Lübnan’da çalıştayda küresel kriz ve yönetimler konuşuldu

Beyrut’taki çalıştayda küresel kriz, halk yönetimi ve bağımsız yönetimin önemine dikkat çekildi.

'Küresel kriz, nedenleri ve sonuçları, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki çatışmanın etkileri, Lübnan'daki krizin etkisinin yanı sıra çözüm yöntemleri ve yönetimin Ortadoğu'daki durumu' başlıklı Beyrut'ta düzenlenen çalıştay,  Lübnanlı Gazeteci Fadî Şehwan tarafından yönetildi.

İlk oturumda bölgedeki ekonomi sorunlarına dikkat çeken Fırat Araştırma Merkezi yöneticilerinden Silêman Îlyas, küresel rejimin her alanda kriz çıkmazına girdiğinin altını çizerek, “Tüm dünya 2008’in sonlarında başlayan ekonomi krizin etkileriyle karşı karşıya.  Avrupa ülkelerinin ekonomisinde yaşanan borç krizi, Avrupa Birliği'nin varlığını tehdit etmektedir. Doların akıbeti de belli değil, ABD'nin geri kalmış ekonomik etkisiyle birlikte dolar düzeyini kaybetti” şeklinde konuştu.

Suudi ve İran anlaşmasının Ortadoğu’da bir barış oluşturduğunu belirten eski Lübnan Bakanı Yûsif Selamê ise “Lübnan'da kör bir bağlılık var. Buradaki öncüler, Batılı güçlerin ve Arap ülkelerinin onayı için yarışmaya girdiler. Bu aynı zamanda tedavi edilmeyen bir hastalıktır ve Lübnan otoritesine bir darbedir” ifadelerini kullandı.


'ÖNDERLİK YAPABİLENLER HEDEF ALINIYOR'


Ortadoğu'daki mevcut yönetimin dini ve cinsiyetçi anlayışa sahip olduğunu belirten Demokratik Birlik Partisi (PYD) Yönetim Kurulu üyesi Foza Yûsif, “Önderlik yapabilenler hedef alınıyor, aynı bir bedeni kafasız bırakmak gibi” ifadelerini kullanarak, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a karşı yürütülen uluslararası komployu örnek verdi.


Renkli Şark Forumu Başkanı Kamîl Alfred Şamûn da Lübnan sokaklarındaki çatışmaların ve mezhepsel sorunların asıl nedeninin mevcut iktidar olduğunu belirterek, “Örneğin farklı bir mezhebe bağlı bir spor takımı başarılı olduğu halinde Lübnan’da hemen karşıt gösteriler başlıyor” dedi.


Halkın kontrolü altındaki televizyon kanallarına değinen Lübnanlı Gazeteci Michael Muhanna, "Bunlar mezhepçi vatandaşların beyinlerini kontrol eden parti kanalları. Ya da daha tehlikeli olan dini kanallardır. Partilerin haberleri dinseldir, sanki gökten düşmüş ve kimse reddedemezmiş gibi. Propaganda yapan ve biraz tarafsız haberleri yayınlayan medya kuruluşları da var.  Medya bilinci ve ferd bilincinin olması gerekir” dedi.