Kayıp yakınları, devletin katlettiği Öncü için buluştu
İHD ve kayıp yakınları, Türk devlet güçlerince katledilen Mehmet Sıddık Öncü için buluştu.
İHD ve kayıp yakınları, Türk devlet güçlerince katledilen Mehmet Sıddık Öncü için buluştu.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi ve kayıp yakınları, eylemlerinin 749’uncu haftasında Amed’in Rezan ilçesine bağlı Koşuyolu Parkı’nda bulunan Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir araya geldi.
İHD Amed Şubesi Cezaevi Komisyon Üyesi Ercan Yılmaz, 30 yıldır kayıpların ve failli meçhullerin akıbetlerini sorduklarını söyleyerek, “Bu süreçte hiçbir iktidar soruna olumlu yaklaşmadığı için bu sorun hala önümüzde duruyor. Bu süreçte Berfo Ana ve Asiye Ana ne çocuklarının akıbetini, ne de faillerin yargılandığını göremeden yaşamını yitirdi. Onların verdikleri mücadele mirasını devam ettireceğiz” şeklinde konuştu.
İHD Yöneticisi Avukat Yusuf Erdoğan, 21 Haziran 1993’te Amed'in Xana Axparê (Çınar) ilçesi Qerqatê köyünde gözaltına alınıp kendisinden bir daha haber alınamayan ve 8 Temmuz’da cenazesine ulaşılan Mehmet Sıddık Öncü’nün hikayesini okudu.
Öncü’nün Türk askerleri tarafından gözaltına alınarak, köylülerin gözü önünde işkenceye maruz bırakıldığını anlatan Erdoğan, “Askerler, Mehmet Sıddık Öncü’nün eşine, ‘kocanı bir daha göremeyeceksin’ diyerek, Öncü’yü de alıp köyden ayrılırlar” diye belirtti.
Mehmet Sıddık Öncü’nün gözaltına alındıktan bir gün sonra Amed’e sevk edilmeden önce, Çınar Sağlık Ocağı’ndan verilen raporuna değinen Erdoğan, şunları söyledi: “Rapora göre, ‘sağ tarafında 10-12 kaburgalarının yanında 3x5 cm ekimoz tespit edildi’ denilir. Gözaltına alındıktan sonra kendisinden hiçbir haber alınamayan Öncü’nün ailesine 4 Temmuz’da yapılan bir telefonla Öncü’nün cesedinin Tıp Fakültesi Morgu’nda olduğu söylenir. Bunun üzerine DGM Başsavcılığına başvuruda bulunan aile ancak 8 Temmuz 1993’te cenazeyi alabilir. Kendilerine verilen otopsi raporunda, geçirdiği bir rahatsızlık sonucu öldüğü yazılıdır. Defin raporunda da aynı ibareler kullanılmıştır. Aile maktulün kalçasının iki yanında morarmalar ve yarıklar, sağ kaburgaları, bütün tırnakları, yanaktan ve çene altında morarmalar ile boyun ve bileklerinde ip izleri olduğunu tespit etmişlerdir.
Dönemin İçişleri Bakanı Mehmet Gazioğlu, Öncü’nün katledilmesi ile ilgili soruya verdiği cevapta; ‘Mehmet Sıddık Öncü’nün böbrek yetmezliğinden dolayı 4 Temmuz’da rahatsızlandığı ve 5 Temmuz’da yaşamını yitirdiğini’ belirtir. Öncü’nün 1993 yılında gözaltında yaşamını yitirmesi üzerine aile iç hukuk yollarında bir sonuç elde edemeyince, davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşır. Öncü ailesinin açtığı davada AİHM; yaşam hakkı ihlalinden Türkiye’yi tazminat ödemeye mahkûm eder.”
ÊLIH
Êlih’te İHD ve kayıp yakınları, eylemlerinin 585’inci haftasında Gülistan Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde toplandı. "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" yazılı pankart ile kayıpların fotoğraflarının açıldığı eyleme, kayıp yakınları ve insan hakları savunucuları ile Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Êlih Şubesi üyeleri, Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma, Dayanışma, Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER) Êlih Şubesi, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Êlih İl Örgütü katıldı.
İHD Êlih Şubesi Eşbaşkanı Devran Yıldız, Amed’in Bismil ilçesinde arazi anlaşmazlığından kaynaklı çıkan kavgada 9 kişinin yaşamını yitirmesini hatırlatarak, ailelere başsağlığı diledi. Yıldız kavga ve çatışma yolunun hiçbir sorunu çözemediğini belirterek, diyalog yolunun seçilmesi gerektiğinin altını çizdi.
İHD Şube Yöneticisi Ahmet Şiray kayıp yakınları ve hak savunucuları olarak, ülkenin gerçek bir demokratikleşme sürecine girmesi için gözaltında kaybedilenlerin akıbetlerinin açıklanması ve faillerinin yargılanması gerektiğini söyledi. Şiray daha sonra Mehmet Sıddık Öncü’nün kayıp hikayesini okudu.