Erdemir: Algı operasyonlarını boşa çıkaracağız
Yeşil Sol Parti MYK Üyesi Hacı Erdemir, faşizmin algı operasyonlarını, daha fazla halka giderek, örgütleme ve basın çalışmalarını yürüterek boşa çıkaracaklarını söyledi.
Yeşil Sol Parti MYK Üyesi Hacı Erdemir, faşizmin algı operasyonlarını, daha fazla halka giderek, örgütleme ve basın çalışmalarını yürüterek boşa çıkaracaklarını söyledi.
Siyasal gelenek olarak sürekli tartışan, yenilenen ve ileriye giden bir kültür ve mirasın sahibi olduklarını hatırlatan Yeşil Sol Parti MYK Üyesi Hacı Erdemir, bu tartışma, eleştiri ve öz eleştiri sürecini aynı zamanda kongre süreciyle daha da derinleştireceklerini vurguladı.
Yeşil Sol Parti MYK Üyesi Hacı Erdemir, ANF’nin sorularını yanıtladı.
HDP ile Yeşil Sol Parti’nin bundan sonraki süreçte başta halk toplantıları olmak üzere farklı çalışmalar gerçekleştireceği duyuruldu. Yapılacakların yol haritasını çıkarttınız mı, neler yapacaksınız?
Parti kurullarımızın çıkardığı takvim kapsamında başlatılan değerlendirme süreci devam ediyor. Parti örgütümüzün yanı sıra sivil toplum örgütleri, demokratik kurumların ve halkımızın katılımıyla süreci başlattık. Bu yönüyle zaten işleyen bir takvim var. Siyasal gelenek olarak eleştiri, öz eleştiri ve yenilenme çalışmaları bizim açımızda ihtiyaç dahilinde süreklilik arz eden bir çalışma. Sürecin en verimli ve sonuç alıcı şekilde yürütülmesi için yapılan toplantıların sonuçlarına göre yeni ihtiyaçlar açığa çıkıyor. İhtiyaca göre yeni mekanizmalar geliştiriyoruz ya da ek toplantı ve etkinlikler planlanıyoruz. Bayram öncesi il/lçe ve demokratik kurumlarımızla yapılan toplantılarda hem katılım yönünde hem de yapılan eleştiri, öz eleştiri, yorum ve değerlendirmeler yönünden oldukça verimli bir başlangıç oldu. İçinden geçtiğimiz süreci, yaşanan sorunları, eksiklik ve yetmezlikleri sadece seçim süreciyle sınırlandırmayan, siyasal ve sosyolojik tarihi altyapısıyla da ele alan derinlikli tartışmalar yürütüldü. Değerlendirmeler sonucunda çok önemli tespitler ve daha önemlisi çözüm önerileri perspektifi açığa çıktı.
İlk etapta yapılan toplantıların gösterdiği ihtiyaçlar üzerine ikinci adım olarak yoğun halk toplantıları sürecini başlatıyoruz. 10-25 Temmuz tarihinde örgütlü bulunduğumuz tüm il ve ilçelerde yaygın ve geniş katılımlı halk toplantıları düzenlenecek. Ulaşabildiğimiz her köy, mahalle ve sokakta halkı dinleyerek, eleştiri, görüş ve önerilerini alacağız. Şimdiye kadar yaptığımız toplantılarda faşizme karşı mücadelenin getirdiği yoğun pratik nedeniyle ihmal ettiğimiz, yeterince görmediğimiz ve gereklerini yerine getirmede eksik kaldığımız birçok alanın olduğunu gördük. Fikriyatımızı halklara taşırma ve mal etmede, stratejik ve taktik adımları yeterince anlatamama, halkı süreçlere dahil etme mekanizmalarını yeterince işletememe, bileşen hukuku başta olmak üzere örgütleme çalışmalarında yaşanan ihmaller ve eksiklikler var.
Seçim sonrası il, ilçe örgütleri ile yaptığınız tartışmalarda öne çıkan başlıklar nelerdi?
Yapılan toplantılarda hem örgütlerimizde hem de parti üyeleri ve halktan stratejimizi, örgütlememizi, siyaset biçimimizi daha derinlikli tartışma önerileri geldi. Son seçimlerin sonuçları üzerinden Türkiye ve Kurdistan’ın son 7-8 yılını değerlendireceğiz.
Fikriyatımıza uygun bileşen ve parti hukukunu, pati içi kurulların işlev ve misyonunu, siyasal genişleme ve ittifak stratejimizi, siyaset üretme ve icra biçimimiz, örgütleme modelimiz başta olmak üzere birçok başlıkta ve birçok kentte bir iki günlük çalıştay ve atölyeler yapmayı planlıyoruz. Bu atölyelere örgüt ve tabanımızın yanı sıra toplumun farklı kesimlerinden aydın, yazar, akademisyen ve STK temsilcileri başta olmak üzere toplumun her kesiminden insanların katılımını planlıyoruz. Geçmiş dönemin değerlendirmesinin yanı sıra önümüzdeki dönem siyasetimiz için fikir ve öneriler alınacak.
