Suriye’de özerk yaşam talebinde bulunan Dürziler kimdir?

Üç tugaydan oluşan öz savunma birlikleri var ve bulundukları her köy ve mahallede örgütlenmiş durumdalar. HTŞ’nin olası bir müdahalesine karşı direnebilecek kapasitededirler. Tarihsel anlamda hiçbir güce teslim olmayarak özerk yaşamak istemişlerdir.

Dürziler, aslen Fatımi Devleti’nin, yani İsmaililerin ve dolayısıyla Yedi İmamcıların (Seb’iyye) torunudur. Fakat Yedi İmamcılardan farkı şudur: Bunlar, Mısır Fatımi Halifesi el- Hâkim bi- Emirillah’ı Tanrı, onun yardımcısı Hamza Bin Ali’yi de peygamber kabul ederler.

Kökenleri Mazdeki, Med veya Pers asıllı olarak tanımlanır. Kürt oldukları ve Şengal’den bölgeye geldiklerine dair de ciddi iddialar vardır. Ancak kendilerini öz Arap olarak ifade ederler. Bayrakları, dini inançlarını simgeler ve yalnızca hayati anlarda dalgalandırılır; dalgalanması isyanın ifadesidir. Savaşçı ve direnişçi bir topluluktur.

DÜRZİLİK İNANCININ TEMEL ÖZELLİĞİ

Dayanışmacıdırlar, kadın ve erkek ilişkileri Alevilerle ortak özellikler taşır. Dini eğitim veren medreseleri vardır. Batıni felsefeyi esas alırlar. Alevilikle benzer yönleri çok güçlüdür. Tek tanrıya inanırlar.

Domuz eti yemek, alkol tüketmek, sigara içmek, tefecilik, çok eşlilik, Dürzi olmayanlarla evlilik, Dürzilik’te haram kabul edilmektedir.

Dürzilere göre ölümden sonra ruhlar beden değiştirir. İnançların ve kültürlerin kesiştiği Orta Doğu coğrafyasında, gizemli öğretileri ve sıra dışı toplumsal yapılarıyla var olan Dürziler, sır perdesinin ardında yaşayan kapalı bir topluluktur.

DÜRZİLERİN NÜFUSU VE YAŞADIKLARI YERLER

Suriye’de yaklaşık 700 binlik bir nüfusa sahiptirler. Lübnan’da ise 160 bin civarında bir nüfusları vardır. İsrail’de üç köyleri var ve toplam nüfusları 15-20 bin civarındadır. Burada yaşayanlar aslında Arap değil, Yahudilerle akraba olduklarını iddia ediyorlar. Ordu, asayiş ve diğer güvenlik görevlerinde yer alıyorlar. Ayrıca, İsrail ordusunda özel bir Dürzi birliği de var. Golan Tepelerinde yaklaşık 120 bin Dürzi yaşamaktadır.

ESAD DÖNEMİNDE DÜRZİLERİN DURUMU

Hem baba hem de oğul Esad ile araları hiçbir zaman tam olarak iyi olmadı. Her zaman özerklik talebinde bulundular. Oğul Esad, baskı ve zor yoluyla onları teslim almak istedi. IŞİD saldırısı sonucu yüzlerce Dürzi katledilince, Dürziler kendi öz savunma güçlerini oluşturdular. İran’ın Şiileştirme girişimlerine ise hep karşı durdular.

2023’te yaşadıkları bölgelerde büyük bir başkaldırı harekâtı başlattılar. Esad rejim güçleriyle çatışarak özerklik talebinde bulundular. Bu süre zarfında fiili olarak özerk bir bölge inşa ettiler. Esad devrildikten sonra ise yeni Şam iktidarına ve uluslararası güçlere aynı taleplerini, yani özerklik taleplerini, yeniden ilettiler. Dürzilerin Şeyhler Şeyhi olan Hikmet Hicri, son açıklamasında, “böyle bir cihatçı anlayışla bir araya gelmeyiz” diyerek HTŞ ile bir araya gelmeyeceklerini deklare etti.

DÜRZİLERİN ASKERİ GÜCÜ

Üç tugaydan oluşan öz savunma birlikleri var ve Dürzilerin bulunduğu her köy ve mahallede örgütlenmiş durumdalar. HTŞ’nin olası bir müdahalesine karşı direnebilecek kapasitededirler. Tarihsel anlamda hiçbir güce teslim olmayarak özerk yaşamak istemişlerdir. Dürzilerin kalesi Golan ve Dürzi Dağı’dır. Yaşadıkları bölgeler stratejik ve sarp dağlık alanlardır. Yeni gelişen süreçte de daha önce olduğu gibi özerklik taleplerini sürdürmektedirler.

KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ KONUSUNDA TUTUM SAHİBİDİRLER

Dürziler, kadın- erkek eşitliğine oldukça önem verir. Kadınlar din görevlisi olabilir, hatta yüksek mertebelere ulaşabilirler ve örtünmek zorunda değiller. Kadınların 17, erkeklerin ise 18 yaşından önce evlenmeleri yasak. Eşlerin dörtten fazla çocuk sahibi olmaması ve çocuklar arasında 4-5 yaş fark olması gerekir.

Özellikle kadın-erkek eşitliği konusundaki tutumlarıyla dikkat çekmeye devam ediyorlar. Onların hikayesi, inançların toplumları nasıl şekillendirdiği ve kültürel kimliğin nesilden nesile nasıl aktarıldığının bir örneği olarak varlığını sürdürüyor.