KCK 14 Temmuz Ulusal Onur Günü’nü kutladı

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, 14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu şehitleri anısına ilan edilen 14 Temmuz Ulusal Onur Günü’nü kutlayarak tüm devrim ve demokrasi şehitlerini andı.

Özgürlük Hareketinin öncü kadroları Mehmet Hayri Durmuş, Kemal Pir, Akif Yılmaz ve Ali Çiçek’in şehit düştüğü 14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu Direnişi’nin yıldönümü vesilesiyle bir açıklama yapan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, 14 Temmuz Ulusal Onur Günü’nü kutladı.

14 Temmuz direnişinin Kürt halkı ve Özgürlük hareketine faşizm ve sömürgeciliğe karşı doğru duruşun ve başarmanın yolunu gösterdiğinin vurgulandığı açıklamada “Bu büyük direnişi geliştiren partimizin önder kadroları M. Hayri Durmuş, Kemal Pir, Akif Yılmaz ve Ali Çiçek yoldaşları eylemlerinin yıldönümünde büyük bir saygı ve minnetle anıyor, tarihsel eylemleri karşısında saygıyla eğiliyoruz. Büyük 14 Temmuz Şehitleri şahsında tüm devrim ve demokrasi şehitlerini saygı ve minnetle anıyor, şehitlere verdiğimiz başarma sözünü bir kez daha belirtiyoruz” denildi.

KCK’nin açıklaması şöyle:

“14 Temmuz Direnişinin 41. Yıldönümüne girmiş bulunuyoruz. Kürdistan halkı ve Hareketimiz açısından olduğu kadar insanlık tarihi açısından da önemli bir yere sahip olan 14 Temmuz Direnişi; zulüm, vahşet ve ağır işkence altında insanlık değerlerini savunmanın ve insan olarak kalmanın çok soylu, anlamlı büyük bir eylemidir.

Bu büyük direniş halk ve Hareket olarak bizlere faşizme ve soykırımcı sömürgeciliğe karşı doğru duruşun ve başarmanın yolunu gösterirken; Kürdistan halkı açısından olduğu kadar dünya demokratik sosyalist hareketi ve insanlık açısından da büyük bir değer ifade etmektedir.  Bu büyük direnişi geliştiren partimizin önder kadroları M. Hayri Durmuş, Kemal Pir, Akif Yılmaz ve Ali Çiçek yoldaşları eylemlerinin yıldönümünde büyük bir saygı ve minnetle anıyor, tarihsel eylemleri karşısında saygıyla eğiliyoruz. Büyük 14 Temmuz Şehitleri şahsında tüm devrim ve demokrasi şehitlerini saygı ve minnetle anıyor, şehitlere verdiğimiz başarma sözünü bir kez daha belirtiyoruz. Başta İmralı'da direnen Önder Apo'yu ve 14 Temmuz ruhuyla sömürgeciliğin zindanlarında direnen tüm zindan direnişçilerini saygıyla selamlıyor, sevgilerimizi belirtiyoruz. Yine 14 Temmuz ruhuyla düşmana karşı savaşan gerillayı, yurtsever Kürdistan halkını, dostları ve direnen herkesi selamlıyoruz.

14 TEMMUZ’DA İMKANSIZ OLARAK GÖRÜLEN BAŞARILMIŞTIR

İnsanlık tarihinin en soylu ve en anlamlı duruşlarından biri olan büyük 14 Temmuz Direnişi, üzerinde ciddiyetle durulmayı, anlaşılmayı ve özümsenmeyi gerektirmektedir. 14 Temmuz Direnişi; zulme, vahşete, işkenceye karşı büyük bir cesaret, kahramanlık ve fedakarlık örneğidir. Düşkünlüğe karşı soylu ve yüce bir duruş; özgür yaşama ve insanlık değerlerine sevgi ve aşkla bağlılığı ifade etmektedir. Cesaret edilmesi çok zor olana korkusuzca cesaret edilmiş ve imkansız olarak görülen başarılmıştır. Bundan dolayıdır ki büyük 14 Temmuz Direnişi için imkansızın başarılması payesi biçilmiştir. Bu çok doğru ve yerinde bir belirlemedir ve 14 Temmuz Direnişinin ve direnişçilerinin gerçeğini ifade etmektedir.

