Hatay’da yerleşmeye uygun olmayan yer yine imara açıldı

Hatay’ın Samandağ ilçesinde belediye, 6 Şubat depremlerinden önce hazırlanan imar planını hiçbir değişiklik yapmadan yeniden askıya çıkardı.

Mereş ve Hatay merkezli 6 ile 20 Şubat depremlerin üzerinden 5 ay geçti. Depreme dair hala birçok sıkıntı devam ederken, deprem öncesi askıya çıkan bazı imar planlarının hiçbir değişiklik yapılmaksızın deprem sonrası olduğu gibi yayınlanması da depreme karşı alınan önlemlerin zayıflığını gözler önüne seriyor.

Depremden çok büyük oranda etkilenen Hatay’da deprem öncesi yapılan bir imar planının Samandağ Belediyesi tarafından aynı şekliyle askıya çıkarılmasını ANF’ye değerlendiren Umut-Sen Kent Çalışmaları Grubu'ndan Şehir Plancısı Ramazan Oruç, plan hakkında şunları söyledi: “42 mahalleden oluşan Samandağ ilçe merkezinde bulunan dokuz mahalle için 30 Ocak 2023’te ilan edilen Turizm Bölgesi 1. Etap 1/1000 Ölçekli̇ Revi̇zyon ve İlave Uygulama İmar Planı ve 10 mahalle için 16 Ocak 2023’te ilan edilen Turizm Bölgesi Dışı 1/1000 Ölçekli̇ Revi̇zyon ve İlave Uygulama İmar Planı, yasa gereği 30 gün boyunca askıda kalmalıydı. Ancak ilkinden 6, ikincisinden ise 20 gün sonra 6 Şubat depremi meydana geldiği için askı süreci fiili olarak kesintiye uğradı. Belediye Meclisi, kalan 24 ve 10 günlük zorunlu askı sürecini 31 Mayıs ve 12 Haziran’da başlatmak üzere yeniden gündeme aldı.

Deprem öncesi koşullar göz önüne alınarak hazırlanmış bu planların hiçbir değişiklik yapma ihtiyacı duyulmadan yeniden işleme alınması büyük bir skandal. Belediye bu tercihiyle depremi paranteze almış, deprem öncesi yapılan hatalardan hiçbir ders çıkarmaya tenezzül bile etmediğini ilan etmiş oluyor. Daha önce İskenderun Belediyesi’nin benzer bir uygulamasında gördüğümüz gibi, bu planlara ait plan raporlarda da 2023 depremlerine ilişkin tek bir atıf bile yer almıyor. Ayrıca plan açıklama raporunda ‘...ilçenin birinci derece deprem bölgesinde yer alması, yeraltı suyu seviyesinin yüksek olması ve sıvılaşma riskinden dolayı…’ gibi bir tespit yer almasına rağmen yerleşmeye uygun olmayan bu zeminin imara açıldığı görülüyor.”

BU PLANIN BİR MEŞRUİYET SORUNU OLDUĞU AÇIK

Planda birçok eksik olduğunu, bu şekilde depreme dirençli şehirler yapmanın da mümkün olmadığını ifade eden Oruç, şu değerlendirmeyi yaptı: “Raporlardan, planların hazırlanmaya başlandığı dönemde plan sınırı içindeki yerleşik nüfusun 67 bin 64 kişi olarak tespit edildiğini görüyoruz. Ancak imara açılan alanlarla birlikte hedef nüfus 168 bin 432 olarak öngörülmüş. Yani, 2,5 katlık bir nüfus artışı söz konusu. Ayrıca aynı alan için Nazım İmar Planı’nda öngörülen nüfus projeksiyonu yetersiz bulunduğu için bu Uygulama İmar Planı’nda daha yüksek bir artış önerildiği de raporda açıkça yazılmış. Uzman olmayanlar için, nazım planların uygulama planlarına kılavuzluk ettiğini, yani onun üstünde olduğu notunu düşelim. Bu durum, anayasada yer alan bir hükme karşı keyfi yasa çıkarmaya benziyor. Sırf plan hiyerarşisini bypass ettiği için bile bu planın bir meşruiyet sorunu olduğu açık.

İlan metninde adı anılan Cumhurbaşkanlığı Kararı sayı numarası bile her kaynakta yanlış yazılmış. Ayrıca askıya çıkarılan planlara online erişim için verilen bağlantı bir lokal bilgisayara ait dosya yolu. Bu derece bir özensizlikle karşı karşıyayken bu planlardan depreme dirençli şehirler beklemek mümkün olamıyor maalesef.”