HDP Çocuk Komisyonu Eş Sözcüsü Nuray Türkmen, Yeşil Sol Parti Colemêrg Milletvekilleri Öznur Bartın, Vezir Coşkun Parlak ve Onur Düşünmez, Colemêrg’de 5 yaşındaki Erdem Aşkan’ın katledilmesine ilişkin Meclis’te basın toplantısı düzenledi.
Açıklamada Onur Düşünmez konuştu. Düşünmez, “7 Haziran 2023 tarihinde, Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde annesi ile birlikte yol kenarında bulunan 5 yaşındaki Erdem AŞKAN, annesi ve kardeşi ile birlikte karşıdan karşıya geçmek isterken askeri jandarma personeline ait aracın çarpması sonucu yaşamını yitirmiştir. Erdem AŞKAN’ın bedeni aracın çarpması sonucu metrelerce sürüklenmiş ve olay yerinde yaşamını yitirmiştir” diye hatırlattı.
Açıklamada devamla şunlar belirtildi: “Çocuğun yaşamını yitirmesine sebep olan olayın yanında ayrıca; Olay yerine toplanan ailesi ve çevredeki kalabalık, araç sürücüsü A.K.P. tarafından silahla tehdit edilerek çocuğa müdahale konusunda ayrıca aksaklığa neden olmuştur”
Olaydan sonra olay yeri inceleme ve trafik polislerinin tuttuğu kaza tespit tutanağında olay yerinde herhangi bir yaya geçidi ve üst geçit olmamasına rağmen; çocuğun üst geçit ve yaya geçidini kullanmadığı gerekçe gösterilerek taraflı bir tutum sergilenerek doğru olmayan ibarelerle hukuka aykırı bir biçimde kusur çocuğa yükletilmiştir.
Aynı gün Yüksekova Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında araç sürücüsü A.K.P. ifade vermek üzere gözaltına alınmıştır. Gözaltına alınan şahıs ertesi gün ifade işlemlerinden sonra savcılığa sevk edilmiş ve savcılık tarafından kolluğun hukuka aykırı şekilde tuttuğu kaza tespit tutanağı gözetilerek şahsın adli kontrol tedbirleri kapsamında serbest kalması görüşüyle Yüksekova Sulh Ceza Hâkimliğine sevk edilmiştir. Yüksekova Sulh Ceza Hâkimliği şahıs hakkında adli kontrol tedbirlerine hükmederek serbest bırakılmasına karar vermiştir.
Şüphesiz ki araçları kullanan kamu görevlilerinin, yerleşim yerleri içerisinde başta sürat, tedbirsizlik ve dikkatsizliği de aşacak bir şekilde kurallara riayet etmeksizin araç kullanmaları yaşam hakkının ihlaline sebebiyet vermektedir. Unutulmamalıdır ki trafik kuralları ve diğer yasal düzenlemeler vatandaşları bağladığı gibi kamu görevlilerini de bağlamaktadır. Erdem AŞKAN’ın hayatını kaybettiği yerde yapılan inceleme ve tespitlerde, olayın gerçekleştiği yerde karşıdan karşıya geçiş için herhangi bir yaya geçidi ve üst geçit olmadığı gözlemlenmiştir. Yaya geçişine dair tedbirlerin alınmadığı caddede aracı azami hızın üstünde kullanan kamu görevlisi personelin ne derece pervasız olduğunun açık göstergesidir.
Olayın meydana geldiği yolda devletin almadığı önlemler çocuğun yaşam hakkının ihlaline sebep olmuştur. Zira; Devlet somut tehlikeler karşısında yaşamın korunması için koruma tedbirleri almakla yükümlüdür. Devlet, yaşamı korunması gereken çocuğun, doğal olmayan nedenlerle ölümüne karşı etkin önleme tedbirleri almalıdır. Çocuğun yaşamını etkin olarak korumak için gerekli adımları atmak, bu kapsamda çocukları üçüncü kişilerin yaşamsal tehlike yaratan eylemlerinden korumak için uygun önlemleri almak, yaşama kasteden eylemleri caydırıcı ve etkin şekilde cezalandırmak için kanunlarında gerekli yaptırımlara yer vermek, bu hükümlerin ihlal edilmesini önlemeye ve cezalandırmaya yönelik ceza soruşturmasını ve kovuşturmasını etkili şekilde yürütmek ve bu cezaların infazını uygulamakla yükümlüdür.
Devletin kamu gücünü kullanan kurum ve kişiler bir çocuğun ölümüne neden olmamalı, devlet önce öldürmeme yükümlülüğünü kendisi yerine getirmelidir. Negatif yükümlülük sadece kasıtlı öldürme halinde değil, taksirle öldürme eylemlerini de içermektedir. Öldürme yasağına kişinin yaşamını tehlikeye atmaktan kaçınma görevi de dâhildir. Devlet pozitif yükümlülük kapsamında öldürmelere karşı etkin şekilde caydırıcılık sağlayan hukuki ve idari düzenlemeleri yapmalıdır.
Failin kolluk görevlisi olduğu yargılamaların yüzeyselliği cezasızlık pratiğinin bir yönü olarak karşımıza çıkmaktadır. Ceza yargılamasının asıl amacı olan maddi gerçeğin ortaya çıkarılması yönünde bir çabanın olmaması, dosya kapsamındaki iddiaların gerektiği kadar incelenmemesi, kolluk birimlerinden istenilen evrakların dosya arasına alınmaması, kolluk tarafından tarafsız bir biçimde araştırma yapılmaması gibi hususlar kolluk görevlilerine dair yürütülen yargılamaların yüzeysel ve cezasızlık pratiği kapsamında kaldığını göstermektedir.
Yargı makamlarının yargılama esnasındaki pasif ve etkisiz eylemleri ile sanıklar hakkında tutuklama talep etmeme veya bu yöndeki talepleri reddetme hususları ise failleri korumak yönünde bir algıya sahip olduklarını göstermektedir.
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi olarak başta İçişleri Bakanlığı ile Adli ve idari makamları bir an önce, bu ve benzeri çocuk ölümlerine dair tarafsız, etkili ve hızlı bir soruşturma yürütmeye davet ediyoruz. Bu suçun sorumluları derhal açığa alınmalı ve yargı önüne çıkartılmalıdır. Adli ve idari makamlar daha önce yaptıkları gibi, olaydan sorumlu kamu görevlilerini koruma ve kollamaktan vazgeçmeli, etkin soruşturmalarla olaylar açığa kavuşmalı ve bu olayın soruşturması benzerlerinin akıbetine uğramamalıdır.”