Cansu Özdemir, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın bir cümlesine bakan milyonlarca insan olduğunu belirterek, “O yüzden ayın 17’sinde yapılacak olan yürüyüşün büyük önemi var. Bu eylemin çok büyük bir önemi var. Çünkü Türkiye’de bir tıkanıklık görebiliyoruz. Ve bunun anahtarı sadece Sayın Abdullah Öcalan’dır. Bunu Türk devleti biliyor, bunu Almanya da biliyor. O yüzden güçlü bir katılım önemli olacaktır ifadelerini kullandı.

ABDULLAH ÖCALAN’I NEDEN SUSTURMAK İSTEDİKLERİNİ GÖREBİLİYORUZ

Abdullah Öcalan’ın 25 yıldan bu yana tecrit altında tutulduğunu ifade eden Abdullah Öcalan, “Aslında şu anda Rojava’ya baktığımız zaman, oradaki devrime baktığımız zaman, toplumun yeniden şekillenmesine, inşa edilmesine baktığımız zaman neden Abdullah Öcalan'a yönelik böylesi girişimin olduğunu, böylesi insan hakları ihlallerinin olduğunu görebiliyoruz. Neden susturmak istediklerini de görebiliyoruz” dedi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın demokratik konfederalizm düşüncesinin yayılmasının önüne geçilmeye çalışıldığını belirten Cansu Özdemir, şunları söyledi: “Çünkü görüyorlar, terör listesine alsalar da özellikle PKK’yi de terör listesinde tutsalar da insanlar etkilenmiş. Alman toplumu kendi hükümeti gibi düşünmüyor. Müthiş bir dayanışma var. Tüm dünyadaki halklara baktığımız zaman Abdullah Öcalan’ı bir filozof olarak görüyorlar. Büyük bir düşünür olarak görüyorlar.

CPT GÖREVİNİ YAPMIYOR

CPT suçlu ve görevini yapmıyor. Yani sayın Öcalan’ın sağlık durumunun ne kadar ağır olduğunu, tecridin ne kadar ağır olduğunu, insan hakları ihlallerinin yaşandığı bir durumdan bahsediyoruz, sessiz kalıyor. Bu aslında tamamen şundan kaynaklı: Sayın Abdullah Öcalan’ın bir cümlesine bakan milyonlarca insan var. Ve bunu engellemeye çalışıyorlar. O yüzden ayın 17’sinde yapılacak olan yürüyüşün büyük önemi var. Bu eylemin çok büyük bir önemi var. Çünkü Türkiye’de bir tıkanıklık görebiliyoruz. Ve bunun anahtarı sadece Sayın Abdullah Öcalan’dır. Bunu Türk devleti biliyor, bunu Almanya da biliyor. O yüzden güçlü bir katılım önemli olacaktır.”

Kürt toplumunun Almanya’da karşı karşıya kaldığı kriminalizasyon politikalarına işaret eden Cansu Özdemir, Kürt siyasetçilerin Almanya’da doğru dürüst bir suçlama olmadan yargılandığına dikkat çekti. Buna karşın DİTİB ve Milli Görüş gibi grupların elini kolunu sallayarak faaliyet yürüttüğünü anlatan Cansu Özdemir, Almanya’nın içerde olduğu dış politikasında da ikiyüzlü bir faaliyet yürüttüğünü ifade etti.

Türk devletine Almanya’nın verdiği silah desteğine de dikkat çeken Cansu Özdemir, “Bu silahlar nerede kullanılıyor? Özellikle Rojava’da kullanıldığını Alman devleti çok iyi biliyor. Efrîn sürecinde gördük. Alman panzerleriyle Efrîn’e girdiler. Orada katliamlar yaptılar” şeklinde konuştu.

Cansu Özdemir, Almanya’da yapılan eylemlerde YPG, YPJ bayraklarına yapılan müdahalelere ilişkin ise, “Çeşit çeşit yöntemler bulup, şimdi de Rojava’dan gelen, Kurdistan’dan gelen insanlara yönelik 'siz dernek çevresinde aktif olduğunuz zaman, siyasi çalışmalar yürüttüğünüz zaman oturumunuzu uzatmayacağız' gibi baskı metotları uyguluyorlar. Bu şekilde Kürt halkının örgütlülüğünü, mücadelesini zayıflatmaya çalışıyorlar” dedi.