DEDAŞ'ın politikası AKP'nin politikasından bağımsız değil

Neredeyse her yıl DEDAŞ üzerinde çiftçiye baskı kuran iktidar, elektrik borçlarıyla sıkıştırdığı halkı sürgüne mahkûm etmeye çalışıyor.

DEDAŞ’ın Riha'da (Urfa) neredeyse kronikleşen bir şekilde devam eden ve çiftçilere uyguladığı elektrik borcu zulmü devam ediyor.

Geçtiğimiz günlerde DEDAŞ’ın verdiği sözü tutmadığı, kısmi ödemeler sonucu anlaşmalarına rağmen elektriği kestiği ve elektrik ve susuzluk yüzünden tarımsal araziler için en önemli zamanda perişan olduklarını dile getiren üreticiler, bunu protesto etti. Geçtiğimiz yıl olduğu gibi çiftçilerin karşısına yine kolluk kuvvetleri çıktı.

DEVLETİN İMKÂNLARIYLA HALKA ZULÜM

Bölgede kronikleşen bu durumu sorduğumuz Yeşil Sol Parti Riha Milletvekili Dilan Kunt Ayan, bu durumun AKP politikasından farksız olmadığını dile getirdi. ANF’ye konuşan Dilan Kunt Ayan şunları söyledi: “DEDAŞ'ın politikası AKP'nin politikasından bağımsız değil. AKP, DEDAŞ’ı özelleştirip tekelleştirdi ve bu özelleştirmeyle birlikte aslında şu an DEDAŞ dediğimiz kurum normal bir şirketten farksız olmuş olmasına rağmen bu şekilde işletilmiyor. Devletin tüm imkânlarını kullanarak halka bir zulüm politikası işletiyor. Bu özel bir şirket olabilir fakat bunun arkasında olan iktidarın, yani AKP'nin ta kendisidir. AKP'nin yapmaya çalıştığı şey de bu bölgedeki tarım faaliyeti yürüten kişileri buralardan sürgün etmek, buralardan göçe mahkûm etmek Nasıl ki daha önce bu bölgedeki memurları ihraç ettiyse, geçim kaynaklarını tükettiyse şimdi de sıra çiftçilere geldi.”

AKP SEÇİM ÖNCESİ SÖZ VERMİŞ

Yeşil Sol Parti Milletvekili Dilan Kunt Ayan, AKP’nin bizzat Bekir Bozdağ üzerinden seçim dönemi bu sorunu çözmek için söz verdiğine de işaret ederek, şunları aktardı: “Bunun çözümünü ortaya koymak gerekiyor ve biz de bunun için sesimizi yükseltiyoruz. Bir şirket kalkıp ‘ben özel bir şirketim, kimse bana bir şey diyemez, borcunu ödemeyenin elektriğini keserim, haciz yollarım’ şeklinde bir açıklama yapıyor. Ama şunu sormak lazım; siz hangi kaynakla burada bir şirket olarak var oldunuz? Öyleyse kendi başınıza ürettiğiniz bir elektriği veriyor olmanız gerekiyor. Ama böyle bir durum yok. Elektrik bir toplumda en doğal, en tabiî hak ve bir insanın yaşamı için kullanması gereken bir şey. Bunun da devlet tarafından üretilmesi ya da kamusal bir işleyiş olması lazımken geldiğimiz aşamada maalesef bu şekilde işletilmiyor.

Bu bölgede AKP'nin seçmeni de var. Mesela gözaltına alınanların çoğu açıkça şunu söyledi: Vakti zamanında Bekir Bozdağ gelip bize söz verdi seçim sürecinde. Çünkü birbirleriyle danışıklı dövüşlü çalıştıkları bir politika var. Seçim süreçlerinde neden bu kapatmalar olmadı? Tam tersine dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Urfa milletvekili adayıyken gidip halka ‘siz avukat tutmayın, gerek yok, bu işi biz çözeceğiz’ dedi. Ne yapılıyor peki? Buna isyan eden halk, yine kolluk aracılığıyla gözaltına alınıyor, işkenceye maruz bırakılıyor, tutuklamaya sevk ediyor.”

BİR SÜRÜ ALTERNATİF ÇÖZÜM VAR

Dilan Kunt Ayan, Yeşil Sol Parti olarak yerel inisiyatiflerle görüşerek buna çözüm aradıklarını, bu sorunun birçok alternatif çözümü olduğunu da ifade ederek, şunları ekledi: “Bir siyasi parti politikasından da ziyade yerellerde buna alternatif çözüm getirecek çevrelerle görüşüyoruz. Mesela Ziraat Mühendisleri Odası’nı ziyaret ettik, Elektrik Mühendisleri Odası’ndan da randevu aldık. Dedik, siz bu kentteki ziraat mühendisleri odasısınız, bu işin içinden nasıl çıkılacağını en iyi bilenlerden biri de sizlersiniz, çünkü bilimsel de yaklaşmak gerekiyor. AKP'nin yaptığı gibi bilimden uzak olmaz.

Bizim kendi çalışmalarımızdan çıkan öneriler de bu yönde. Biz diyoruz ki tekelleşmekten vazgeçin. Bu kurumu kamulaştırsın, ki Ziraat Mühendisleri Odası'nın da önerisi bu yöndeydi. Direkt devletin sunmuş olduğu bir hizmet haline getirilsin elektrik dağıtımı. Bu yapılamıyor mu? O zaman GAP projesini bir an önce bitirsinler. 34 yıldır süren bir projeden bahsediyoruz ve halen bitemeyen bir proje. GAP projesini bir an önce aktifleştirin ve bu sulama çok rahat bir şekilde çiftçilere gelebilsin diyoruz. Ha bunu da mı yapamıyorsunuz? Üçüncü bir alternatifimiz daha var bizim: Güneş panelleri kurarak uygun ve ekonomik bir şekilde elektrik üretimi, ki Urfa çok fazla güneş alan bir şehir. Bunu da mı yapıyorsunuz? Son çare başımıza bela ettiğiniz kuruma gideceksiniz, diyeceksiniz ki siz belli bir oranla ve devlet teşvikiyle çiftçiye elektriği bu kadar yüksek maliyetle veremezsiniz. Bir sürü alternatifi var. Yeter ki bu işi çözmek istesinler ama tabii ki çözmek istemiyorlar. Çünkü bir rant kapıları.

Bu problem sadece ve sadece bu bölgedeki çiftçilerin gelirini endekslenemez. Burada pamuk mu üretiliyor? Türkiye'nin tekstiline katkı sunuyor. Burada buğday mı üretiliyor? Türkiye'nin un ihtiyacını karşılıyor. Burada mısır mı üretiliyor? Türkiye'nin yağ ihtiyacını karşılıyor. Dönüp buna da bakmak gerekiyor. Bu geniş bir tarım politikasıdır. Ama maalesef ki dediğimiz gibi bunlar derdi ancak rant.

Yeşil Sol Parti olarak biz bunun karşısındayız. Bunun peşini de bırakmayacağız. Bu bölgede vakti zamanında insanları dilsizleştirmeye, kültüründen etmeye çalışan, insanların eylem etkinliklerini yasaklayan zihniyet, şimdi sırayı tarıma getirdi. Sonuna kadar da bunun politikasını yapacağız, dile getireceğiz.”