Açlık grevindeki Öztürk için zaman daralıyor

Sincan Y Tipi Hapishanesi’ndeki mutlak tecrit koşullarına karşı 120 gündür açlık grevinde olan abisi Nedim Öztürk için zamanın daraldığına dikkat çeken Meral Halisdemir, “Talebi, şartları daha iyi bir hapishaneye sevk edilmek. 45 kiloya düştü” dedi.

Tahliye edilmesine 10 gün kala keyfi bir biçimde infazı yakılan 62 yaşındaki siyasi tutsak Nedim Öztürk, sürgün edildiği Sincan 2 No’lu Yüksek Güvenlikli (Y Tipi) Hapishanesi’ndeki mutlak tecrit koşullarına karşı 120 gündür süresiz açlık grevinde.

2006 yılından bu yana tutsak olan Öztürk, tutulduğu Tekirdağ 1 No’lu F Tipi Hapishanesi’nde gardiyanların saldırısına karşılık verdiği için 17 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Öztürk, infazı yakıldıktan sonra bu cezayı yatmak üzere sürgün edildiği Sincan Y Tipi Hapishanesi’ndeki insanlık dışı koşullara karşı şartları daha iyi bir hapishaneye gönderilme talebiyle 24 Nisan’dan bu yana süresiz açlık grevinde.

10 Ağustos günü ziyaret ettiği abisi Nedim için zamanın daraldığına dikkat çeken Meral Halisdemir, ANF’ye konuştu.

‘TAHLİYESİNE 10 GÜN KALA SİNCAN’A SEVK EDİLDİ’

Meral Halisdemir, açlık grevinde olan abisini ziyaret ettikten sonra ne uyuyabiliyor ne de yemek yiyebiliyor. Abisinin tahliye edilmesini heyecanla beklerken infazının yakıldığını öğrenen Halisdemir, “Abimin özgür olmasını beklerken infazının yakıldığını öğrendik. Daha önce tutulduğu Tekirdağ 1 No’lu F Tipi Hapishanesi’nde gardiyanların saldırısına karşı geldiği gerekçesiyle 17 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Oysa telefon hakkını kullanırken ona peş peşe saldıranlar gardiyanlardı. Telefon görüşünden sonra fıtık ameliyatı olan abimi hücresine götürdükleri zaman gardiyan keyfi olarak arkadan tekme vuruyor. Bir sonraki telefon görüşünde de diğer gardiyan kendisine saldırınca abim de karşılık veriyor. Tekirdağ’dan sürgün edildiği Burhaniye Hapishanesi’nden ise tahliyesine 10 gün kala aldığı 17 ay ceza bahane edilerek Sincan Y Tipi Hapishanesi’ne sevk edildiği haberi geldi” dedi.

‘TAM ANLAMIYLA BİR KUYU’

Sincan Y Tipi Hapishanesi’ni kuyu olarak tanımlayan Halisdemir, abisinin bugüne kadar 2 değişik hapishaneye sürgün edildiğine ama hiçbirinin bu kadar kötü koşullu olmadığına işaret etti. 3 katlı olan hapishanede tutsakların mutlak tecritte tutulduğuna dikkat çeken Halisdemir, şunları kaydetti: “Tam anlamıyla bir kuyu. Bütün hücreler tek kişilik. Günde sadece 1 saat havalandırmaya çıkma hakları var ve havalandırmalar da üç metreden yüksek duvarlarla çevrili, gökyüzünün görüldüğü dar alana ise elektrikli tel örgüler çekilmiş. Havalandırmada sadece 1 kişiyi görebiliyor, hapishanede gördüğü tek insan da o. Hücrelerin bulunduğu koridorun temizliği de tutsaklara ait. Gardiyan da yok, insan sesi ve görüntüsü de. Kapılar otomatik açılıyor, her şey cihazlar aracılığıyla yapılıyor. Revir ya da haftalık telefon hakkını kullanacağın zaman hücrendeki megafondan sana haber veriliyor, kapılar otomatik olarak açılıyor ve gideceğin yer ışıklarla işaret ediliyor. Zaten hapishaneye girerken tutsaklara ‘Artık burada tek başınasın’ diyorlar. Bir nevi Guantanamo’nun Türkiye versiyonu.”

