Lozan Çalıştayı: Kürtler yeni bir sürecin öncülüğünü yapıyor

Lozan Antlaşması’na ilişkin Uluslararası Çalıştay’ın ilk oturumunda yapılan konuşmalarda, ulusal birliğin güçlendirmenin, Lozan ve Sykes-Picot anlaşmalarının yok sayılmasının önemine dikkat çekildi.

Hesekê’de gerçekleştirilen Çalıştayın, “Lozan Antlaşması’ndan önce bölgenin siyasi durumu” başlıklı ilk oturumu Rojava Stratejik Araştırmalar Merkezi (NRLS) araştırmacısı Murşid Yûsif tarafından yürütüldü. 

Oturumda iki konu ele alındı; ilk konu, “Sykes-Picot Anlaşması ve Ortadoğu’da ulus-devletin kuruluş tarihi” başlığını taşıyordu ve Güney Afrika Kiqtawn Üniversitesi Uluslararası Hukuk Öğretim Üyesi Dr. Mehmûd Batil tarafından yürütüldü. KNK Eş Başkanı Zeyneb Murad tarafından yönetilen oturumun ikinci konusu ise, “Ulus-devletin kuruluşu ile Kürtler ve Kurdistan’ın durumu” başlığını taşıdı.

Çalıştaya Zoom üzerinden katılan Dr. Mehmûd Batil, Sykes-Picot Anlaşması’nın Kürt halkı üzerindeki sonuçlarına dikkat çekerek, “Sykes-Picot Anlaşması Kurdistan’ı böldü. Sykes-Picot, Birinci Dünya Savaşı’nın bir sonucudur. Kürtler bölündü ve asimilasyona tabi tutuldu. Kürt halkı soykırımla karşı karşıya kaldı. Şimdi bölge halkıyla birlikte özgürlük ve demokrasi içinde yaşamaya çalışıyor” dedi.

Kürtlere ait projelerin tamamının demokratik halklar ve bölgede demokratik bir sistemin kurulması için olduğunu ifade eden Batil, bu projelerin demokrasiye, demokratik barışa, eşitliğe göre, Lozan ve Sykes-Picot hükümleri yok sayılarak hayata geçirildiğine dikkat çekti.

Batil, demokratik projenin hayata geçirilmesine örnek olarak Kuzey ve Doğu Suriye'yi işaret ederek, "Bu nedenle Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi tanınmalıdır. Bu yerel demokrasi (Otonom Yönetim) Suriye ve Ortadoğu için çözüm olabilir” diye kaydetti.

BİRLİK ÇAĞRISI

Oturum ikinci başlığında konuşan ve Zoom üzerinden çalıştaya katılan KNK Eş Başkanı Zeyneb Murad, ulus devletin kurulmasıyla birlikte Kürtlerine durumuna dikkat çekerek, “Lozan Antlaşması, diğer halklara göre en fazla Kürtleri etkiledi. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra dünya sistemi İngiltere’nin ve bölgenin büyük güçlerinin elindeydi. O dönemde Doğu ve Batı Asya politikaları belirlenmiş ve yeni devletler kurulmuştur. Türkiye ulus devleti şovenizm ve başkasını kabul etmeyen milliyetçilik temelinde kuruldu” diye belirtti.

Lozan Antlaşması’nın Kurdistan’ı ikiye bölgen ve sömürge haline getiren Kasrı Şirin Antlaşması’nın devamı niteliğinde olduğunu söyleyen Zeyneb, “

Lozan Antlaşması'nın Kurdistan'ı bölen  Kasrı Şirin Antlaşması'nın devamı niteliğinde olduğunu anlatan Zeyneb, şöyle devam etti: "Lozan Antlaşması sadece Kürt halkını değil, diğer bölge halklarını da etkiledi ve Osmanlı İmparatorluğu’nun kalıntıları üzerine yeni devletler kuruldu” dedi.

Zeyneb, Lozan Antlaşması ile Kurdistan’ın uluslararası bir sistemin tahakkümü altına girdiğini ve Kürt düşmanlarının Kürtlerin varlığını yok etmeye çalıştığına işaret ederek, “Kürtlere zulüm yapıldı, ancak Kürtler sesiz kalmadı ve mücadelelerini sürdürdü. Ancak Kurdistan’ı işgal eden devletler Kürtlere baskı yapmaya devam ediyor. 1923 anlaşmasının etkileri bugüne kadar devam etti ve etmeye devam ediyor. Ama bugün Kürtler güçlü, Ortadoğu'da yeni bir sürece ve çözüme öncülük ediyorlar. Sayın Abdullah Öcalan, yeni bir demokrasi deneyimini yazdı ve Ortadoğu'ya göre çağdaş çözümlerden bahsetti” değerlendirmesinde bulundu.

Kürtler arası birliğin önemini de vurgulayan KNK Eş Başkanı Zeyneb Murad, “Ulusal bir güç olsunlar ve sürecin sorumluluğunu omuzlarına alsınlar. Lozan'dan bir asır sonra biz Kürtler, Kürdistan'ın ve Kürt halkının kurtuluşu için tüm farklılıklarımızı aşmalı ve ortak çıkarlar doğrultusunda çalışmalıyız. Ulusal bir stratejiyi temel almalıyız. Tarihimizin kaderini değiştirmek istiyorsak yeni bir Lozan'ı, yeni bir parçalanmayı kabul etmemeliyiz. Kürtler yüz yıl önceki gibi değil, artık demokratik bir şemsiyeye sahipler” diye konuştu.

Ardından çalıştayın iki konusu üzerine katılımcıların tartışmaları başladı. Tartışmalarda hegemonik devletlerin Lozan Antlaşması ile Kurdistan’ı haritadan silmek istediğini ve şimdiye kadarda Kürtleri soykırımdan geçirmek istedikleri belirtildi.

Ayrıca Kürtlerin yeni bir Lozan’a karşı uyanık olması, Kürt ulusal güvenliği çerçevesinde örgütlenmesi, kişisel çıkarları bir kenara bırakması ve birleşik bir Kürt ulusal hareketi inşa etmesi gerektiğine dikkat çekildi.