GÖRÜNTÜLÜ

Tülay Hatimoğulları: Çağrı, kadınlar için Rönesans’tır

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Wan’daki final mitinginde yaptığı konuşmada, Önder Apo’nun 27 Şubat’taki çağrısını sahiplendiklerini belirterek, “Bu çağrı kadınlar için Rönesans’tır.” dedi.

Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA) tarafından 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri kapsamında Wan’da düzenlenen final mitinginde konuşan Tülay Hatimoğulları, özellikle yargı sistemindeki erkek egemen zihniyete tepki gösterdi.

YARGI SİSTEMİ TAMAMEN ERKEKLERİN LEHİNE ÇALIŞIYOR

Tülay Hatimoğulları, şöyle konuştu: “Ne yazık ki Türkiye’de özellikle son zamanlarda yargı sistemi tamamen erkeklerin lehine çalışıyor. Kadınları katleden, erkekleri 3-5 yıl hapiste tutan sonra serbest bırakan yargı, yani erkek egemen yargıdır. Bu yargıya karşı hem Kürt kadın hareketi hem de Türkiye kadın hareketi olarak bir kez daha adaletli yargı istediğimizi ifade ediyoruz. Erkek egemenliğinden kurtulmuş kadınları gören bir yargı istiyoruz. Kadınların katledilmesini teşvik eden değil, cezalandıran bir yargı istiyoruz.”

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NE GERİ DÖNÜLMELİ

“Türkiye bir an önce çekilmiş olduğu İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönmelidir.” diyen Tülay Hatimoğulları, şunları ekledi: “Türkiye’de kadınları ve çocukları şiddetten koruyan 6284 sayılı kanunun en aktif şekilde uygulanmasını talep ettik. Kadınlar olarak mücadelemizle kazandığımız haklarımızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Kadınlar ‘vardık, varız, var olacağız’ diyoruz. Kürt özgürlük hareketini, Kürt kadın hareketini örgütleyen, aktif öncü bir özne haline getiren Sakinelere, Sêvêlere, Pakizelere, Hevrin Xeleflere binlerce kez selam olsun.”

Wan belediyesinin gasp edilmesine de değinen Tülay Hatimoğulları, “Wan halkı, Türkiye ve Kürdistan’ın onuru ve gururudur. Türkiye’nin hiç bir yerinde hiç bir siyasi partinin başaramadığını sizler başardınız. Sizler seçimlerde 14’de 14 yaparak tüm dünyaya örnek olan bir kent oldunuz. Gelen kayyım da geçmiştekiler gibi ilk müdahaleyi kadınların dişiyle, tırnağıyla elde ettiği kazanımlara yönelik yapmıştır.” dedi. 

ÖZERK YÖNETİM, ORTADOĞU'YA MODEL OLMALI

Suriye’de Alevilere karşı yapılan katliamlara tepki gösteren Tülay Hatimoğulları, şunları ifade etti: “Suriye’deki Aleviler, tarihin gördüğü en büyük katliamla karşı karşıya. Wan’dan Kürt kadınlarıyla, Türk kadınlarıyla beraber Suriye'de yaşayan bütün Alevi canlarımızla dayanışma içindeyiz. Suriye’de hala sınır ötesi operasyonlar devam ediyor. Rojava’da Kobanê’ye yakın köylerin bombalandığı haberlerini alıyoruz. Tişrîn Barajı’na dönük yapılan operasyonların haberlerini alıyoruz, sivillerin katledildiği haberleri hala geliyor. Bir an önce demokratik Suriye Cumhuriyeti’nin alt yapısı sağlanmalıdır. Orada oluşan Özerk Yönetim tüm Ortadoğu’ya model olması gerekir. Savaşın ve çatışmanın bu kadar yoğunlaştığı bir dönemde Sayın Abdullah Öcalan, tarihi bir çıkışa imza atmıştır. Sayın Öcalan, ‘Barış ve Demokratik Toplum’ çağrısında savaşlara karşı önemli bir reçete sunmuştur. Türkiye’de Kürt sorununun barışçıl ve demokratik bir zeminde çözülmesi için mesajını vermiştir. Buradan hep beraber ‘Sayın Öcalan çağrın baş göz üstünedir’ diyoruz. Bu çağrı kadınlar için Rönesans’tır.   

SONUNA KADAR MÜCADELE

Ortaçağ’da kadınlar ‘cadı’ diye yakıldı. Bitkileri kaynatıp hastalara şifa veren kadınları büyücü diye yaktılar. Ama rönesans ile birlikte kadın mücadelesinin önü açıldı ve kadın hareketi çok büyümüştür tarihte. İşte Sayın Öcalan tam da bunu ifade etmektedir. Bizler de bilime, ilime, kültürel gelişmelere ve kendi kültürümüze sahip çıkan bir yerden aynı zamanda bedenimize,, emeğimize ve kimliğimize sahip çıkan bir yerden Sayın Öcalan’ın mücadelesini ve çağrısını sahipleniyoruz. Sayın Öcalan’ın  önemli mesajlarından biri de Türkiye’de Kürtler ile Türkiye’de yaşayan bütün farklı halklar ve inançların kendi öz örgütlenmelerini sağlaması, bütün toplumsal dinamiklerin başta kadınlar olmak üzere bütün özgürlük alanlarına sahip çıkması ve örgütlenmesidir. Demokratik Cumhuriyet tezinin toplum tarafından sahiplenilmesi, örgütlenmesi vurgusunu önemle yapmıştır. Bizler de DEM Parti ve  Kadın Meclisi, kadın hareketi olarak demokratik bir cumhuriyetin inşası için dün olduğu gibi bugün de mücadelemizi sonuna kadar devam ettireceğiz.”  

Konuşmanın ardından Jin Ma grubu sahne aldı.