‘Hesap sormazsak yeni Sivaslar olur’

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı Cuma Erçe, “Hesabını sormadığımız müddetçe bize yeni Sivasları yaşatacaklar. Mutlaka hesap soracağız, çünkü yolumuz bize bunu öğretiyor" dedi.

Madımak'ta yaşananların sadece Alevilerin sorunu olmadığını vurgulayan Cuma Erçe, katliamın bir devlet geleneği haline gelmesinde Türkiye toplumunun geçmişle yüzleşememe problemine dikkat çekti.

Yaklaşık iki haftadır Sivas'ın köy ve ilçelerini gezdiklerini, katliamın tanıkları, katliamdan sağ kurtulanlar ve katliamda yakınlarını kaybedenlerle bir araya geldiklerini; 30. yıl anma etkinlikleri için hazırlık yaptıklarını belirten Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı Cuma Erçe, ANF’ye konuştu. Erçe, “Unutmadık deyip her yıl gözyaşı dökmek yeterli değil. Hesabını sormadığımız müddetçe bize yeni Sivasları yaşatacaklar. Bu ülkeyi de bu toplumu da katliamlar tarihiyle yüzleştireceğiz. Mutlaka hesap soracağız, çünkü yolumuz bize bunu öğretiyor" dedi.

KOMİSYON ÇALIŞMALARINI SÜRDÜRÜYOR

Yakınlarını Madımak Oteli'nde kaybeden ailelerden, o gün yaşananlara tanık olan ve kurtulan insanlardan, sanat dünyasından ve hukukçulardan oluşan bir komisyon kurduklarını kaydeden Cuma Erçe, komisyonun uzunca bir süredir çalıştığını söyledi. Erçe, şunları paylaştı: “Madımak Katliamı'nı toplumun bilincinde oturtmak ve yeni kuşaklara aktarmak; davanın zaman aşımına uğraması riskine karşı önlem almak ve farkındalık yaratmak adına yaptık bunları. Ankara'da demokratik kitle örgütleri ve siyasi partiler ile toplantı düzenledik. Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu aracılığıyla çok önemli bir dijital kütüphane oluşturuldu. Katledilen canlarımıza dair özel bilgiler bu kütüphanede yer alıyor. Sanal bir müze oluşturuluyor. 30. yıl için bir belgesel çekimi yapıldı. Banaz'da Pir Sultan'ı anma etkinlikleri gerçekleştirildi. Ayın ilk günü Cogi Baba var. Belkıs Çakır'ın köyü olan Kavak'ta bir anma olacak. Zara ve İmranlı'ya gittik, Hasret Gültekin'in ailesini ve mezarını ziyaret ettik. Ulaş ve Şarkışla'nın köylerine gittik. Sivas'ın emek ve demokrasi güçleriyle toplandık. 30 yıldır sağlanamayan adaletin peşindeyiz."

SADECE ALEVİLERİN SORUNU DEĞİL

Madımak'ta yaşananların sadece Alevilerin sorunu olmadığını vurgulayan Cuma Erçe, katliamın bir devlet geleneği haline gelmesinde Türkiye toplumunun geçmişle yüzleşememe problemine dikkat çekti. Yüzleşmenin ve hesaplaşmanın, demokratik hukuk devleti çerçevesinde adalet normlarıyla sağlanmaması halinde toplumun demokrasi güçlerinin kesintisiz mücadelesinden başka bir çare olmadığını ifade eden Erçe, yeni Sivas'lar için nesnel koşullar hazırlandığına işaret etti. Erçe, şöyle devam etti: "Bu devlet ve bu toplum, Maraş Katliamı ile yüzleşebilseydi 12 Eylül olmayacaktı. Madımak ile yüzleşebilseydi Gazi olmayacaktı. Gazi ile yüzleşilebilseydi Roboskî, Suruç ve Ankara Garı katliamları olmayacaktı. Hepsi birbiriyle bağlantılı, hepsi bu ülkenin evrensel hukuk normları ve adaletten yoksun olmasından kaynaklıdır. Soma'daki maden faciası, depremde kaybettiğimiz insanlar... İmamoğlu'na Erzurum mitingindeki saldırı girişimi bize Sivas'ı hatırlattı. Yeni Sivaslarla karşı karşıya kalmamız için her türlü nesnel koşul yaratılıyor. O yüzden bu hesaplaşma sadece Alevileri ilgilendirmiyor. Bu katliamcı, sömürücü, ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı düzenle hesaplaşılması gerekiyor. Bugün yaşadığımız yoksulluğun, açlığın, sefaletin, kadın cinayetlerinin, çocuk tacizlerinin kaynağı aynıdır. Hepsi bu ülkede demokrasinin olmamasıyla ilgilidir."

