Serxwebûn'un Haziran sayısı çıktı

Serxwebûn gazetesinin 498. sayısı, "PKK Zîlanların Çizgisinde Yürüyenlerin Partisidir" başlığıyla çıktı

Serxwebûn gazetesi Haziran ayı sayısında, tarihi 1 Haziran Atılımı ve 30 Haziran 1996 yılında Dersîm’de fedai eylemi gerçekleştiren Zîlan'ın fedai çizgisine ilişkin değerlendirmelere yer verdi.

Sayıda, ayrıca dünyada ve bölgede yaşanan siyasal gelişmelerin analizi, 41 yıl sonra ilk defa  Serxwebûn yayınları tarafından yayınlanan M.HAYRİ DURMUŞ’un kitabından bazı bölümler ile Kürt Halk Önderi’nin ‘Kültürel Soykırım Kıskacında Kürtleri Savunmak’ adlı kitabından derlenen ‘KCK ve Demokratik Uluslaşmanın Boyutları’ başlıklı değerlendirmesinin ikinci bölümü yer alıyor.

TARİH YAZAN DİRENİŞLER

PKK Yürütme Komitesi Üyesi Duran Kalkan, “1 Haziran Atılımı Komplocu ve Tasfiyeci Saldırılara Karşı Büyük Bir Mücadele Kararlılığıdır” başlıklı yazısında, “1 Haziran Atılımı tasfiyeciliğin tasfiye edildiğini ilan eden bir atılımdı. 1 Haziran Atılımı büyük bir ideolojik, örgütsel devrim atılımıydı. 1 Haziran Atılımı demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü yeni paradigmanın atılımıydı. Her türlü ulus devletçi çözümsüzlüğe karşı başta Kürt ve kadın sorunu olmak üzere iktidar ve devlet sisteminin, kapitalist modernite düzeninin ortaya çıkardığı bütün toplumsal sorunlara çözüm bulma zihniyetinin ideolojik-politik çizgisinin ilan edilme atılımıydı” değerlendirmesinde bulunuyor.

1 Haziran Atılımı’nı değerlendiren YJA Star Merkez Karargah komutanlarından Şerda Mazlum Gabar ise, “1 Haziran 2010’da Devrimci Halk Savaşı stratejisi doğrultusunda savaş bir üst aşamaya sıçradı. Gerilla, gördüğü branş eğitimleriyle daha da profesyonelleşti ve tekniği taktiğin hizmetine koydu. Sonrasında ise 21’inci yüzyıl gerillacılığını demokratik modernite gerillacılığı olarak tanımladı. Bugün, Kurdistan’da olduğu kadar dünya gerçekliği açısından da şimdiye kadar var olan gerilla mücadelesinde strateji, tarz ve taktik duruşlarda çok köklü değişiklikler yapılması ve yeniliklerin ortaya çıkarılması gereken bir sürece girmiş bulunmaktayız” diyor.

ZÎLAN GERÇEĞİNDE PARTİLEŞELİM

PAJK Koordinasyonu ise yaptığı açıklamada, “Zilan yoldaş, 30 Haziran 1996 yılında Dersîm’de sömürgeci Türk devletine karşı yaptığı fedai eylem ile ölümsüzleşti. Mücadele tarihimizin ilk fedai eylemini yapan Zîlan yoldaş, sadece gerillacılık taktiğine açılım yaptıran eylemi ile değil Önderlik gerçeğini anlama gücü, ideolojik duruşu ve özgür yaşam iddiası ile tanrıçalık sembolümüz oldu Zîlan bir kültür, bir yaşam felsefesi ve soylu kadın duruşu örneği olarak yeni yaşamın yolunu açan kadın militanlığının örneği oldu. Bu nedenle partileşme sembolü ve kimliğimizdir. Önderliğimiz Zîlan’ı bir manifesto olarak tanımladı.”

ÇÖZÜM TARTIŞMALARININ ALTINDA YATAN ÖZEL SAVAŞ GERÇEĞİ

Bölge, Türkiye ve Kurdistan’da yaşanan gelişmeleri değerlendiren KCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu, “Tarih Yazan Direnişler” başlıklı yazısında “Bu iktidarın Kürt sorununu çözme gibi bir anlayışı yok. Olacağını düşünmek bile gaflettir. Bilmem Erdoğan birkaç Kürt'ü bakan yapmış, şöyle yapmış, böyle yapmış. Bunu demek kendini kandırmaktır, Kürt halkını kandırmaktır. Sürekli bunu böyle gündem yapıyorlar. Bilerek yapıyorlar bunu. Bunu gündemleştiren MİT’tir, özel savaştır. AKP-MHP ile işbirlikçilik yapan Kürtlerdir. İşbirlikçiler ve hainlerdir. Böyle bir şey yok. Bu, özel savaşın oltasına takılmaktır. Bu, Kürtlerin kafasını karıştırma, Kürtlerin gücünü parçalama amacıyla “acaba bazılarında umut yaratabilir miyim? Amacıyla yapılan özel savaştır” tespitinde bulunuyor.

