Rapor: 5 cezaevinde insan hakları askıya alındı, tecrit üst seviyede

ÖHD, İHD, TUHAY-DER ve Wan Barosu, Wan ve Bedlîs’teki beş cezaevinde en temel insan hakları dahi askıya alındığı ve tecridin üst seviyeye çıkarıldığını bildirdi.

Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), İnsan Hakları Derneği (İHD), Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUHAY-DER) Wan Şubeleri ve Van Barosu İnsan Hakları Merkezi Hapishane Komisyonu, beş cezaevindeki hak ihlallerini raporlaştırdı.

Wan Barosu Tahir Elçi Konferans Salonundaki açıklanan raporun farklı tarihlerde Van F Tipi, Van Yüksek Güvenlikli, Van T Tipi, Erciş A Tipi ve Ahlat T Tipi Kapalı Cezaevi’ndeki tutsaklarla yapılan görüşmelere dayandığı kaydedildi.

Basın açıklamasına dernek ve baro temsilcileri katıldı. ÖHD Wan Şubesi üyesi Avukat Savaş Avcı, hastaların revire götürülmediği, acil hastaların sevkinin yapılmadığı, telefon görüşmelerinde gardiyanların kasıtlı bir şekilde gürültü çıkardığı, çıplak arama ve ağız içi aramaların sürdüğü, kelepçeli muayene dayatıldığını belirtti.

Avcı, Ahlat T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutsakların hastane sevklerinin yapılmadığını belirterek, “Tutukluların hastane sevkleri geciktirilmekte, özellikle diş ağrısı gibi acil müdahale gerektiren rahatsızlıklar yaşandığından müdahalenin haftalar ve bazen de aylar sürebildiğini” ifade etti.

Erciş A Tipi Kapalı Cezaevi’ne ilişkin bilgi veren Avcı, cezaevinin çok eski ve fiziki koşullar bakımından çok kötü durumda olduğu için rutubet kokusu geldiğini dile getirdi. Raporda, koğuşların kapasitesinin çok üstünde dolu olduğu vurgulandı.

Cezaevlerinde tutsakların infaz sürelerinin uzatıldığı tepkisinde bulunan Avcı, “Cezaevi Gözlem Kurullarının kararıyla infaz sürelerinin gerekçesiz uzatıldığı, hasta mahpus infaz süresini tamamlamasına rağmen tahliye edilmeleri için İdare ve Gözlem Kuruluna çıkarılmadığı ve infazlarının keyfi nedenlerle uzatıldığı tespit edilmiştir” dedi.

TECRİT ÜST BOYUTA ÇIKARILDI

Raporun sonuç bölümünde ise şu ifadeler yer aldı:

 “*Erciş A tipi Kapalı hapishanesinin eski olması, rutubet ve nemli olması, hapishane şartlarının mahpuslar için yaşamlarını idame ettirecek boyutta olmaması sebebiyle Erciş A Tipi kapalı hapishanesinin mutlak suretle kapatılması gerekmektedir.

*Ceza Yasal ve uluslararası mevzuat evrensel hukuk ilkeleri ile birlikte göz önüne alındığında; kurumlarımıza gelen başvurular sonucunda tespit edilen işkence yasağı, sağlık ve tedavi hakkı, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, haberleşme özgürlüğü, ifade özgürlüğü ihlallerinin sebebi olan hapishane idaresi ve personeli uygulamalarının ve eylemlerinin sonlandırılması ve idarenin pozitif yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekmektedir.

* Raporda görüldüğü üzere mahpusların en temel insan hakları dahi askıya alınmış ve mahpuslar üzerindeki tecrit en üst seviyeye çıkarılmıştır. Mahpuslara daha fazla telefon hakkı sağlanmalı ve en azından ziyaretçi listesindeki herkesle telefon ile görüşebilme imkanı sağlanmalıdır.

* Mahpusların hapishane koşullarında sosyalleşebilmesi, infaz sürelerinde sosyal ilişkilerden kopmamaları, bedensel ve ruhsal sağlıkları açısından ortak alan faaliyetleri büyük önem arz etmektedir. Özellikle yüksek güvenlikli hapishanelerde tutulan mahpusların beden ve ruh sağlıkları için uzun süre veya süresiz sosyal yalnızlaştırmaya maruz bırakılmamalıdır. AİHM, tamamen duyusal yalıtma ile birlikte bütünüyle sosyal yalıtmanın kişiliği tahrip edeceğini ve güvenlik veya başka gerekçelerle haklı gösterilmeyecek bir insanlık dışı muamele biçimi oluşturacağını belirtmiştir. Bu anlamda sosyal aktivitelerin önemini bir kez daha vurgulamak gerekir.

* Mahpusların dış dünya ile iletişim kurması, toplumdan tamamen kopmadan, meydana gelen gelişmeleri takip edebilmesi için en önemli iletişim araçlarının başında süreli ve süresiz yayınlar gelmektedir. Mahpuslar kitaplar sayesinde birçok konuda kendilerini geliştirirken gazete ve dergiler sayesinde toplumda yaşanan gelişmeleri takip edebilmektedir. Bu durum tecridin mahpuslar üzerindeki etkilerinin bir parça olsun azalmasına neden olmaktadır. Ancak hapishanelerde kitaplara getirilen kısıtlamalar ile dergi ve gazetelere getirilen yasaklamalar nedeniyle mahpuslar ifade özgürlüğü kapsamında bilgi ve kanaatlere ulaşma özgürlüğü ve haber alma hakkından faydalanamamaktadır. Bu uygulamalara son verilmeli, mahpuslara kitap kotası kaldırılmalı ve mahpusların haberleşme hakları bağlamında yasal olan dergi-gazete ve TV kanallarının mahpuslara derhal verilmelidir.

* Hapishane koşullarında kalamayacak kadar ağır hasta olan mahpusların hapishanede tutulmaya devam edilmesi, tedaviye ulaşmanın önündeki engeller, ulusal mevzuata ve uluslararası sözleşmelere aykırı olup tıbbi tedaviye ulaşma imkanı kısıtlandığından yaşam hakkı ihlaline yol açılmaktadır. Adalet Bakanlığı pozitif yükümlülüklerini yerine getirmeli, mahpusların sağlığa erişimi sağlanmalı, cezalarının infazının hapishane koşullarında sürdürülmesinin uygun olmayan mahpuslar yönünden alternatif yollar aranmalı ya da sağlık koşulları nedeniyle cezanın ertelenmesi/geri bırakılması yoluna gidilmesi için gerekli işlemler yapılmalıdır.

* Hukuka aykırı olan ‘Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik’ ile hapishane idarelerinin mahpuslara karşı sınırsız yetkiyle donatılarak keyfi kararlar alabileceği uygulamalar gerçekleştirilmektedir. Yukarıda bahsi geçtiği üzere hapishane idareleri yeni yönetmelik ile kendilerine verilen yetkileri kötüye kullanmaya başladıkları görülmektedir. Bu nedenle ilgili yönetmeliğin iptali ile hapishane gözlem kurullarının yetkilerinin kısıtlanması veya bu uygulamanın tamamen ortadan kaldırılması çağrımızı yineliyoruz.”