En son Antalya S Tipi hapishanesinde Burhan Barut adlı tutsağa gardiyanların domuz bağı işkencesiyle gündeme gelen S Tipi hapishaneler, özellikle siyasi tutsaklara yönelik tecrit uygulamasının yeni bir adımı olarak ortaya çıktı. Açıldığı andan itibaren özellikle siyasi tutsakların tecrit altına alınması ve yeni işkence yöntemlerinin denenmesi açısından gündem olan S Tipi hapishanelerde bugün binden fazla siyasi tutsak bulunuyor. Hapishaneler, F Tiplerinin aksine tek kişilik hücrelerin fazlalığı, banyo tuvalet gibi alanlarda kameraların olması ile dikkat çekiyor.
Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından Naim Eminoğlu, S Tipi hapishanelerde yaşananlar ve F Tipi hapishanelerden farkına dair ANF’ye değerlendirmelerde bulundu.
'BİNİN ÜZERİNDE SİYASİ TUTSAK S TİPİ CEZAEVLERİNDE'
Bugüne kadar Manavgat, Kavak, Bodrum, Antalya, Îdir ve Kırşehir olmak üzere 6 adet S Tipi hapishanenin olduğunu belirten Eminoğlu, bu hapishanelerde şu anda toplam 3 bin 312 kişinin bulunduğunu ve bunlardan binin üzerinde siyasi tutsağın olduğunu belirtti.
Eminoğlu sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye’de 2021 yılında önce üç adet S tipi hapishane açılmış olup; 1 Eylül 2022 tarihi itibarıyla toplam S Tipi hapishane sayısı, altıya yükselmiştir. Daha sonra bu sayı tespit edebildiğimiz kadarıyla aynı şekilde kalmıştır. Şu ana kadar bilinen S Tipi hapishane açılan yerler şu şekildedir: Manavgat S Tipi, Kavak S Tipi, Bodrum S Tipi, Antalya S Tipi, Iğdır S Tipi, Kırşehir S Tipi hapishaneleridir. Söz konusu hapishanenin kapasitesi her bir hapishane için 552’dir. Toplamda ise 3312’dir. Söz konusu hapishanelerde bizim, yani Halkın Hukuk Bürosu’nun Manavgat S Tipi ve Kavak S Tipi hapishanesinde olmak üzere toplamda üç müvekkilimiz bulunmaktadır. Bunun dışında son yapılan sürgün-sevklerle birlikte siyasi tutsakların sayısı bu hapishanelerde binin üzerine çıkmıştır.”
S Tipi hapishanelerin F tiplerinden farklı olarak düzenlendiğini söyleyen Eminoğlu, F Tiplerinden iki önemli fark bulunduğunu, bunlardan en önemlisinin de tek kişilik hücrelerin üç kişilik hücrelere karşı fazla olduğunu söyleyerek şöyle devam etti: “F tipi hapishaneler bilindiği üzere hücre tipi şeklinde yapılmıştır. Bu hapishanelerde 368 kişi aynı anda bulunmaktadır. Bir kişilik ve üç kişilik hücrelerden oluşan F Tipi hapishaneler ile S Tipi hapishaneler arasında iki önemli farklılık bulunmaktadır. S Tipi hapishaneler bir ve üç kişilik hücrelerden oluşmaktadır. Bu hapishanelerde tek kişilik hücrelerin sayısı üç kişilik hücrelerden fazla olmasıdır. Bu durum F tipi hapishanelerde tam tersidir.
Diğer bir farklılık ise, S Tipi hapishanelerin üç kişilik hücrelerinin alt katında kamera bulunmasıdır. Bu hücrelerin alt katında banyo ve tuvalet kısmının da bulunması ve kameranın bu alanı görmesi büyük bir farklılık ve sorun olarak karşımızda durmaktadır.”
