Kürt Edebiyatçılar Derneği'ne baskına tepki

Kürt Edebiyatçılar Derneği'ne yapılan baskına tepki gösteren dernek yöneticilerinden Mehdi Perinçek, baskın sırasındaki hukuksuzluğa dikkat çekerek, "Bizi kriminal edecek bir şeyler mi yaptılar" dedi.

Amed'in Peyas (Kayapınar) ilçesinde bulunan Kürt Edebiyatçılar Derneği'ne (Komeleya Wêjekarên Kurd) dönük polis baskınına dair İnsan Hakları Derneği (İHD) binasında açıklama yapıldı. Toplantıya Kürt Edebiyatçılar Derneği eşbaşkanları Rêdûr Dîjle ve Fatma Taşlı Tunç'un yanı sıra PENa Kurd Eşbaşkanı Ömer Fidan ile İHD üyeleri de katıldı.

Dernek yöneticilerinden Mehdi Perinçek, geçtiğimiz ay Fırat Mahallesi’ndeki adrese taşınarak, kayıt yaptırdıklarını ve dernek binasının tadilatta olduğunu belirtti. Perinçek, baskında kitaplara ve dergilere el konulduğunu açıklayarak, "Aramada ne bir yöneticimizle bağ kuruldu ne de baskın sonrası bilgi verildi" diye ekledi.

BASKIN SIRASINDA NE YAPTILAR?

Perinçek, dün İl Emniyet Müdürlüğüne gittiklerini ancak baskına dair herhangi bir bilgi alamadıklarını aktararak, "Bu baskını yapan kim? Hangi saikle yapıyor? Neyi hedefliyor? Bu baskın ya devletin resmi kanununda belirtilen bir birim tarafından yapıldı ama inkâr edildi. Ya da devletin yasalarında tanımlanmamış, 1990’larda bu bölgede hepimizin şahit olduğu özel bir birim tarafından yapıldı. Ne gizleniyor? Buranın mülki idare amiri dışında böyle bir çaba mı var? Bu cesareti kimden alıyor? Bilgisine başvurmadığımız bir tek Cumhuriyet Başsavcılığı var” diye konuştu.

Perinçek, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı‘na başvuruda bulunacaklarını söyleyerek, "Kürt Edebiyatçılar Derneği’ne yönelik herhangi bir kriminal tespit ve yönelimin bu güçten kaynaklı olduğunun altını çiziyorum. Hazirun olan muhtarın 10 kişinin başında bulunma imkânı yok. Bizi kriminal edecek bir şeyler mi yaptılar? Bunların hepsinin tespitini savcılıktan talep edeceğiz" dedi.

'KÜRT DİLİ VE EDEBİYATI HEDEF ALINMIŞTIR'

PENa Kurd Eşbaşkanı Ömer Fidan ise baskını kınayarak, "Bu olayın takipçisi olacağız. Burada Kürt dili, edebiyatının kriminalize edildiğini görüyoruz. Bu Kürt dili, Kürt edebiyatına dönük saldırıdır. Bu düşünce özgürlüğüne saldırıdır. Bu insanlık dışı saldırıların ne Türkiye hukukunda ne de uluslararası hukukta yeri yoktur” diye kaydetti.