Parlak: Tecridin amacı Ortadoğu'daki barışı engellemek

Yeşil Sol Parti Milletvekili Vezir Parlak, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin temel amacının, Ortadoğu'daki barışı sağlayabilecek önemli bir aktörün ifade edeceği gerçeklerin halklar üzerindeki etkisini engellemek olduğunu belirtti.

Yeşiller ve Gelecek Sol Parti (Yeşil Sol Parti) Colemêrg Milletvekili Vezir Parlak, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit, ekonomik kriz, HDP ve Yeşil Sol Parti’nin çalışmalarına ilişkin ANF’ye konuştu.

‘EKONOMİ BİR AZINLIĞIN ELİNDE’

Vezir Parlak; ekonominin kötü yönetimi ile ülkenin ekonomik kaynaklarının küçük bir azınlık grubunun elinde bırakıldığını, ekonominin halkın elinden alındığı, demokratik bir anayasa ile yönetilmediği için hesap verebilirlik ve şeffaflığın da ortadan kaldırılmış durumda olduğunu söyledi.

Parlak, Kürtler başta olmak üzere demokratik hak ve talepleri için mücadele eden herkesin kriminalize edilerek siyasi krizin derinleştirilmesi ve kutuplaştırma politikaları sonucu yatırım yapma koşullarının ortadan kaldırıldığını, buna bağlı olarak güvenlikçi politikalara ve silahlanmaya ayrılan çok yüksek bir bütçe olduğunu vurguladı. İktidarın ekonomik krizin üstünü örtmek için İHA, SİHA ve savaş gemilerini ön plana çıkararak krizi meşrulaştırmaya çalışıldığını ifade eden Parlak, ekonomik kötü gidişatın bir diğer nedeninin de barışçıl olmayan kötü bir dış politika olduğunu söyledi. Parlak, bu durumdan kaynaklanan yükün yoksul emekçilerin üzerine yıkıldığını da belirtti.

‘KÜRTLER, İNKAR VE İMHA SİYASETİNE SANDIKTA CEVAP VERDİ’

Çok yönlü baskı politikalarına rağmen ülkenin yüzde 48’inin antidemokratik tutumu ve saldırıları kabul etmediğini en güçlü şekilde ifade ettiğini söyleyen Parlak, “Devlet gücünü, uluslararası kimi güçleri arkasına alarak elde ettikleri oy oranı, aynı zamanda büyük bir başarısızlıktır. Kürtler güvenlikçi politikalara ve Kürt sorununa dönük iktidarın izlediği inkar ve imha siyasetine dönük büyük bir tepkiyi de sandıkta göstermiş oldu” dedi. 

‘HALKLA BİRLİKTE MÜCADELEYİ BÜYÜTECEĞİZ’

Kürt özgürlük mücadelesine yönelik saldırıların uzun bir döneme yayılmış planlı saldırılar olduğunu dile getiren Parlak, şunları ifade etti: “Bu saldırılara karşı da günübirlik veya seçim dönemlerini kapsayan bir program ile değil çok daha uzun vadeli bir programın halk ile birlikte belirlenmesi gerekiyor. Son süreçte esas yapılmak istenen, il ve ilçe örgütlerine dönük tasfiye operasyonlarıdır. Baskılarla aynı zamanda kimsenin yönetimlerde yer almaması sağlanmaktadır. Böylelikle merkez ve halk arasındaki önemli bir bağ olan il ve ilçe örgütleri etkisizleştirilip halk ile bağ koparılmış olacaktı. Önümüzdeki dönem bizler de halk ile çok daha fazla bir araya gelerek, birlikte tartışarak, birlikte bir program çıkararak birlikte mücadelemizi büyütebiliriz. Demokratik kitle örgütleri, kanaat önderleri, sanatçılar, aydınlar, yazarlar, gazeteciler, akademisyenler, köyler, ilçeler ziyaret ederek edilerek ve mahallelerde toplantılar örgütlenerek, bu süreci hep birlikte tartışıp, bu verileri de gerekli kurumlarımızda değerlendirip, görüş ve öneriler doğrultusunda mücadelemizi şekillendireceğiz.” 

‘TECRİTLE HALKIMIZA MESAJ VERİLMEK İSTENİYOR’

“Tecrit politikasındaki hukuksuzluğu görmek ve bu hukuksuzluğun bir referans haline getirilerek bütün bir ülkenin hukuksuzluklarla karşı karşıya kaldığını hepimiz bilmek zorundayız” diyen Parlak, “Bunun temel amacı, Ortadoğu barışını sağlayabilecek önemli bir aktörün ifade edeceği gerçeklerin Ortadoğu halkları üzerinde etki etmesini istemiyorlar. Aynı zamanda bu tecrit politikası, Ortadoğu halklarının toplumsal barış talebi üzerindeki tecrittir. İmralı tecridi ile zindanlardaki on binlerce tutsak ve halklarımıza dönük mesaj verilmek isteniyor. Bu ağır tecrit politikalarına rağmen kararlı bir iradeye ve duruşa karşı tahammül edemiyorlar” şeklinde konuştu.