Gerila TV, 9 Ağustos tarihinde Batı Zap bölgesine bağlı Girê Cûdî direniş alanında gerçekleştirilen devrimci operasyonun bazı görüntülerini paylaştı. Şüphesiz bu devrimci operasyon gerillanın Türk ordusunu rezil rüsva ettiği ne ilk eylem ne de son.
Kürt halkının onuru gerilla, 39 yıl boyunca binlerce eylem, devrimci operasyon, fedailik örneği gösterdi bu topraklarda. Ancak Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a dönük tecridin, savaş suçlarının, işgal harekatlarının, işkence ve gözaltıların, doğa kıyımının, özel savaşın sistematik bir saldırı konsepti olarak bizlere tüm vahşetiyle dayatıldığı bu günlerde, bu görüntüleri izleyen her Kurdistanlı'nın yüreğine biraz olsun su serpilmiştir. Bu görüntüleri izleyen her gerilla annesi, her şehit kardeşi, çocuğu zindanlarda olan her baba, tecavüze uğrayan her kadın, ağacı kesilen, ormanı ateşe verilen her köylü şunu söylemiştir: "Gururumuzsun gerilla, vur zalimi alnının çatından!"
En fazla on dakika süren her gerilla eylem görüntüsünün her bir anı, her bir saniyesi, üzerine romanlar yazılacak kadar tarihidir. Gerillanın üzerine günlerce hazırlık yaptığı, çok ince bir taktik zeka ve planlama ile, her şeyden önce de canını ortaya koyarak yaptığı bu fedaice eylemler, elbette izlenip geçilecek sıradan olaylar değil.
Hele 9 Ağustos tarihinde Girê Cûdî alanında yapılan devrimci operasyonun görüntüsü, Kurdistan dağlarında yürütülen savaşın karakterini çok net ortaya koyuyor. Türk ordusunun elindeki teknik gücünü en etkin kullanabildiğini düşündüğü ve keşif uçaklarının hareketliliğine dayanarak kendini en güvende hissettiği anda gerçekleştiriliyor eylem.
Eylem boyunca kafalarını kaldırıp tek bir mermi bile sıkamıyor olmalarının başlıca nedenlerinden biri de, eylemin zamanlamasından kaynaklı yaşadıkları şok olsa gerek. Öyle ya, şiarıdır gerillanın; “Her yerde ama hiçbir yerde! Bazen hiç beklemediğin anda ve mekanda şah damarın kadar yakınında!”
Gerilla güçleri askerlerin koyu sohbete daldıkları o anda burunlarının dibine kadar ilerliyor. Görüntünün ilk anları, en çok da Türk ordusunun ‘taciz ateşi’ yalanını boşa çıkartıyor. Neredeyse askerlerin nefes alma seslerinin dahi gerilla kamerasına kaydolmuş olması, bunun bir taciz ateşi değil, çok ustaca gerçekleştirilmiş olan bir saldırı eylemi olduğunu gösteriyor.
Girê Cûdî devrimci operasyonu, tam anlamıyla demokratik modernite gerillacılığının vuruş tarzıdır. Yani düşmanın tüm teknik gücünü, zırhlarını, ‘en büyük teknik insandır’ şiarı ve inancı ile aşarak, yenilmez sanılan teknik karşısında kendi özgücüne ve yaratıcılığına dayanarak savaşta taktik açılım gerçekleştirerek, düşmanı hiç beklemediği anda elindeki imkanları en iyi şekilde başarının hizmetine koyarak etkili vurmak ve hiç kayıp vermeden eylemi sonuçlandırmaktır. Demokratik modernite gerillacılığının vuruş tarzı kaba hatlarıyla bu şekilde değerlendirilebilir. Ama bunun en ince ayrıntılarını, bu gerillacılığın karakterini görmek istiyorsak bu eylemde yer alan gerillalara bakmak lazım.
YJA-STAR GERİLLALARININ MÜCADELESİ TÜM DÜNYA KADINLARININ UMUDUDUR
Devrimci operasyonun görüntülerinde en dikkat çeken şeylerden biri de, kadın gerillaların gösterdiği etkili vuruş tarzı, soğukkanlılık, cesaret ve koordinesidir. Eylemde Türk askerlerinin üzerine ilk bombayı atan ve üzerine giden kadın gerillalardır. Bir yandan çatışırken diğer yandan yaptıkları uyarı ve ikazlar ile de yanındaki yoldaşlarını koruyan ve onları koordine eden onlardır.
Şüphesiz kadınlar ilk defa savaşmıyor dağlarda, ordulaşmanın ilk gününden, özgün eylemler gerçekleştirme kararının alındığı 2004 yılından bu yana yüzlerce eylemde yer aldı kadın gerillalar. Saldırı eylemlerine katıldılar, silah kaldırdılar, özellikle suikast branşında yetkinleştiler, fedai eylemler yaptılar, yüzlerce kadın gerilla son anlarında düşmanın eline geçmemek için çekti bombasının pimini. Bugün Girê Cûdî alanında açığa çıkanlar, elbette bu gelenekten, bu kaynaktan besleniyor. Ancak özellikle son bir aydır bu alanda açığa çıkan askeri performans kadın gerillacılığında bir zirveleşmedir.
20 Temmuz’dan bu yana her gün YJA-Star güçleri tarafından yapılan eylemler kadınlar cephesinde elbette taktik bir açılım, yeni bir çıkıştır. En büyük korkuları bir kadın tarafından öldürülmek olan DAİŞ çete yapılanmasından farksız Türk ordusunun da önümüzdeki günlerde de sık sık bu gerçekle yüz yüze kalacakları kesin. Çünkü Girê Cûdî kadınların direniş kalesidir, komutan Zîlan’ın fedai savaşçılarının mekanıdır.
“Önce kadınları vurun!” şiarı ile Bakûrê Kurdistan’dan Rojava ve Başûr’a kadar her yerde devrimcileşen, iradeleşen kadınları hedef alan sisteme karşı, YJA-STAR gerillaları eylemleri ile şunu söylüyor: “Önce sizi vuracağız.” Yani faşizmin, cinsiyetçiliğin, tecavüz kültürünün, sınırsız sömürü ve istismarın tavan yaptığı işgal ordularınızı!
Bu anlamda YJA-STAR gerillalarının bugünkü tarihsel öncülüğü ve radikal mücadelesi tüm dünya kadınlarının umududur. Zamanın ruhunu iyi okuyanlar bunu görebilir, genç bir kadın gerillanın, düşmanın üzerine bomba fırlattığı andaki cesareti, kararlılığı, o andaki intikam hırsını okuyan herkesin tüyleri diken diken olmuştur mutlaka.
İşgalci Türk ordusu eylemden sonra alanda çil yavruları gibi kaçışan askerlerini kurtarmak için eylem alanını rastgele bombardımana tuttu. Girê Cûdî alanını her gün hala savaş uçakları ve ellerindeki bütün teknikle vuruyorlar. Ancak bu eylemin görüntülerini izledikten sonra ve bu fedailiğe şahit olduktan sonra insan şunu söylüyor, ne kadar bombalar yağdırsanız da uçaklarınızdan, ne kadar vursanız da ölüm makinelerinizle ne yapsanız da bu ruh artık hiç ölmeyecek!