DİVAN DA BİZ OLACAĞIZ

Madımak Katliamı'nın üzerinden geçen 30 yılda failleri yargılamaya yönelik hiçbir ciddi girişimin olmadığının altını çizen Cuma Erçe, "14 Eylül'de görülecek bir duruşma var. Mahkemeyi zaman aşımına uğratarak kapatmak istiyorlar. Diyelim ki zaman aşımına uğradı, yargılama bitti. Bu herhangi bir anlama gelmiyor, çünkü insanlığa karşı işlenmiş suçlarda zaman aşımı olmaz. Öyle uluslararası divanı falan da beklemeyeceğiz; Divan biz olacağız. Aksi halde yeni Sivaslar yaşanmaya devam edecek bu ülke. Bu ülkenin demokrasi sorunu, sadece Kürtlerin sorunu olamaz. Bu ülkenin laiklik sorunu, sadece Alevilerin sorunu olamaz" şeklinde konuştu.

GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ

Ankara ve İstanbul'daki Sivas Katliamı anma etkinliklerinde emniyet güçleri ile yerel idarecilerin sorun çıkartan tutumuna dikkat çeken Erçe, şunları söyledi: "Ankara/Tuzluçayır'daki anma izinli olmasına rağmen tam da semah dönülürken polis müdahalesiyle ses sistemi susturuldu ve elektrik kesildi. İnsanlarımız deyişleri yüksek sesle söyleyerek semah dönmeye devam etti. Etraflarında bir çember olundu ve semah bitirildi. Aynı yerde polisin müdahalesini protesto için yapılan eyleme polis saldırdı. Sultangazi Cemevi'nde yapacağımız ortak anma etkinliği ise kaymakamlık emriyle yasaklandı. Anmayı Cemevi'nin bahçesinde tamamladık. Geri adım atmamızı bekliyorlar ama asla geri adım atmayacağız, bizim sözümüz var."

HEM ONLARI ANALIM HEM DE HESAP SORALIM

Sivas'ta yapılacak olan 30. yıl anma etkinliklerine katılım çağrısında bulunan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı Cuma Erçe, şunları ekledi: "2 Temmuz için hazırız, resmi başvurularımızı yaptık. Emniyet yetkilileri ve Vali ile görüştük. Biz de kendi güvenlik tedbirlerimizi aldık. Dünyanın dört bir yanından bizi buraya getiren sebep ortadan kalkmadığı sürece her yıl burada olacağız. Bizim isteğimiz canlarımızın Türkiye'nin ve dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar gelmeleri. Gelmelerini istiyoruz, gelirken evlerindeki bağlamaları yerlerinden çıkartarak kendileriyle getirmelerini istiyoruz. Arabalarında boşluk varsa iki kişi daha alarak gelsinler. Burada el ele, kol kola hep birlikte hem kaybedilen canlarımızı analım hem de hesap soralım. Unutmadık unutmayacağız demek, her yıl göz yaşı dökmek yeterli değil, biz aynı zamanda hesap soracağız."