Piroğlu: Karanlığı durdurmak HDP’yi güçlendirmekle mümkündür

Karanlığı durdurmanın HDP şahsında tarif edilen ortak stratejileri güçlendirmekle mümkün olacağını ifade eden HDP MYK Üyesi Musa Piroğlu, “Herkes şunu bilmek zorundadır; HDP’nin güçlenmesi demokratik mücadelenin güçlenmesi anlamına gelir” dedi.

HDP fikriyatının ve HDP’nin var olma koşullarının tartışıldığı bugünlerde HDP MYK Üyesi Musa Piroğlu, “HDP uzunca bir zamandan bu yana ülke çapında en geniş kritik mücadele zemininin oluşturulması için çabalamıştır. HDP’nin stratejisi bir seçim ittifakı değil bir mücadele birliği oluşturma çabasıdır. Ülkenin ihtiyaç duyduğu şey tam da budur. Zira seçim, aslında yürütülmüş mücadelenin son noktasından başka bir şey değildir” dedi.

Türkiye ve Kurdistan’da yapılan seçimlerin üzerinden bir ayı aşkın süre geçmesine rağmen, seçimlere onlarca baskı, kapatma tehdidi, gözaltı ve tutuklamalar çemberinde giren Halkların Demokratik Partisi ve Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi'nin seçimlerde aldığı sonuçlar ve yeni dönemi tartışılmaya devam ediyor.

Gelinen süreçte, Türkiye ve Kurdistan halklarının ortak mücadelesinin temsilcisi olan HDP’ye yönelik tasfiyeyi amaçlayan saldırılar ve HDP ile Yeşil Sol Parti’nin yeni dönemini HDP Merkez Yürütme Kurulu üyesi Musa Piroğlu ile konuştuk.

TARTIŞMALAR ZEMİNİNDEN KOPARTILMAYA ÇALIŞILIYOR

HDP’nin hedeflerinin olduğu yere ulaşamadığını söyleyen Piroğlu, seçim hedeflerine ulaşılamamasının tartışma sürecini de doğallığında başlattığını, ancak bu tartışmanın iki boyutlu olarak ele alınması gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi: “Bu tartışma sürecinin iki boyutu var. Biri doğrudan seçim süreci, taktikler, ittifaklar ve seçimin yönetimine ilişkin bir tartışma süreci ama daha derinden HDP’nin izlediği siyasi hattın kendisine yönelikte bir tartışma yürütülüyor. Ne yazık ki tartışma kendi doğal bağlamından ve doğru zemininden kopartılarak, HDP’nin kendi bileşenleri ve ittifak ilişkileri alanına kıstırılıp, buradan da HDP’nin kendi var oluş gerekçelerinin sorgulandığı bir zemine çekilmek isteniyor. Parti bu nedenle tabanıyla ve kendi kurumlarıyla beraber, bir eleştiri özeleştiri sürecini başlattı. Bu süreçten varılmak istenen yer, yaşanan dönem boyunca eksiklerin doğru olarak tespit edilmesi ve bu eksiklikler üzerinden de önümüzdeki süreçte neler yapılmak istenmesine dair PM toplandı, MYK toplandı, il eş başkanlarıyla toplantılar yapıldı ve aşağı yukarı bir sürecin tarifi de şekillenmiş oldu. Tabanın tepkisinin ortaya çıkmasını sağlayacak veriler ortaya çıktı. Kurumsal bir prosedür şekillendi ve bu süreç hızla işletiliyor. Parti de daha sonra bir kongre sürecine girecek.”

HDP’nin, tartışma ve saldırılarla çekilmek istendiği kendi varoluş paradigmasını reddeden çizgiye karşı dur demek istediğini belirten Piroğlu, HDP’nin kendi var oluş koşullarını yenilemesine dair bir değerlendirme yaparken, eleştirilerinin ana zeminini oluşturan HDP ve kurumlarının parti yapısının, tabanla bağının zayıfladığı eleştirilerinin de doğru olduğunu ancak tartışmanın seçim taktikleri ve seçim sürecine indirgemeye çalışmanın asıl meseleyi görmezden gelmek olduğunu dile getirdi.