Şimdiye kadar yapılan toplantılarda çok değerli eleştiri, öneri ve değerlendirmeler oldu. Yapılacak olan halk toplantıları, çalıştay ve atölyelerde çıkacak fikir ve öneriler yazılı hale getirilerek İstanbul ve Amed’de gerçekleştirilecek final konfreranslarına sunulacaktır. Yerellerde yürütülen süreç konferanslarla tamamlanarak yeni dönem siyasetimize ilişkin yol haritamız önemli oranda netleşmiş olacak. Elbette bu bizim için tartışma ve yenilenme sürecinin tamamlandığı anlamına gelmiyor. Siyasal gelenek olarak sürekli tartışan, yenilenen ve ileriye giden bir kültür ve mirasın sahibiyiz. Bu tartışma, eleştiri ve öz eleştiri sürecini aynı zamanda kongre süreciyle daha da derinleştireceğiz. Kongre süreçleri zaten başlı başına bir eleştiri ve öz eleştiri, yenilenme ve güçlenme sürecidir. Hem var olan örgütlerimizi bu süreçte güçlendirmek hem de yeni örgütlemelere giderek yerel seçimlere hazırlanacağız.
HDP ve Yeşil Sol Parti’nin kongreye giderken nasıl ortaklaşacağı ve hangi parti ile yola devam edileceği kamuoyunda merak edilen konuların başında geliyor. Bu konuda bir netleşme var mı?
HDP, siyasal geleneğimizin önemli partilerindendir. Son 7-8 yıllık süreçte tüm eksikliklerine rağmen faşizme karşı önemli bir mücadele yürüttü. Büyük saldırılara maruz kaldı. Eski eşbaşkanları başta olmak üzere binlerce yöneticisi ve üyesi hala içeride. Buna rağmen mücadeleden bir adım dahi geri atmadı. Hakkındaki kapatma davası sürüyor. AKP-MHP iktidarıyla var olan kırıntı kabilindeki demokrasi de rafa kaldırıldığı için davanın nasıl sonuçlanacağına ilişkin tahmin yürütmek zor. HDP’nin faşizmin saldırıları ve kapatma davasına karşı, “HDP’yi savunmak” üzerine kurduğu mücadele kararı, doğru ve yerinde bir karar. Yeşil Sol Parti olarak parçası olduğumuz HDP’nin kapatılmasına karşı mücadele etmeye devam edeceğiz. Partilerin birleşmesi ise parti kurullarının karar vereceği bir konu olmakla birlikte öncelik HDP’nin kapatılmaması için mücadeleyi büyütmek olmalı. Kapatma davası nedeniyle seçimlere Yeşil Sol Parti olarak girmenin getirdiği bazı dezavantaj ve zorlanmalar oldu. Şu an hem HDP’nin hem de Yeşil Sol Parti’nin olması bizim açımızda bir avantaja dönmüştür. Bundan sonra bir yandan HDP’nin kapatılmasına karşı mücadele ederken öte yandan Yeşil Sol Parti’yi örgütsel olarak büyüteceğiz. Bu yönüyle bir patinin tüzel kişiliğine son verilmesini gerektirecek bir birleşme gündemimizde değil. Yürütülen tartışma süreci tamamlandıktan sonra Yeşil Sol Parti kongre sürecine girecek. Elbette Yeşil Sol Parti’nin HDP bileşeni olma pozisyonunda değişim var. Kongrede bu değişim ihtiyacını karşılayacak yeni bir yapılanmaya kavuşacaktır.
Önümüzdeki süreçte halkla yapılacak toplantıların yanı sıra ittifak siyaseti ve adayların ön seçimle belirlenmesi yönünde çalışmalar yapacak mısınız?
