırdı: "Merkez yürütme kurulunda ve bütün organlarımızda bir yenilenme hamlesinin olmasından halkımız gerçekten memnundu. Bizim diğer siyasal partilerden farklı olarak çok güçlü bir eleştiri ve özeleştiri geleneğimiz var. 

Güçlü eleştiririz ama kaldırıp da bir kenara atmayız. Halkımız siyasi geleneğimizin oluşturucusudur da. Bu yüzden bizim halk toplantılarımız hem bir yüzleşme hem de yoldaşlık meclisidir. Tüm eleştirilerine rağmen yürekten sahiplenmeye devam ediyorlar. Bitmeyen bir güven ve destek var. Özeleştirel tutumlar oldu. Bizler de bu sürece daha aktif bir şekilde katılabilir ve partiyi yönlendirebilirdik dediler. Cezaevindeki arkadaşlarımızın, Selahattin Demirtaş'ın, Figen Yüksekdağ'ın, Sabahat Tuncel'in Gültan Kışanak'ın,Bekir Kaya'nın durumları her yerde soruldu. Onların özgürlüğünü bekliyorlar. Adıyaman özelinde partimizin deprem sürecinde ortaya koyduğu performansa dair çok olumlu geri dönüşler aldık. Bunlar bizi mutlu etti. Toplantılarda çok şey öğrendim, öğrenmeye devam ediyorum ve bu sürece katıldığım için çok mutluyum, onur duydum. Emek ve özveri ile yeniden yapılanma sürecini başarıya ulaştıracağız, başka bir yolumuz yok."