İŞKENCE CEZAEVİNDE GİRİŞİNDE BAŞLIYOR
Son dönemde artan işkence haberlerine ilişkin müvekkilleriyle yaptıkları konuşmalara değinen Eminoğlu, işkencenin cezaevi girişinde başladığını belirterek, özellikle siyasi tutsaklara çıplak arama dayatması yapıldığını ve bu dayatmaya karşı çıkılması sonrası işkencenin devam ettiğini belirtti. Eminoğlu, “S tipi hapishanelerden müvekkillerimizden gelen iki farklı türde işkence haberleri gelmiştir. Birincisi; bu hapishanelerin girişinde yapılan çıplak arama uygulaması ve bu uygulamaya karşı çıkılması durumunda yapılan işkencedir. Kavak S Tipi ve Antalya S Tipi hapishanelerde bulunan müvekkillerimiz çıplak arama neticesinde yapılan işkencenin mağduru olmuştur.
Diğer işkence haberi ise; yukarıda da bahsettiğimiz hücrenin mahrem alanlarını gören kamera nedeni ile olmasıdır. Özellikle Manavgat S Tipi Hapishanesinde kalan müvekkillerimiz alt katta tuvalet ve banyo çıkışını gören bu kamerayı peçeteyle kapattıkları için gardiyanların saldırısına uğramıştır. Müvekkillerimiz Şimal Gün ve Beyhan Gün’e Manavgat S Tipi'nde yapılan bu işkence, pek çok basın kuruluşunda haber olmuştu. Bu saldırının ardından her ikisini de süngerli hücre denen hücreye zorla götürmüşlerdi” diye konuştu.
'SİYASİ TUTSAKLARA UYGULANAN TECRİT TÜM TOPLUMA YAYILMAK İSTENİYOR'
Siyasi tutsaklara yönelik ‘ıslah’ politikasının devreye girdiğini söyleyen Eminoğlu, 19 Aralık 2000 tarihinde yapılan hapishane katliamları ile başlayan sürecin S ve Y Tipi hapishanelerle farklı bir boyuta ulaştığını belirtti.
Tecridin tüm topluma yayılmak istendiğini sözlerine ekleyen Eminoğlu şöyle devam etti: “Siyasi tutsaklara yönelik olarak S tipi hapishaneleri; F tipi tecrit politikasının devamı niteliğinde açılmış bir hapishanedir. Dolayısıyla bu hapishanelerin de temel niteliği hücre tipi şeklin olması ve siyasi tutsakları “ıslah” etme amacıyla açılmış olmasıdır. Dolayısıyla bu hapishanelerden gelen işkence haberleri, tecrit politikaları kapsamında yapılan sistematik uygulamalardır. Bu bakımdan 19 Aralık 2000 yılında hapishaneler katliamıyla başlayan F tipi hapishaneler politikasında devletin ısrarı neticesinde bugün S tipi ve Y tipi isimleriyle farklı tip ve tarzda hapishaneler açılmaktadır.
Bu durum elbette sadece siyasi tutsaklarla ilgili değil. Tecrit aynı zamanda hapishanelerden başlayarak tüm topluma yayılmak isteniyor. S tipi ve Y tipi hapishaneler açılarak halka, 'sokağa çıkmayın, konuşmayın, düşünmeyin yoksa sonunuz S tipleri olur, Y tipleri olur' mesajı verilmek isteniyor. Özellikle bizim davalarını takip ettiğimiz müvekkiller bazında, üç müvekkil de İstanbul’da bir soruşturma kapsamında tutuklanarak önce Silivri hapishanesine gönderilmişti. Ancak kısa bir süre sonra hiç bir gerekçe gösterilmeden S tipi hapishanesine sürgün edildi. Bu durum da devletin bu yeni tip tecrit hapishaneleri ile toplumu sindirmek ve tecrit altına almak istediğinin en büyük kanıtı niteliğinde.”
Tutsaklara yönelik tecrit uygulamasının S Tipleri ile boyutlandığını dile getiren Eminoğlu sözlerini şöyle sonlandırdı: “S Tiplerinde tecrit uygulamaları genel olarak kamera ile tutsakların denetlenmek ve gözlenmek istenmesi seviyesine ulaşmış durumda. Bunu kabul etmeyenler ise işkence ile karşı karşıya kalıyor. Mimari bakımdan F tiplerine benzeyen bu hapishanelerde tecrit politikası genel olarak; gardiyanların kötü muamelesi ve üç kişilik hücrenin alt katında kamera olması şeklinde bugüne kadar karşımıza çıktı.”