‘Türk devletini uluslararası mahkemelerde yargılatmalıyız’

Türk devletinin Kürt halkına soykırım saldırılarının her alanda devam ettiğini söyleyen Goran Hareketi temsilcisi Meran Merawdali, “Elimizdeki belgeleri ortaya çıkararak, Türk devletinin uluslararası mahkemelerde yargılanmasını sağlayabiliriz” dedi.

Kurdistan’ı 4 dört parçaya ayıran Lozan Antlaşması'nın 100. yılında Kürt parti ve kurumlarının bu antlaşmaya karşı tepkileri artarak devam ediyor. 22-23 Temmuz 2023 tarihleri arasında yapılacak Lozan Konferansı Hazırlık Komitesi içinde yer alanlardan biri de Goran Hareketi temsilcisi Meran Merawdali.


Kurdistan’da öğretmenlik yaparken Almanya’ya yerleşen Merawdali, uzun süre sivil toplum örgütlerinde çalışma yürütmüş. Şu an Goran Hareketi'nin Avrupa temsilciliğini yapan Merawdali, Kürtlerin artık ulusal birliğini sağlaması gerektiğini ifade ederek, Lozan’da yapılacak iki günlük konferansa katılım çağrısında bulundu.

Türk devletinin yıllardır Kurdistan’da katliam ve soykırım yaptığını ifade eden Merawdali, Türk devletinin uluslararası mahkemelerde yargılamasını sağlayacak yeterli belgenin ellerinde olduğunu söyledi.

Eğer birlik olunursa uluslararası mahkemelerde Türkiye’nin yargılanmasının daha kolay olacağını vurgulayan Merawdali, Lozan Antlaşması’na ilişkin şunları belirtti: “Lozan demek, katliam demek, soykırım demek, talan demek, asimilasyon demektir. Tabii diğer taraftan bakınca da Lozan demek, aynı zamanda direniş demek, isyan demektir.

Kürtler Mezopotamya coğrafyasının kadim halklarındandır. Uluslararası güçler bilsinler ki her ne kadar dört parçaya bölünsek de Kürt halkı tek ulustur. Ulusal birlik, her Kürt'ün rüyasıdır.  Kurdistan’ın ulusal birliği, her Kürt'ün rüyasıdır. Bunun için de Kürtler ulusal birlik, ulusal dayanışma ve ortak söylem etrafında örgütlenmeli. Kürt halkının 100 yıllık rüyası için çalışmalıyız.

Biz Kürtler, iki noktada çalışma yapmalıyız. Birincisi, uluslararası topluma şunu ifade edelim; Kürt halkı dört parça Kurdistan’da tek ulustur. Kimse İran Kürt'ü, Irak Kürt'ü, Türkiye Kürt'ü, Suriye Kürt'ü değildir. Çünkü Kürtler tek ulustur. Bu konu hakkında bir çalışma yapmak gerekiyor. İkinci konu ise, her Kürt kendini dört parça Kurdistan’ın vatandaşı olarak görmelidir.”

GEÇMİŞTE YAPTIĞIMIZ HATALARI YAPMAMALIYIZ

Türk devletinin, kuruluşundan itibaren varlığını halkların soykırımı üzerinden yürüttüğünü ifade eden Merawdali şu vurgularda bulundu: “Elimizde binlerce yazı, film, video, resim var. Türk devleti kuruluşundan itibaren hatta Osmanlı döneminde beri varlığını Kürt, Ermeni, Süryani, Alevi katliamları üzerinden yaratmıştır. Bu katliamlar günümüzde hala devam ediyor. Yakın dönemde Başûrê Kurdistan’ı hem bombalıyor hem de işgal ediyor. Yine Efrîn, Girê Spî, Serêkaniyê gibi Rojava kentlerini işgal etti.

Türk devletinin işgalci yüzünü her alanda görüyoruz. Elimizdeki bu belgeleri ortaya çıkararak Türk devletinin uluslararası mahkemelerde yargılanmasını sağlayabiliriz. Türk devletinin yaptığı bu katliamları anlatabiliriz. Biz 150’den fazla parti ve kurum temsilcisi ile çok sayıda hukukçu, yazar, akademisyen bunu sağlamalıyız. Cenevre’de çok sayıda uluslararası insan hakları örgütleri ve kurumlar var. Tabii bizim de çok sayıda siyasi parti, sivil toplum kuruluşumuz var. Eğer biz bir araya gelip güçlü bir çalışma yürütürsek, bu uluslararası kuruluşlar üzerinde bir etki yaratabiliriz. Böylece Türk devletinin başta Kürtler olmak üzere halklara uyguladığı katliam ve soykırımlar nedeniyle uluslararası mahkemede yargılanmasını sağlayabiliriz. Bunu yapmanın yolu da, bizlerin bir araya gelip güç olmamızla alakalıdır. Son olarak Lozan’ın 100 yılını geride bırakırken yeni yüzyılda geçmişte yaptığımız hataları yapmamalıyız. Kürtler kendi ittifakını sağlamalıdır.”