Halkımız mücadele mirasını sahiplendi

Yeşil Parti Milletvekili Beritan Güneş, halkın mücadele mirasına sahip çıkmak için alanlarda olduğunu ifade ederek “Bu irade, bütün gündemlerin de ötesinde kıymetlidir” dedi.

Seçimlerin ardından halktaki hayal kırıklığı, öfke, üzüntü ve eleştirinin anlaşılması gerektiğini belirten Yeşil Sol Parti Mêrdîn Milletvekili Beritan Güneş, şunun altını çizdi: “Halkımız, mücadele mirasını sahiplendi. İnsanımız sitem de etse partinin iradesinin arkasında duracağını net bir şekilde belirtiyordu.”

Yeşil Sol Parti Mêrdîn Milletvekili Beritan Güneş, seçim sonuçlarını, seçim bölgesi Mêrdîn’deki duruma da işaret ederek ANF’ye anlattı. Halkın, vekil adayları için değil, mücadele mirasını sahiplenmek için alanlarda olduğunu belirten Güneş, şunları söyledi: “Bu irade, bütün gündemlerin de ötesinde kıymetlidir. Halk coşkuluydu, beklentileri vardı ve bunları net bir şekilde dile getiriyordu. En çok anneler, kadınlar, gençler ve cocuklar bu iktidardan mağdurlar. En çok onları gördük, onların taleplerini dinledik. Anneler oruçlu bir halde, sıcağa rağmen ellerindeki işi bırakıp bizi görmeye geldi. Bu gerçekten sözle ifade etmesi zor, insanı duygulandıran bir sahipleniş, büyük bir umut ve inanç. Gittiğimiz hemen hemen her evde bu iktidarın tutsak ettiği bir aile ferdi vardı. Savaştan doğrudan etkilenmiş aileler var, çözüm istiyorlar. Bununla birlikte genç kadınların toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dair isyanları vardı. Gittiğimiz köylerde genç nüfusun azaldığını gördük. Yaşam şartlarının zorlaşması sebebiyle genç nüfus yüzünü metropollere dönmüş. Kendi toprağını işletemiyor, hayvancılık yapamıyor, yaptığından da kazanç elde edemiyor. Bu da devletin Kürt şehirlerini boşaltarak metropollerde asimile etme politikasını besliyor."

HEDEFLERİMİZ MÜMKÜNDÜ

Seçim kampanyasının başında hedeflenen ile 14 Mayıs'ta ortaya çıkan tablo arasındaki farka dair çok yönlü değerlendirme yapmak gerektiğini vurgulayan Güneş, şöyle devam etti: “Kampanyanın başında 100 vekil, Mardin'de ise 6-0 dedik. Her iki hedef de mümkündü, bizim gücümüzün üstündeki hedefler değildi. Kendi gözlemlerimi aktarayım;

* Yepyeni bir parti ile bu seçim çalışmalarını yürüttük. Parti kapatma tehdidiyle amaçladıkları biraz da bu bulanık tabloydu. Faşizmin en çok başvurduğu yöntemlerden biri bulanıklaştırmadır. 

* Depremin moral bozukluğu vardı. 

* İttifak konusunda kafa karışıklıkları vardı, halka yeterince açıklayamadık. 

*Mazıdağı gibi küçük bir ilçede 2 bin oyun Sol Parti'ye gittiğini görüyoruz. Dêrik'te hem çok fazla geçersiz oy var, hem Sol Parti'ye giden oy var. Elimizden geldiği kadar kapı kapı dolaştık ama ulaşamadığımız insanlar oldu ve kafa karışıklığı giderilemedi ki bu tablo ortaya çıktı. 

* Hem CHP'ye hem Yeşil Sol'a verilmiş oylar var. CHP bölgede cumhurbaşkanı adaylarını desteklememiz üzerinden bizim seçmenimizi kendine tahvil etmeye çalıştı. Gittiğimiz her yerde onlarla bir ittifakımızın olmadığını, oyların Yeşil Sol Parti'ye verileceğini söyledik, ağacımızı gösterdik. Bilinçli olarak kafa karışıklığından faydalandılar, kirli bir çalışma yürüttüler. 

* 14 Mayıs öncesi büyük bir umut, coşku ve sahiplenme vardı. 15 Mayıs ve sonrasında ise hayal kırıklığı, öfke, üzüntü ve eleştiri vardı. Bu anlaşılır ve haklı bir tutumdur. İnsanımız sitem de etse partinin iradesinin arkasında duracağını net bir şekilde belirtiyordu. 

* Sahada çok daha net vurgular var; Neden tabandan bu kadar uzaklaşıldı? Neden kendi Cumhurbaşkanı adayımızı çıkarmadık? Neden ittifak böyle oldu? Bu da aslında sürecin halka tam olarak anlatılamadığının, halkın ikna edilemediğinin kanıtıydı. 

* Halk toplantısı talepleri vardı, eleştiri ve önerilerini dile getirmek istiyordu insanlarımız.

GÜCÜMÜZÜ GELENEĞİMİZDEN ALIYORUZ

Cumhuriyet tarihinin en milliyetçi, muhafazakar meclislerinden birinin oluştuğuna dikkat çeken Güneş, tıkanıklıkların ya daha da derinleşeceği ya da mücadele edilerek açılacağı bir döneme girildiğini söyledi. Bu dönem boyunca zor gündemlerin beklediğini kaydeden Güneş, “Karşımızda Kürtlerin kazanımlarına, kadınların kazanımlarına, emekçilerin kazanımlarına çok ciddi bir şekilde karşı olan zihniyetler var. Kadınların tek başlarına kalmayacak, kedi yavruları gibi sahiplendirilmesinden bahsedenler bugün Meclis’tedir. Kadının gücünü küçümseyen, iradesi olduğunu reddeden bir tutum Meclis’tedir. Onların karşısında durarak, kadının varlığının, gücünün neleri etkileyip dönüştürebileceğini göstereceğiz. Bu çok ciddi bir mücadeleyi ve duruşu gerektiriyor. Kazanımlardan bir adım geriye gitmemek, bunları korumak öncelikli hedefimizdir. Bunlara yenilerini eklemek noktasında mücadelemizi vereceğiz."