Parti olarak radikal demokrasiyi esas alan ve böyle bir kültürden geliyoruz. Sadece Türkiye’de değil, dünya siyasetine örnek teşkil eden radikal demokrasi örnek ve ilklerine imza atan bir mirasa sahibiz. Faşizmin hüküm sürdüğü Türkiye’de demokrasi kültürünü geliştirmek ve demokratik gelişmelere öncülük etmek, her zamankinden daha önemli bir hale gelmiştir. Siyasal geleneğimizde halkın siyasete ve yönetim süreçlerine doğrudan katılımı her zaman önemsenen temel ilkelerimizdenden biridir. Bunun için köy, mahalle, il ve ilçelerde halkın kendi kendini yönettiği meclisleşme modelini geliştirdik. Bu sadece temsili siyasette parlementoya gidecek vekil adaylarının belirlemenin ötesinde bir bütün olarak hayatın her alanında halkın irade haline gelmesini sağlamaya dönük en demokratik yöntemdir. Faşizmin saldırıları sonucu siyasetimizi halka ve yerele taşıran bu mekanizmalarımız sekteye uğradı. Geçtiğimiz seçimlerde hem delegasyon sorunu hem de takvimin sıkışık olması nedeniyle sadece dar bir eğilim yoklaması oldu. Yaptığımız toplantılarda temel eleştiri ve değerlendirme konularından biri de budur. Gelen eleştirileri ve önerileri göz önünde bulunduracağız. Bizim açımızdan halkın temsilcilerini belirlemesi için yeni bir karar almayı gerektirmiyor. Zaten olması gereken bu. Bizim eksik kaldığımız ve öz eleştirisini verdiğimiz husus bunun mekanizmalarının yeterince oluşturmamak ve işletmemektir. Hem devam eden tartışma sürecinde hem de kongre sürecinde önümüzdeki dönemde sağlıklı ön seçimle yapmak için gerekli mekanizmaları tam olarak geliştirmek olacaktır. İlgili kurullarımız bu konuya ilişkin çalışma yürütüyor.
Sorunuzun ittifak siyasetiyle ilgili yönü ise çok farklı bir tartışmayı gerektiriyor. HDP ve bugün Yeşil Sol Parti şekillenmesi gereği bir bileşen partisidir. Yani ittifaklardan oluşan bir partidir. Türkiye’de resmi ideolojinin Kürt siyasetini marjinalleştirme, sadece Kürtlerle sınırlandırarak bitirme politikalarına karşı Türkiye’nin sol, sosyalist, demokratik inanç ve etnik kesimleri ile işçi, emekçi kitlelerine açılma ve bu tecridi kırma stratejisidir. HDP’nin ilk süreçlerinde doğru temelde uygulandığında önemli sonuçlar alan bir stratejidir. Partinin Türkiye’nin her il ve ilçesinde oy almasını, buralarda örgütlenme zemini açığa çıkarması ve Türkiye’de iktidara gelmeyi hedeflemektedir. Sadece son seçimlerde atılan bazı adımlar üzerinden değerlendirmek isabetli olmayacaktır. Bu gerçeklikle birlikte ittifak siyasetimiz de önümüzdeki dönemde değerlendireceğimiz, stratejik ve taktik adımların eksik ve yetmezlikleri tespit ederek yeniden oluşturacağımız bir alandır.
Geçtiğimiz seçimlerde HDP’nin Türkiye’de siyaseti yönlendirme pozisyonunu kaybettiği yönünde yorumlar yapıldı. Önümüzdeki süreçte yapacağınız çalışmalarda bu algıyı boşa düşürecek hamleleriniz olacak mı, bu konuda neler yapılabilir?
HDP ya da Yeşil Sol Parti bir gelenektir. Türkiye siyasetini aşan bir fikriyata dayanmaktadır. Siyasette belirleyici olmayı sadece seçimlerle elde etmediği gibi bir seçim sonucuna göre de bu belirleyiciliğini yitirmez. Bu belirleyicilik destansı bir mücadelenin parçası ve yürütücüsü olarak elde etti. Büyük bedeller ödeyerek, büyük değerler yaratarak elde edilen bir güç olma gerçekliği var. Halkların sorunlarını çözecek fikriyat, program ve çözüm vizyonuna sahip olan tek partiyiz. Bunun için de resmi ideolojiden beslenen iktidarı ve muhalefetiyle tüm partilerin ve devletin yoğun saldırıları altında mücadele yürütüyoruz. Bu saldırıların önemli bir parçası da kuşkusuz özel ve psikolojik harp merkezlerince yürütülmektedir. HDP/Yeşil Sol Parti’nin siyasetteki yönlendirici pozisyonunu kaybettiği söylemi gerçekçi değil; özel ve psikolojik savaş merkezlerinin arzu ve temennilerini ifade ediyor. 7 Haziran 2015’te alınan Kürt soykırımını tamamlama ve Türkiye’nin demokratik çevre ve kesimlerini tasfiye etme planın temel argümanıdır. Tekelleştirilen medya üzerinden sürekli böyle bir algı yaratılmaya çalışılıyor. Bu yönüyle gerçekliği olan bir iddia değildir.
Biz her eksikliği yenilenme, başarı ve zafer gerekçesi yapan bir mirasın sürdürücüsüyüz. Faşizmin algı operasyonlarına karşı daha fazla halka giderek, örgütleme ve basın çalışmalarını yürüterek bu algıları boşa çıkaracağız. İçinde bulunduğumuz eleştiri ve öz eleştiri sürecinin bir parçası hem gözaltı, tutuklama ve baskı politikalarına karşı hem de özel ve psikolojik algı operasyonlarına karşı halkımıza daha fazla giderek, örgütleme çalışması yürüterek boşa çıkarmak olacaktır. Bu yönüyle eksik kaldığımız birebir örgütleme çalışmalarına ağırlık vereceğiz.