Kürt Halk Önderi’nin avukatı: Toplumsal sözleşme'ye ihtiyaç var
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın avukatlarından Ömer Güneş, “Toplumsal sözleşme ve demokrasiye ihtiyacımız var” dedi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın avukatlarından Ömer Güneş, “Toplumsal sözleşme ve demokrasiye ihtiyacımız var” dedi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın hukuki savunmasını üstlenen Asrın Hukuk Bürosu’ndan Avukat Ömer Güneş, Hesekê’de devam eden Lozan konulu uluslararası çalıştaya videolu mesaj gönderdi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Lozan Antlaşması’na ilişkin yaptığı değerlendirmeleri hatırlatan Güneş, şunları söyledi:
“Sayın Abdullah Öcalan yapmış olduğu değerlendirmelere göre; uluslararası hukukta Kürt halkına yer verilmedi. Bireylerin hakları mensup oldukları sınıflara göre değerlendirildi, toplumun ve inançların hakları ise görmezden gelindi; bu nedenle de kriz giderek derinleşti, çıkmaza girdi. Lozan Antlaşması’nda oluşturulan bu teori sonucunda Türkiye Cumhuriyeti uluslararası alanda tanındı ve yine bir harita oluşturuldu. Ermeni, Süryani ve Yunan halkları azınlık olarak kabul edilirken, Kürtlere herhangi bir hak tanınmamıştır. Bu yaklaşım, Kürt halkının kültürel ve sosyal yönden yok edilmesini ifade ediyor. Batılı emperyalist devletlerin ve Türk hükümetinin planlarının analizleri derinleştirilmelidir. Lozan Antlaşması sonrası Ortadoğu'daki gerileme batılı devletlerin politikalarına bağlıdır. Türkler ve Yahudiler, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda temel bir rol oynamışlardır. Ancak cumhuriyet dışında bırakılan Hıristiyan kesimler Türk iktidarın kurbanı oldu ve soykırımla karşı karşıya kaldı."
'TOPLUMSAL SÖZLEŞME İÇİN MÜCADELE EDİLMELİ'
Türkiye’de 1920’lerin başında milliyetçilerin Kurtuluş Savaşı'nda Sevr Antlaşması'nı geçersiz kılarak Kürtlere verdikleri sözleri yerine getirmeme çabasını içinde olduklarına vurgu yapan Güneş, “Bunun için Türkleştirme politikasını yürüttüler. Lozan Antlaşması'nda Kürtlerle ilgili hiçbir madde bulunmuyor. Sadece Türkiye vatandaşlarının ırk, kültür ve kimlik ayrımı yapmaksızın korunacağını vurgu yapan bir iki madde var” dedi.
Lozan Antlaşması öncesi, 1919-22 yılları arasında bölge halkları arasında toplumsal dayanışma, kolektif ruh bulunduğunu hatırlatan Güneş, “Amasya Tamimi ile Erzurum ve Sivas kongreleri bunun ispatı oluyor. Demokratik bir yöntem vardı, her bileşen demokratik bir tarz da sorunlarını çözüyordu. Ancak Lozan antlaşması Kurdistan’ı parçalayan son antlaşma oldu. Antlaşmaya karşı çıkan herkes tasfiye edildi, soykırımdan geçirildi. Türkiye Cumhuriyeti askeri darbeler ve hukuksuz uygulamalarla yönetildi. AKP de şimdi bu rolü üstlenmiş durumda, Kürtleri tamamen tasfiye etme çabasında” dedi.
“Lozan’ı geçersiz kılarak Ortadoğu halklarının inanacağı ve birlikte yaşamalarını sağlayacak bir sözleşmeyi hazırlayabiliriz” ifadelerini kullanan Güneş, konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: “Şimdi demokrasiye ve toplumsal sözleşmeye ihtiyacımız var. Bununla tüm sorunlar çözülebilir, toplumda demokrasi hakim kılınabilir. Bu sözleşmeyi yapma zemini vardır ancak gerçekleşmesi için mücadele etmek gerekiyor. Kürtlerin buna hazırlanmaları gerekiyor.”
Çalıştay konuşmalarla devam ediyor.