ÖZGÜRLÜK AĞACININ HAYAT SUYU GERİLLADIR

Ferzende İsyan ise  “Apocu Ruh İle Yenilenelim Özgürlük Savaşını Zafere Taşıyalım” başlıklı yazısında, “Cenazelerimizin kargoyla gönderildiği, en kutsal yerlerimiz olan şehitliklerimizin yıkıldığı, dağlarımızın ve bir cennet olan coğrafyamızın yakıldığı ve talan edildiği, halkımızın tek kurtuluşu olan fedai Kurdistan gerillasının bir damla suya ve bir soluk nefese muhtaç bırakılmaya çalışıldığı, özgür yaşam kaynağımız olan Önderliğimizin İmralı çarmıh ve işkence sisteminde tutulduğu bir dönemde yerinde durmak, bu hakikatin dışında durmak, beklenti halinde kalmak, mücadelesiz olmak ölümün başka bir adı olmaktadır” diyor.

MAHKEMELERDE HALKIMIZIN YÜCE DAVASINI SAVUNMAYA SADIK KALDIM

41 yıl sonra PKK'nin ilk öncü kadrolarından M.Hayri Durmuş’un mektup, yazı, mahkeme ve duruşma tutanakları derlenerek Serxwebûn yayınları tarafından kitaplaştırıldı. "M.Hayri Durmuş'un Mektupları ve Yazıları” adıyla çıkan kitapta Durmuş'un ailesine yazdığı mektup, 498'inci sayıda yayınlandı. Hayri Durmuş, mektupta şunları belirtiyor: “Dünyanın her yerinde olduğu gibi görev ve sorumluluğunu bilen bir kişi olarak ben de halkımın kurtuluşu, ülkemin bağımsızlığı için mücadeleye katıldım. 1973'ten 1979 yılına kadar faal olarak çalıştım. 30 Kasım 1979 tarihinde Türk polisi ve ordusunun düzenledikleri bir operasyonda yakalanarak esir edildim. Şu anda yüzlerce yoldaşım, yüzlerce yurtsever-demokrat insanla beraber Diyarbakır Askeri Hapishanesi’nde bulunmaktayım.

7 yıl faal olarak mücadele ettim. Bu süre size çok gelebilir; ama her şeyini devrimci yurtsever mücadeleye, halkına ve insanlığa adayan bir siyaset adamı için, çok küçük bir zaman parçasıdır. Ben daha mücadeleye atıldığım ilk günden beri çok iyi biliyordum ki, ülkelerin, halkların kurtuluşu öyle birkaç ayda, birkaç yılda gerçekleşmez. Yine mücadele içinde çok iyi öğrendim ki; Kurdistan gibi bir ülkenin kurtuluşu, halkımızın refaha kavuşması, nesillerin işidir. Bu nedenle tüm yoldaşlarım gibi ben de mücadele azmiyle doluydum. Daha yıllarca, ömrümün sonuna kadar faal olarak mücadele etmek istiyordum; ama yakalandım ve tutsak edildim.

Evet, büyük kayıplar verdik. Hâlâ da vermeye devam ediyoruz. Ama ne Türk ordusu ne hainler ne de ağababaları emperyalistler, PKK’yi bitiremeyecekler; halkımızın direnme ruhunu söndüremeyecekler; bağımsızlık ve özgürlük mücadelesi PKK öncülüğünde eninde sonunda zafere ulaşacaktır. Pek çok yoldaşım gibi ben de sömürgeci zindanlarda, mahkemelerde, halkımızın yüce davasına ve PKK’ye, onun ilkelerine bağlı kaldım ve kalmaya devam edeceğim...”

Serxwebûn gazetesi bu sayıda, Pirdoğan Kemal ile Murat Karayılan’ın Kürtçe kaleme aldıkları iki farklı anı yazısına da yer veriyor.

Serxwebûn yazılarına serxwebun.org üzerinden de ulaşılabilir.