BÜTÜNÜ KAVRAYAMADIĞIMIZ SÜRECE ESKİYİ YÜRÜYECEĞİZ

Piroğlu şunları söyledi: “Bütünü kavrayamadığımız sürece de eskiyi tekrar etmekle malul bir yerde yürüyeceğiz. Oysa seçim bizim üstümüzdeki örtüyü yırtıp atan son bir hamle oldu. HDP çok uzunca bir süredir tabanıyla bağları giderek zayıflayan bir dönemden geçiyor. Bunun bir objektif sebepleri, nesnel koşulları var. Bunun başında da devletin yoğun saldırıları geliyor. Çok sayıda kadromuz gözaltına alındı, çok sayıda arkadaşımız tutuklandı. İl örgütleri işlemez hale getirildi.

HDP, aslında bütün Türkiye Sosyalist Hareketi, toplumsal muhalefetin ana özneleri, çok uzunca bir süredir siyasal mücadeleyi sandığa kilitlemiş durumda. Sandık eksenli yürütülen siyasal mücadele kaçınılmaz olarak tabanla seçmen ilişkisinin kurulmasına ve oy temelli bir hukukun, örgütlenme tarzının esas alınmasına yol açıyor. Bizim sandık bazlı örgütlenme dediğimiz şey de aslında biraz buna hizmet ediyor. Bu sandık temelli örgütlenme, bütün siyasi hareketi, sokaktaki siyasal eylemler, halkın güncel sorunlarına yönelik cevaplar üreten stratejilerden, kampanyalardan uzak tuttu. Her şeyi sandığa kilitledi ve bunun faturası da çok ağır oldu. Çok uzunca bir süredir, salgın döneminden başlamak üzere, halkın toplumsallaşması denen temel paradigmadan koptuk. Bu kopuş, bir yandan devletin saldırıları öbür yandan bizim kendi siyasal tercihlerimizle birleştiğinde taban örgütlerinin dağılmasına, dikey bir ilişkinin parti içerisinde kurulmasına yol açtı. İl, ilçe örgütleri, genel merkez ekseninde şekillenen ve yukarıdan örgütlenen bu siyaset tarzı hem parti içerisinde bürokrasiyi güçlendirdi hem de tabanın partiye katılım yollarını engelledi ve kapattı, parti tabanından koptu. Bu kopuş zamanla parti tabanında sıkıntılara ve parti çalışmalarına katılmamayı da beraberinde getirdi; yani parti kendi tabanını mobilize etme gücünü zayıflattı. “

HDP ve Yeşil Sol Parti’ye yönelik eleştirilerin parti tarafından kabul edildiğini ve özeleştiri sürecinin işletildiğini söyleyen Piroğlu, sözlerine şöyle devam etti: “İki parti sosyal alana dair siyasetini de çok ciddi daralttı. İşçi sınıfına dair duruşu neredeyse belirsiz hale geldi, yoksulluk konusunda duruşu neredeyse belirsiz hale geldi ve hemen hemen bütün toplumsal alanlara parti kendi örgütleri, kendi meclisleri üzerinden değmeye çalıştı ve onu toplumsal alanında dışında doğru itekleyerek bir nevi parti kendi içinde bilinçli bir şekilde farkında olmadan bir tecride maruz kaldı. Toplumsal mücadelenin dışına çekildi parti ve bu bizim üçüncü yol stratejisi dediğimiz yerde de kendini belli etti. Sandığa dayalı siyaset, kaçınılmaz bir şekilde ülkeyi değiştirmek, var olan baskı rejimini durdurmanın yolunun da sandıktan geçtiği tezini güçlendirdiği için kaçınılmaz bir şekilde partiyi burada duran bir yere itekledi. Kendi toplumsal tabanından kopuş, kendi kitlesiyle organik ilişkilerini yeterince güçlendirememesi ve siyasal zemini boşaltması, sandığa kitlenmesi, üçüncü yol stratejisinin de bir durağanlığın ve aslında tabanın sapma dediği olgunun ortaya çıkmasını sağladı. “

