Maraş depreminde yıkılan Hacı Ömer Apartmanı hakkında Konya Teknik Üniversitesi’nin hazırladığı bilirkişi raporunda sorumlu müteahhit, statik proje müellifi, statik fenni mesul, belediye proje kontrol biriminin “Asli kusurlu” yerine “tali kusurlu” olarak yer alması büyük tepkilere neden oldu. 140 kişinin göz göre göre ölüme gönderildiği Hacı Ömer Apartmanı’nda ablası ve yeğenini kaybeden öğretmen Nursel Tanrıverdi, bu kararın deprem kadar kendilerini yıktığını vurguladı. Hazırlanan bilirkişi raporu referans alınarak Ebrar Sitesi’nin müteahhidi olan Tevfik Tepebaşı’nın Hacı Ömer Apartmanı dosyasından tahliye edilmesine isyan eden Tanrıverdi, ANF’ye konuştu.
‘BİLİRKİŞİ RAPORU SORUMLULARI AKLAMAYA YÖNELİK!’
Hacı Ömer Apartmanı’nın bilirkişi raporunun çıkmasını 10 ay boyunca bekleyen Tanrıverdi, Konya Teknik Üniversitesi tarafından hazırlanan raporun tamamen sorumluları aklamaya yönelik olduğunu vurguladı. Raporda binanın yapımından sorumlu olanların “asli kusurlu” yerine “tali kusurlu” olarak gösterildiğini hatırlatan Tanrıverdi, 5 Ocak’ta rapor çıkmasıyla 140 kişiye mezar olan Hacı Ömer Apartmanı’nın müteahhidi Tevfik Tepebaşı hakkında jet hızıyla tahliye kararı verildiğine dikkat çekti. Dosyaya yeni atanan savcıya neden tahliye edildiğini sorduklarında, “Tevfik Tepebaşı’nın zaten müteahhit olmadığı’ cevabını aldıklarını belirten Tanrıverdi, bunun tamamen yanıltmaca olduğuna işaret etti. Tevfik Tepebaşı’nın bu bina yapılırken kooperatif başkanı olduğunu belirten Tanrıverdi, “Burada yanıltıcı olan nokta, Tevfik Tepebaşı aslında bir din öğretmeni. Yani zaten müteahhitlikle bir alakası yok. Ama kooperatif kurup oraya din öğretmenlerini topluyor. Müteahhitliği de kooperatif adı altında muhtemelen gizlice yürütüyor. Çünkü devlet memuru olduğu için ikinci bir iş yapamaz. O da kooperatif başkanı adı altında, başka isimleri de araya koyarak, bunu saklamaya çalışmışlar ve eksik malzemelerle yıkılan bu evleri yapmışlar. Burada savcının esas üstünde durması gerektiği husus, müteahhitlikten hiç anlamayan bir adamın nasıl oluyor da kooperatif adı altında böyle bir işe giriştiğidir” dedi.
‘APARTMANIN YAPIMINDA 75 YÖNETMELİĞİNE BİLE UYULMAMIŞ’
Konya Teknik Üniversitesi’nin raporuyla İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından hazırlanan ön bilirkişi raporu arasındaki çelişkilere işaret eden Tanrıverdi, şöyle konuştu: “Ablamın ve yeğinimin oturduğu ve 1999’da inşa edilen Hacı Ömer Apartmanı için hazırlanan ön bilirkişi raporunda, beton kalitesinin, kullanılan kumun yetersiz, demirlerin nervürsüz olduğu açıkça belirtilmesine rağmen, son hazırlanan bilirkişi raporunda bu hususlar dikkate alınmamış ve apartmanın yapım sorumlusu müteahhit, statik proje müellifi, statik fenni mesul, belediye proje kontrol birimi ‘asli kusurlu’ değil, ‘tali kusurlu” olarak yer almış. Oysa bir bilirkişi raporu asli veya tali kusurlu belirleyemez. Bunu mahkeme belirler ama onlar da araştırmıyor. Konya Teknik Üniversitesi’nde hazırlanan bilirkişi raporu hakkında avukatlarımız itiraz dilekçesi oluşturdu. Bu itiraz dilekçesinde, zemin etüdü ve saha araştırması yapılmadığı, sadece modellere bakılarak projenin modele uygun olduğunun belirtildiği, kolona kaç demir atıldığından, etriye aralığından bahsedilmediği, bina yapımında 75 yönetmeliğine bile uyulmadığı gibi birçok husus var. Ama dediğim gibi savcı araştırmıyor. Mesela Ebrar Sitesi davasından tutuklu olan ve yine din öğretmeni olan Atilla Öz, ki bizim de dosyamızda var ama hakkında herhangi bir araştırma yapılmamış.”
‘140 KİŞİNİN ÖLMESİ YETMEMİŞ DEMEK Kİ…’
Ebrar Sitesi ve diğer davalardan tutuklu yargılanan Tevfik Tepebaşı’nın Hacı Ömer Aparmanı dosyasından tahliye edildiği haberi çıkınca, Maraş Cumhuriyet Başsavcısı’nın bir açıklama yayınladığını hatırlatan Tanrıverdi, bu açıklamanın tahliye kararı kadar skandal olduğunu söyledi. Başsavcının açıklamasının Tevfik Tepebaşı’nın hukuka aykırı bir şekilde tahliye edildiğinin itirafı olduğuna işaret eden Tanrıverdi: “Biz Tevfik Tepebaşı’nın sadece Ebrar Sitesi ve bizim Hacı Ömer Apartmanı’ndan tutuklu olduğunu zannederken, başsavcının açıklamasından sonra Tepebaşı’nın 11 dosyadan tutuklu olduğunu ve 7 dosyadan sessiz sedasız tahliye edildiğini öğrendik. Başsavcı aynı açıklamasında, tahliye konusunda, hem mevcut delil durumunun hem de ölen kişi sayısının dikkate alındığını açıkça söyledi. Biz buna çok öfkelendik. Çünkü ölen sayısı ne demek? Ona göre 140 kişi yeterli değil demek ki. Bir kişinin burnunun kanaması bile önemliyken, nasıl böyle bir değerlendirme yapılabilir? Bizim canlarımız gitti” diye konuştu.
Taleplerinin net olduğunu vurgulayan Tanrıverdi, bilirkişi raporunun yenilenmesini ve bağımsız kurullarca hazırlanmasını, dosyadan tahliye edilen Tevfik Tepebaşı’nın tekrar tutuklanmasını, Atilla Öz’ün de araştırılıp tutuklanmasını istediklerini vurguladı.