Vakıf üniversitesi çalışanları net ücret eşitliği istiyor

İktidar en düşük memur maaşını 22 bin TL civarına çıkardı fakat devletle eşit olması gereken vakıf üniversitelerindeki öğretim elemanları, hala ne kadar zam alacaklarını ya da devletle eşitlenip eşitlenmeyeceklerini bilmiyor.

Temmuz ayında memurlara yapılan zamla birlikte en düşük memur maaşının 22 bin TL civarına çıkarıldığı duyuruldu fakat yapılan zamma “seyyanen” maddesi eklenerek, kök maaş üzerine 8 bin TL civarında bir ek yapıldı. Bu da ileride Ocak ayı zammının seyyanen hariç, yapılan yüzde 17’lik zammın üzerine geleceğini gösteriyor. Kamuda çalışanlara ücretlerine bu tarz bir düzenleme getirildi fakat kamu çalışanları henüz seyyanen yapılan 8 bin TL civarında olan ek parayı almadı. Kamu çalışanları henüz tam vaat edilen parayı alamazken, örneğin vakıf üniversitelerinde çalışan öğretim elamanları için durum çok daha belirsiz.

2020 tarihli kanuna göre vakıf üniversitelerindeki ücretler devlettekinden az olamaz. Bu anlamda vakıf üniversitesindeki öğretim elemanları net ücrette eşitlik istiyor. Zira bir yandan vakıf üniversitelerinin kamuoyuna yansıyan fiyatları son derece yüksek. Buna rağmen öğretim elemanlarının maaşları ise son derece düşük. İstanbul’daki vakıf üniversitesinden birinde çalışan bir öğretim elemanı, yeni maaş düzenlemesi ile devletle aralarında nasıl farklılıklar olduğunu ANF’ye anlattı.

DEVLETİN MALİ YILIYLA VAKFIN FİNANSAL YILLARI FARKLI

Adını güvenlik gerekçesiyle haberde geçiremediğimiz öğretim elemanı, vakıf üniversitelerinde işe başlarken bir sözleşme imzalandığını ve daha sonra devlette yapılan zammın görece kendilerine yansıtıldığını ifade ediyor: “Bizler işe başlarken bir sözleşme imzalıyoruz. Maaşlarımız standart oluyor genelde ama fakülte bazında farklılıklar olabiliyor. Örneğin sağlık bilimleri, mühendislik gibi bölümlerin daha yüksek olabiliyor maaşları. O da en fazla 500 yüz lira fark ediyordur, arada öyle çok çok fark yok. Normalde devlete zam geldikçe vakıflara da yansıyor ama o da biraz zorunda kaldıkları için oluyor,  gönüllü şekilde yapmıyorlar.

Vakıflar, özel sektör statüsünde olduğu için iş kanunu açısından da maaşı çalıştığımız ayın sonunda alıyoruz, devlet ise öncesinde alıyor. Bu yüzden devletin mali yılıyla vakfın finansal yılları farklı oluyor. Bizim mesela ocak ayında aldığımız maaş, aslında bir önceki senenin aralık ayı maaşı oluyor. Aralık ayında çalışıp hak kazandığımız zamana ait maaş oluyor. O yüzden de bir önceki senenin devlet ücretiyle bizimkini eşitliyorlar. Bunu da brütte eşitliyorlar. O yüzden zaten bizim aldığımız zam bir önceki senenin devlet maaşı alıyor.”

BİZDE DAHA BELİRSİZ BİR DURUM VAR

Devlette çalışanların da hala seyyanen zammını alamadıklarını hatırlatan öğretim elemanı, vakıf üniversiteleri için bu durumun daha belirsiz olduğuna dikkat çekiyor: “Şu an A sınıfı olmayan vakıf üniversitelerinde genellikle doktor öğretim üyesi maaşları 20 bin civarı. Hatta devletle eşitlemeyenler de var. Farklı üniversitelerde arkadaşlarım var; mesela onların 15- 16 bin TL civarında maaşları. Hatta doçentler 18 bin TL alıyor bildiğim kadarıyla. Öte yandan daha da kötüsü bununla ilgili zaten sağlıklı bilgi yok ancak birebir ilişkiler üzerinden öğrenebiliyoruz. Şu anki zamla birlikte devletteki arkadaşlar 29 bin TL civarı bir maaş alıyor. Ama onlara da seyyanen zam yansımamış. Bu ay sadece yüzde 17’lik zam gelmiş, devamını sonra alacaklarmış. Onlar da ne zaman alacaklarını tam olarak bilmiyorlar. Meclis'ten karar çıktıktan sonra demişler ama meclis de tatile girdi. Vakıflarda ise devlete zam gelince bir sonraki ay, yani Temmuz zammı bize Ağustos’ta yatacak. Herkes bir umut bekliyor ama buna dair net bir bilgi yok. Sadece kulaktan dolma bilgilerle aradaki farkın kapanacağını ama asıl zammın Ocak’ta yapılacağı söyleniyor.”