Morsümbül: Oğlumun kemikleri cam gibi, her an kırılabilir!

Gözaltında kaybedilen kayınbiraderinin akıbetini öğrenmek için yıllardır uğraşan Ayten Morsümbül, şimdi de hasta tutsak oğlu Eser Morsümbül için duyarlılık çağrısı yaptı: “Kemikleri cam gibi, her an kırılabilir!”

18 Eylül 1980’de gözaltında kaybedilen kayınbiraderi Hüseyin Morsümbül’ün akıbetinin açıklanması ve belli olan faillerin yargılanıp cezalandırılması talebiyle yıllardır mücadele eden Ayten Morsümbül, şimdi de hasta tutsak olan oğlu Eser Morsümbül’ün serbest bırakılması için çabalıyor. Çocuk yaşta kanser olan oğlu Eser’in kronik böbrek yetmezliği ve kemik erimesi ile boğuştuğunu anlatan Morsümbül ANF’ye konuştu.

GALATASARAY MEYDANI’NDAN CEZAEVİ KAPILARINA

Bingöl’de 18 Eylül 1980 tarihinde gözaltında kaybedilen Hüseyin Morsümbül’ün yengesi olan Ayten Morsümbül’ün hayatının her aşaması zorlu bir mücadele. 12 Eylül askeri darbesinin hemen ardından Bingöl’de gözaltına alınan ve bir daha haber alınamayan Hüseyin Morsümbül’ün akıbetinin açıklanması için yıllardır mücadele eden Ayten Morsümbül şöyle konuştu: “Ben Hüseyin abiyi hiç görmedim, sadece annesi Fatma Morsümbül’ün ve eşimin anlattığı kadar tanıyorum. Hüseyin abiyi gözaltına aldıktan sonra eve gelip bir de babasını gözaltına alıp 6 gün boyunca Filistin askısında işkence yapıyorlar. Hüseyin’in annesi Fatma anayı Cumartesi Anneleri’nin oturma eylemi yaptığı Galatasaray Meydanı’na ilk ben götürdüm. Hiç unutmam, 2015 yılında hayatını kaybetmeden önce, ‘Eğer Hüseyin’in kemiklerini bulamazsam, beni onun kazağıyla gömün’ demişti. Öyle de yaptım. Bugün benim torunum büyümüş, büyük amcasını arıyor, Hüseyin abinin kemikleri bize verilmedi ve hâlâ bir mezarı yok. İşte böyle zorlu bir mücadele bizimkisi.”

‘TEDAVİ GÖRÜRKEN TUTUKLANDI’

Çocuklarını bu zorlu yıllarda yetiştiren Morsümbül, devlet tarafından resmen kara listeye alındıklarını vurguladı. Morsümbül, bir oğlu cezaevine konulurken, İstanbul Havalimanı’nda çalışan diğer oğlunun ise sırf soy ismi nedeniyle işten atıldığına dikkat çekti. Tutsak olan oğlu Eser’de henüz 12 yaşındayken kötü huylu beyin tümörü çıktığını belirten Morsümbül, gördüğü ışın tedavisi ve kemoterapi nedeniyle kronik böbrek yetmezliği hastalığına yakalandığını söyledi. Oğluna kendi böbreğini veren Morsümbül, yaşanan süreci şöyle anlattı: “Nakilden 6 ay sonra tedavisi sürerken 2017 yılında gözaltına alındı. DHKP/C örgütüne üye olma iddiasıyla tutuklandı ve hüküm giydi. Tutuklandığında yüzde 70 engelli raporu vardı. Eser 6 senedir cezaevinde ve bu süre içinde Silivri’den İzmir Aliağa Şakran 1 No'lu T Tipi’ne, oradan da Antalya S Tipi Cezaevi’ne sürgün edildi. Tedavi engellendiği için sağlık durumu giderek ağırlaştı. Defalarca savcılığa, Adalet Bakanlığı’na, Adalet Komisyonu’na dilekçe verdim. Şakran Cezaevi’nde hastaneye götürüp getirmeye başladılar, sonra da sürgün edildi zaten. Bugün iki kişilik tecrit hücresinde tutuluyor ve kemik erimesi nedeniyle durumu iyi değil. En son hastaneye sevk edildiğinde kemik taraması yapılmış ve doktor ona kemiklerinin cam gibi olduğunu, herhangi bir düşmede kırılabileceğini söylemiş. O yüzden hep iğne yapılıyor.”

‘ARTIK BIRAKSINLAR DIŞARIDA TEDAVİ OLSUN’

Oğlunu en son 10 gün önce ziyaret eden Morsümbül, sağlık durumunun ciddiyetini koruduğunu ve infazının mutlaka ertelenmesi gerektiğini vurguladı. 30 yaşında olmasına rağmen peşini bırakmayan hastalıklardan dolayı bedeni gelişemeyen oğlunun, şimdi kemik hastalığıyla uğraştığına dikkat çeken Morsümbül, “Kemikleri cam gibi, herhangi bir düşme halinde kırılabilir. Zaten 2024 yılında cezası bitiyor, bıraksınlar bari dışarda tedavi olsun. Yeter artık, bu zulmü ve adaletsizliği kabul etmiyorum ve hiçbir zaman kabul etmeyeceğim” vurgusunda bulundu. Morsümbül, duyarlılık çağrısı yaptı.