TELE 1 Genel Yayın Yönetmeni ve BirGün Gazetesi yazarı Merdan Yanardağ’ın, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde devam eden tecride ilişkin konuştuğu için gözaltına alınıp, “örgüt propagandası” iddiasıyla tutuklanmasına yönelik tepkiler sürüyor. Bu hukuksuz tutuklamayı ANF’ye değerlendiren DİSK Basın-İş Genel Başkanı Faruk Eren, Yanardağ üzerinden bütün gazetecilere gözdağı verilmek istendiğini vurguladı.

‘TÜRKİYE GAZETECİLER İÇİN BÜYÜK BİR CEZAEVİ’

Gelinen noktada Türkiye’nin gazeteciler için büyük bir cezaevine dönüştüğünü ifade eden Eren, bir meslektaşlarının daha mesleki faaliyetler gerekçe gösterilerek tutuklandığını hatırlattı. Merdan Yanardağ’ın tutuklanmasının arka planında iktidara biat etmemesinin yattığını kaydeden Eren, “Merdan Yanardağ’ın televizyon programında söyledikleri basın ve ifade özgürlüğü kapsamında, aslında insan hakları savunuculuğu yapıyor. Bu sözlerde bir şey yok. Esas olarak Yanardağ’ın seçim sürecinde ve sonrasında aldığı tavrı, yazdığı kitapları ve son eleştirilerini hazmedemeyenler bir linç kampanyası başlattılar. Yapılan her şey hukuksuzdu ve bir meslektaşımız daha cezaevine kondu” dedi.

‘BASKI NE KADAR ARTSA DA GAZETECİLER HABERLERİ HALKA ULAŞTIRIYOR’

Yanardağ’ı tutuklayarak bütün gazetecilere gözdağı verilmek istendiğinin altını çizen Eren, Türkiye’deki gazetecilerin bu tür gözdağlarını çok gördüğünü, daha önce KCK, Cumhuriyet, Özgür Gündem davalarında da mesleki faaliyetlerin kriminalize edilmeye çalışıldığını ama bunun karşısında geri adım atılmadığını anımsattı. Basın ve ifade özgürlüğü üzerinde baskı ne kadar artsa da gazetecilerin haber yapıp halka ulaştırmaya devam ettiğini vurgulayan Eren, tam da bu ısrarın iktidarı rahatsız ettiğini belirtti.

‘YANARDAĞ’A SAHİP ÇIKMAK BASIN VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNE SAHİP ÇIKMAKTIR!’

İktidarın sadece kendi söylediklerinin duyulmasını ve doğru olarak kabul edilmesini dayattığını dile getiren Eren, bu baskılar karşısında maalesef işini kaybetme korkusuyla geri adım atan gazeteciler olduğunu hatırlattı. Yanardağ’ın çıkarıldığı Çağlayan Adliyesi önüne çok az sayıda gazetecinin gelmesini örnek olarak gösteren ve eleştiren Faruk, Yanardağ’a sahip çıkmanın basın ve ifade özgürlüğüne sahip çıkmak olduğunu hatırlattı.

‘SORUN GAZETECİLERİN ÖRGÜTLÜ OLMAMASINDA’

Burada esas sorunun gazetecilerin örgütlü olmamasından kaynaklandığına işaret eden Eren, “Basın meslek örgütlerinin gücü üye sayıları kadardır ve maalesef Türkiye’de gazeteciler örgütlü değil. İşlerini kaybetme korkusuyla sendikalı olmuyorlar, hak aramıyorlar hatta iktidara biat etmiş basın organlarında çalışan meslektaşlarımız artık selam bile vermeye çekiniyorlar. Eskiden dayanışma çok daha güçlüydü ama giderek bu da zayıfladı” diye konuştu.

‘TOPLUM GAZETECİLERE VE DEMOKRASİYE SAHİP ÇIKMALI’

Gazetecilerden ziyade halkın haber alma hakkını savunması gerektiğinin altını çizen Eren, “Halkın haber alma hakkı için gazeteciler yapabilecekleri her şeyi yapıyorlar. Tutuklanmayı göze alıyorlar, alanda haber takibi yaparken darp ediliyorlar, gözaltına alınıyorlar ama vazgeçmiyorlar. Daha ne yapsın gazeteciler? Burada önemli olan toplumun gazetecilere, haber alma haklarına ve demokrasiye sahip çıkması” dedi.

‘MUTLAKA YENİLECEKLER!’

Tutuklama ve baskılarla gerçeğin üzerini örtme çabasının boş bir çaba olduğunu bir kez daha vurgulayan Eren, “Toplumun sadece kendi verdikleri verilerle bilgi almasını isteyen bir iktidar var ve bunun için gazetecilere baskı yapıyor. Ama biz ısrarla diyoruz ki bunlar işe yaramayacaktır. Evet süreç uzuyor ve çok uzun süredir demokrasisiz yaşıyoruz ama mutlaka yenilecekler ve her şeye rağmen eninde sonunda demokrasi ve barış kazanacak” vurgusunda bulundu.