HDP GENİŞ İTTİFAKLAR KURMAK İÇİN ÇABALIYOR

HDP’nin bir stratejik tercihin ürünü olduğunu belirten Piroğlu, bu tercihin sebebinin ise, Türkiye’nin demokratikleştirilmesi ile Kürt sorununun çözümü için Kürt Özgürlük Hareketi ile Türkiye Sosyalist Hareketinin ve Kürt halkı ile Türkiye emek ve demokrasi güçlerinin ortak mücadelesi olduğunu dile getirdi.

HDP’nin bir çatı partisi olduğunu ancak HDP’nin yaslandığı paradigmanın HDP dışındaki oluşumları da kapsayacak şekilde en geniş ittifakın kurulması olduğunu, HDP’nin bunun için çabaladığını dile getiren Piroğlu, şöyle devam etti: “HDP’nin stratejisi bir seçim ittifakı değil bir mücadele birliği oluşturma çabasıdır. Ülkenin ihtiyaç duyduğu şey tam da budur. Zira seçim aslında yürütülmüş mücadelenin son noktasından başka bir şey değildir. Seçim denen şey, yani sandıkların kurulması ve halk kitlelerinin oy vermesi, siyasal çalışmanın bir sonucu olarak şekillenir.

Emek ve Özgürlük İttifakı kurulurken yapmak istediğimiz bir mücadele birliği oluşturmak ve ülkenin yaşadığı sorunlarına müdahale etmekti. Ancak bunu başaramadık ve farklı hesaplar devreye girdi. Sonuçta da sürecin hasar almasına yol açtı.”

HDP’nin kendi fikriyatına ve paradigmasına sahip çıktığını, arkasında durduğunu ve bu paradigmanın Kürt halkı ile Türkiye demokrasi ve emek güçlerinin birlikte mücadelesine yaslandığını dile getiren Piroğlu, HDP’nin içine girdiği süreçte ortaya çıkan zararları kendi özeleştirisini vererek onaracağını , Türkiye halklarının geleceğinin bu stratejik zeminin güçlenmesine bağlı olduğunu belirtti.

KARANLIĞI DURDURMAK MÜCADELEYİ GÜÇLENDİRMEKLE MÜMKÜNDÜR

Herkesin ve bütün parti ve kurumların kendi sorununu ortaya koymasını ve sürecin kötü yönetilmesiyle ilgili payını ortaya çıkartması gerektiğini dile getiren Piroğlu, Kürt halkı ve Türkiye demokrasi güçlerinin yan yana yürüyüşünün, ülkenin demokratikleştirilmesinin yegane anahtarı olduğu değerlendirmesinde bulundu.

Halk toplantılarının önemli olduğunu, tabanın partiye müdahale etmesinin önemli bir durum olduğunu belirten Piroğlu, son olarak şunları söyledi: “Bizim halk toplantılarından beklentimiz aşağı yukarı yukarıdaki anlattıklarımızın hayata geçmesini zeminlerinin yaratılmasıdır. Partinin tabanının parti sürecine müdahale etmesi, onu sahiplenmesi ve daha güçlü bir şekilde ayağa kaldırması önemlidir. Halkın deneyimlerinden faydalanmak, bu deneyimleri politik bir zeminde ifade etmek ve elbette yaşadığımız sorunu birlikte tarif edip, çözüm imkanlarını birlikte ortaya çıkarmak adına önemlidir. Gelmekte olan karanlığı durdurmak, ülkenin önünü açmak, HDP şahsında tarif edilen ortak stratejileri güçlendirmek ile mümkün olacaktır. Herkes şunu bilmek zorundadır HDP’nin güçlenmesi demokratik mücadelenin güçlenmesi anlamına gelir”