14 Temmuz Direnişçilerinde Kürdistan'ın özgürlük davasına ve PKK'nin mücadele çizgisine olan inanç ve bağlılık çok öndedir. Bu inanç ve bağlılıktan dolayı, 14 Temmuz Direnişçileri, çok ağır şartlar altında özgürlük duruşundan hiçbir şekilde taviz vermemiş ve PKK direniş çizgisini kusursuzca temsil etmişlerdir. 14 Temmuz gerçeğini yaratan, bu tarihsel kişiliklerin sahip oldukları özelliklerdir. Bu açıdan 14 Temmuz'u tüm yönleriyle anlamamız için 14 Temmuz Direnişçilerini iyi tanımamız ve anlamamız gerekir.

12 Eylül 1980'de Kürdistan ve Türkiye'de gelişen devrimci demokratik gelişmenin önünün alınması ve soykırımcı sömürgeci düzenin yeniden tesis edilmesi amacıyla askeri bir darbe gerçekleştirilmiştir. Faşist askeri darbeyle topluma mutlak anlamda boyun eğdirmek ve toplumun sindirilmesi hedeflenmiştir. Toplumun özgürlük fikrine ve mücadelesine eğilim göstermesinin zemininin tümden kurutulması amacıyla toplum üzerinde büyük bir baskı ve şiddet dalgası geliştirilmiştir. Faşist cunta rejimi bu amaca ulaşmak için topluma mücadele ve özgürlük fikrini aşılayan devrimciler içerisinde itirafçılığı ve pişmanlığı geliştirerek toplumun umut ve inanç kaynağını yok etmeyi amaçlamıştır. Bundan dolayı devrimciler üzerine çok vahşice gidilmiş, binlerce devrimci vurularak ve işkenceyle katledilmiştir. Zindanlar devrimcilerle doldurulmuş ve birer işkence merkezine dönüştürülmüştür. Bu merkezlerden en fazla öne çıkan ise PKK kadrolarının ve sempatizanlarının tutulduğu Diyarbakır askeri cezaevi olmuştur. Diyarbakır askeri cezaevinde PKK kadrolarına, sempatizanlarına ve Kürt yurtseverlerine karşı geliştirilen işkence ancak ve ancak soykırımcı sömürgeci Türk devletinin Kürt düşmanı karakteriyle açıklanabilir veya böyle bir karakterin uygulaması olabilir. Sanata, edebiyata, türkü, şiir ve destanlara konu olan; tarihte eşine az rastlanan ve Kürdistan halkının belleğinde derin bir şekilde kazınan Diyarbakır askeri cezaevindeki vahşeti açıklamanın başka bir yolu veya gerekçesi olamaz.

14 TEMMUZ DİRENİŞİ TOPLUMU TESLİM ALMA PLANINI BOŞA ÇIKARDI

Zindanda gelişen bu büyük direnişler; 12 Eylül faşist askeri rejiminin bu amacını boşa çıkarmak ve halkın özgürlük umudunu korumak için geliştirilmiştir. Mazlum'larla başlayan ve Dörtler’Ie devam eden direnişler, 14 Temmuz Direnişiyle zafere ulaşmış ve 12 Eylül rejiminin içeride geliştirmek istediği tasfiye konseptini boşa çıkarmıştır. 14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu Direnişiyle teslimiyet, itirafçılık, pişmanlık ve her türlü zayıflık ve kararsızlık mahkûm edilerek faşist işkenceci rejim yenilgiye uğratılmıştır. Faşizmin yasaları paramparça edilmiş ve direnişe dayalı özgürlük İlkeleri hakim kılınmıştır. Şüphesiz zindandaki bu büyük direniş tutumu dışarıya da yansımıştır. Toplumdaki özgürlük umudunu büyütmüş; topluma bilinç, cesaret ve mücadele azmini aşılamıştır. Kürdistan Devrimcilerinin ne pahasına olursa olsun özgürlük davasından vazgeçmedikleri ve geçmeyecekleri ortaya konulmuş ve bu durum toplumu derinden etkilemiştir. Tutsakların en ağır şartlarda bile teslim olmayıp direnmeleri ve yaşamlarını Kürt halkının özgürlük davası uğruna feda etmeleri herkeste bir sorgulamanın, kendini sorumlu görme ve mücadeleyi sahiplenme duygusunun gelişmesine yol açmıştır. İnkar ve imha sürecine alınan Kürt toplumunda bu duyguların gelişmesi şüphesiz çok önemli bir gelişme olmuştur. Böylece 14 Temmuz Direnişi halktaki umudu bitirme ve toplumu tümden teslim alma planını boşa çıkararak dışarıda da 12 Eylül rejimine büyük bir darbe vurmuş ve bu faşist rejimi alt etmiştir.

