Akbelen Ormanı’nın katledilmesine karşı direnen İkizköy halkı, güne hızar sesleriyle uyandı. Kesim alanına gitmeleri jandarma tarafından engellenen halk, bu keyfi uygulamaya tepki gösterdi. “İçimiz yanıyor” diyen köy halkı, kendilerini engelleyen jandarma komutanına, “Sabah kesim sesiyle uyanıyoruz. Böyle bir şey olabilir mi? Valiliğin verdiği karar var ormanlara giriş yasak diye. Niye engellemiyorsunuz? Niye hukuku uygulamıyorsunuz? Hukuk sadece bize karşı mı var? “ diye isyan etti.
‘DOĞAMIZIN BÜYÜK BİR BÖLÜMÜNÜ KAYBETTİK’
Gözyaşları içinde direniş alanına giden halkı, Emek Partisi Milletvekili Sevda Karaca ziyaret etti. Alanda yaptığı konuşmada, dayanışma mesajını ileten Karaca, katliamın sorumlusu Limak Holding ve İC Holding ortak iştiraki YK Enerji’ye ait Yeniköy Termik Santrali önünde halk ile birlikte açıklama yaptı. “Kömürsüz Muğla için, Akbelen için adalet” pankartının açıldığı açıklamada ilk konuşmayı direnişteki köy halkından Hasan Yorulmaz yaptı. Bugün kömürün topluma verdiği zararı anlatmak ve Akbelen Ormanları'nın gözden çıkarılmasının yanlışlığını vurgulamak için bir araya geldiklerini vurgulayan Yorulmaz, “Bu termik santrallerin kuruluşunu biz İkizköy halkı olarak sevinçle karşıladık. Bu kadar zararlı olacağını bilmiyorduk. Ama yıllar geçti, doğamızın büyük bir bölümünü kaybettik. Daha da kaybetmeye devam ediyoruz” dedi.
‘TERMİK SANTRALLERİN ZARARINA SON VERELİM’
Şu anda Akbelen'de ormanların acımasızca kesildiğini anlatan Yorulmaz, ormana sahip çıkmanın herkesin görevi olduğunu hatırlatarak, “Termik santral kapatılırsa insanların işsiz kalacağı iddia ediliyor. Biz kimse aç kalmasın, yoksul olmasın diye çabalıyoruz. Topraklarımızı değerlendirerek onlara iş alanı yaratabiliriz. Zaten Muğla tarımsal anlamda elverişli bir konumdadır. O bakımdan diyorum ki, biz tutumlu bir millet olarak buna yönelelim. Termik santrallerin zararına son verelim” vurgusunda bulundu.
‘SEÇİM BİTTİ TALAN BAŞLADI’
Emek Partisi Milletvekili Sevda Karaca ise seçim biter bitmez ormanları, toprağı, doğayı talan etmek isteyenlerin hemen sivri dişlerini gösterdiğini kaydetti. Bugün dokuz köyü yutan Yeniköy Termik Santrali’nin önünde olduklarını hatırlatan Karaca, “Dokuz köyü yutan bu santral şimdi de gözünü İkizköy'e dikmiş durumda. Ve İkizköy ile birlikte bütün alanları yıkıma, yağmaya, talana, ranta açmak istiyor Limak Şirketi. Biz buradan Limak Şirketi’ne sesleniyoruz; siz işçi haklarına, doğaya, toprağa ve insanlığa karşı bu yaşananların müsebbibisiniz. 9 köyü yuttunuz, 10’uncu köyü vermeyeceğiz. Köylüler bunun için direniyor” dedi.
‘EN BÜYÜK ZARARI KÖYLÜLER KADAR İŞÇİLER DE YAŞAYACAK’
Termik santralde çalışan işçilere seslenen Karaca, şöyle konuştu: “Sizi ekmeğinizle, aşınızla, çocuklarınızın karnının doyup doymamasıyla ikna etmeye çalışıyorlar. Asgari ücretin altında, açlık sınırının altında ücretlere mahkûm edilip, kötü koşullarda çalıştırılan işçiler aynı zamanda köylülerle, komşularıyla karşı karşıya getirilmek isteniyor. Siz topraklarınız elinizden alındığı, ormanlarınız, suyunuz, toprağınız ranta açıldığı için bu madenlerde işçi olmak, ölümle burun buruna çalışmak zorunda bırakıldınız. Üç kuruşluk ücretler için her gün akşam eve dönüp dönmeyeceğinizin kaygısıyla çalışmak zorunda bırakıldınız. Bu toprakların, doğanın, ormanın korunması, köylülerin olduğu kadar işçilerin de görevidir. Aynı zamanda şirketlerin rantlarının işçilere hiçbir yararının olmadığını çok iyi biliyoruz. Maden alanlarının, ormanların talana açılmasının en büyük zararını köylüler kadar işçiler de yaşayacak. Buna izin vermemelisiniz. ”
‘SENDİKALARIN ÇIKARI RANTÇI ŞİRKETİN ARKASINA DİZİLMEKTE DEĞİLDİR’
Sendikalara tepki gösteren Sevda Karaca, “Daha geçtiğimiz yıllarda buraların madenlerinin özelleştirilmesine karşı çıkan sendikalar, bugün ne oldu da şirketin arkasına diziliyor? Daha düne kadar özelleştirmelerin bu toprağa, bu halka, köylülere, işçilere zarar verdiğini, vereceğini, ülke ekonomisine zarar vereceğini söylerken, bugün ne oldu da şirketin arkasına dizilip işçilerin ekmeğiyle oynanacağına ilişkin açıklamalar yapıp şirketin bu yıkımını meşru kılmaya çalışıyorsunuz? İşçilerin de işçi sendikalarının da çıkarı rantçı şirketlerin arkasına dizilmekte değildir. Sendikalara tekrar çağrımız var. Eğer işçilerin ekmeğini düşünüyorsanız, eğer işçilerin geleceğini düşünüyorsanız o zaman bu termik santraldeki patronların değil, işçilerin en büyük müttefiki olan köylülerin yanında durmak zorundasınız” diye konuştu.
Öte yandan direniş alanına kamyonla getirilen su şişeleri, jandarma tarafından alınmadı. Sular elden ele alana taşındı.