Marmara’daki 11 cezaevinde üç ayda bine yakın hak ihlali

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu, Marmara Bölgesi’ndeki cezaevlerinde son üç ay içerisinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin raporunu açıkladı. 11 cezaevinde bine yakın ihlal tespit edildi.

İHD’nin Marmara Bölgesi’ndeki cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri raporu Nisan, Mayıs ve Haziran aylarını kapsıyor.
Rapor, dernek binasında yapılan bir basın toplantısında açıklandı.

Toplantıya İHD İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyon üyesi Mehmet Acettin ve Avukat Jiyan Tosun ile İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri de katıldı.

Raporu okuyan Yoleri, üç ay içerisinde toplam 11 cezaevinden 30 başvuru yapıldığını belirtti.

30 başvurudan 3’ünün adli, 27’sinin ise politik nedenlerle yapıldığı kaydeden Yoleri, her bir başvurunun birden çok ihlali içerdiğini sözlerine ekledi.

 ÜÇ AYDA 968 HAK İHLALİ

Açıklanan rapora göre, Nisan ayında 298, Mayıs ayında 186 ve Haziran ayında 242 olmak üzere toplam 726 hak ihlali olduğu kaydedildi.

Ayrıca 242 ihlalin de basın taraması yoluyla tespit edildiği belirtildi. Buna göre 3 ayda en az 968 ihlal yaşandı.

Rapor, yaşam hakkına yönelik saldırılar, darp, kötü muamele, onur kırıcı davranışlar başta olmak üzere yüzlerce ihlali sıralıyor. Yaşam hakkına yönelik saldırılar sonucu 4 kişinin cezaevinde hayatını kaybettiği belirtildi.

İmralı’da Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve diğer tutsaklara uygulanan mutlak tecride de yer verilen raporda, avukatların 3 ay içerisinde yaptığı 35 görüşme başvurusunun reddedildiği ifade edildi.

İŞKENCE VE BASKILAR RUTİN HALE GELDİ

Yoleri, hapishanelerde baskı ve işkencenin “rutin” hale geldiğini belirtirken, çıplak arama, ağız içi araması gibi uygulamaların yanında küfür, hakaret, tehdit ve onur kırıcı muamelenin de yaygınlaştığına vurgu yaptı.

TALEPLER

Cezaevlerindeki hak ihlallerine ilişkin yapılması gerekenler şöyle sıralandı:

“* İç hukuk, Anayasa, Mahpuslara Muameleye Dair Birleşmiş Milletler Asgari Standart Kuralları(Asgari Standart Kurallar- Mandela Kuralları) ve uluslararası insan hakları belgeleri kapsamında sorunların kalıcı çözüme kavuşturulması devletin sorumluluğudur.

* Ağır hasta mahpuslar başta olmak üzere risk grubundaki tüm mahpusların sağlık ve yaşam haklarını korumak için koruyucu önlemlerin acilen alınması ve serbest bırakılarak tedavi ve yaşam haklarının korunması yönünde acil adımlar atılmalıdır.

* Giderek yaygınlaşan ve kalıcı hale dönüştürülen tecrit politikasından vazgeçilmeli, işkence, kötü muamele, keyfi yasak ve uygulamalara derhal son verilmelidir.”