Büyük 14 Temmuz eylemi PKK'nin mücadele tarzını ve direniş çizgisini ifade etmektedir. Önder Apo 14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu Direnişini; onur eylemi, PKK direniş çizgisinin kusursuz gerçekleşmesi biçiminde ifade ederek bu çizginin esas olduğunu ortaya koymuştur. Dolayısıyla 14 Temmuz eylemi ve ruhu PKK'nin ve Kürdistan devriminin ruhu, çizgisi ve mücadeIe tarzıdır. Kürdistan Özgürlük Mücadelesi 14 Temmuz'un direniş çizgisinde gelişmekte, tüm gelişmeler bu tarzın sonucu olmaktadır. Kürdistan Özgürlük Gerillasının yürüttüğü özgürlük savaşı da 14 Temmuz çizgisinde gelişmiştir. Önder Apo 15 Ağustos Gerilla Atılımını başlatarak 14 Temmuz çizgisini daha ileri bir noktaya taşımış ve Kürt halkının yeniden var oluşunu sağlayarak, diriliş devrimini gerçekleştirerek 12 Eylül rejimini başarısız kılmıştır. Bugün de gerillanın yürüttüğü kahramanca direniş ve Kürdistan halkının AKP - MHP faşizmine karşı boyun eğmeyen mücadelesi, 14 Temmuz çizgisinde gelişmektedir. Hiç şüphe yok ki, Kürdistan'da gelişme yaratılacaksa, bu ancak 14 Temmuz çizgisinde derinleşmekle, bu çizginin özümsenmesi ve esas alınmasıyla olabilir.

AKP-MHP FAŞİZMİNİN YIKIMI MUTLAKA GERÇEKLEŞTİRİLECEKTİR

AKP - MHP iktidarı da 12 Eylül rejiminin bir devamıdır. 12 Eylül rejimi gibi AKP - MHP iktidarı da Kürt soykırımını gerçekleştirmeyi temel amaç olarak belirlemiş, 12 Eylül rejiminin başaramadığını gerçekleştirmek istemektedir. Bu da Kürt Özgürlük Hareketinin tasfiye edilerek Kürt soykırımının gerçekleştirilmesidir. Önder Apo üzerindeki tecrit ve gerçekleştirilen tüm saldırılar bu kapsamda olmaktadır. Bu faşist saldırganlığa karşı Hareket ve halk olarak kesintisiz bir direniş ve mücadele içerisinde bulunmaktayız. Fakat AKP - MHP faşizmini ve saldırganlığını tümüyle yenilgiye uğratmak için mücadeIeyi daha da büyütmemiz gerekmektedir. Bu da hiç kuşku yok ki 14 Temmuz çizgisinde daha fazla derinleşmekle, 14 Temmuz ruhunu ve tarzını esas almakla mümkündür. Nasıl ki 14 Temmuz Direnişiyle 12 Eylül faşist cunta rejimi yenilgiye uğratıldıysa bugün de 14 Temmuz çizgisinde mücadelenin daha da büyütülmesiyle AKP - MHP faşizminin yıkımı da mutlaka gerçekleşecektir. Faşizm asla Kürt halkını, demokrasi güçlerini, insanlık vicdanını ve onurunu teslim alamaz, başarıya ulaşamaz.

Bir kez daha büyük tarihsel gelişmeler yaratan ve Kürdistan halkının makus tarihini değiştiren büyük insanlık abideleri olan 14 Temmuz Direnişçilerini büyük bir saygı ve minnetle anıyoruz. 14 Temmuz Direnişçileri her şeylerini halkın özgürlük davası için feda ederken, Kürdistan halkına borçlu olduklarını belirtmişlerdi. Sarf edilen bu sözler bu büyük devrimcilerin karakterini çok açık bir biçimde ortaya koymaktadır. Her Kürt insanının, yurtseverinin ve devrimcinin bu sözlerin sahiplerini ve onların yaptıklarını daha fazla anlama ve onlara layık olma çabası içerisinde olması gerekmektedir. Biz bu temelde herkesi 14 Temmuz çizgisini daha iyi anlamaya, 14 Temmuz çizgisinde daha fazla derinleşerek mücadeleyi büyütmeye çağırıyor, 14 Temmuz Ulusal Onur Günü'nü kutluyoruz.”