‘GÖRÜŞTE GÖRDÜĞÜM MANZARA KARŞISINDA YIKILDIM’

10 Ağustos günü açık görüşe giden Halisdemir, gördüğü manzara karşısında yıkıldığını söyledi. Abisini iyi görmediğine işaret eden Halisdemir, “Açık görüşte bile cam fanusun içinde görüştük. Çok zayıflamıştı, 64 kilodan 45 kiloya düşmüştü. Bildiğiniz dümdüz bir duvar. Resim çektirmek için ayağa kalktığımız zaman ona sarılmak isterken sol elim abimin göğüs kafesinin içine girdi. Tamamen bir boşluk. Aşırı zayıflamış. Normalde açlık grevlerinin 150-160’ıncı günlerinde kendini gösterecek belirtiler abimde 109’uncu gün belirmeye başlamış. Zaten açlık grevinin 50 ve 60’ıncı günlerinde kan işediğini söyledi. Konuşma akışında bir sorun yoktu, zihni açıktı ama kollarında ve omuzlarında uyuşmalar başlamış, sol bacağı tamamen uyuşuk ve görmesinde sorunlar var. Zaten 7 yıldır ağzında diş yoktu, sağlıklı beslenemiyordu, şimdi açlık greviyle iyice eridi. Gözlerini açık tutabilmek için sürekli böyle kasıp gözlerini ayırma ihtiyacı duyuyordu. Kendi ihtiyaçlarını da kendi karşılıyor çünkü ona yardım edecek kimse yok” diye konuştu.

‘TÜRKİYE’DE B1 VİTAMİNİ YOK DEMİŞLER!’

Abisine ısrarla B1 vitamini verilmediğine dikkat çeken Halisdemir, “Konuyla ilgili 2 gün önce hapishanenin ikinci müdürüyle telefonla görüştüm. İsmini sordum ama vermedi. Kampüs hastanesinin doktorlarıyla muayene amaçlı hücresine gittiklerini ama Nedim’in muayeneyi kabul etmediğini söyledi. B1 vitaminini sorduğumda ise bunu verebilmeleri için doktorun onu muayene etmesi ve kendisinin bunu talep etmesi gerektiğini söyledi. Halbuki abim zaten B1 vitamini almak için dilekçe göndermiş ve ona cevap olarak Türkiye’de B1 vitamini olmadığı yazılmış” dedi.

‘BU TÜR HAPİSHANELER İNŞA ETMEK İNSANLIK SUÇU’

Abisinin tek talebinin şartları daha iyi bir hapishaneye sevk edilmek olduğunu vurgulayan Halisdemir, bunun L Tipi, E Tipi, hatta F Tipi de olabileceğini belirtti. Abisi Nedim Öztürk’ün kendisini ziyaret eden Adalet Bakanlığı’ndan heyete de bu talebini söylediğini anlatan Halisdemir, ancak günler geçmesine rağmen herhangi bir cevap alınmadığını söyledi. Cezasının tamamlanmasına 6 ay kaldığını ifade eden Halisdemir, zamanın giderek daraldığını hatırlattı. Y Tipi’nde bir insanın yaşayabileceği koşullar olmadığının altını çizen Halisdemir, bu tür hapishaneler inşa edilmesinin insanlık suçu olduğunu kaydetti. Ziyaretten çıktıktan sonra HDP İnsan Hakları İnceleme Komisyonu ve CHP İnsan Hakları Komisyonu ile görüşen Halisdemir, HDP dışında kimsenin kendisiyle ilgilenmediğini söyledi.

‘TEK İSTEĞİM GEÇ OLMADAN ONA KAVUŞABİLMEK’

Defalarca Adalet Bakanlığı’na ve CİMER’e başvuran Halisdemir, gerekirse tekrar hapishane idaresiyle görüşmeye gideceğini belirtti. Abisini gördükten sonra ne uyuyabildiğini ne de yemek yiyebildiğini vurgulayan Halisdemir, “Onu ziyaret ettikten sonra ağlamaktan gözyaşım kurudu artık. Ben geceleri uyku uyuyamıyorum, yemek yiyemiyorum. Şu anda açık ortamda nefes aldığım, güneşi gördüğüm için kendimden nefret ediyorum. Dışarıda onunla bir şeyleri paylaşmaya çalışıyorum, çıkmıyorum, yemiyorum ama olmuyor. O günden güne eriyor. Bana hiçbir şey olmuyor. Tek isteğim geç olmadan ona kavuşabilmek” dedi.