İktidar kavgasından dolayı Kerkük bu halde
Raperîn sürecinde yer alan Yazar Raber Reşîd, “Özgürleştirildikten 31 yıl sonra Kerkük’ün yeniden işgal edilmesinin, Kürt egemenlerinin kendi aralarındaki iktidar kavgasından kaynaklandığını söyledi.
Raperîn sürecinde yer alan Yazar Raber Reşîd, “Özgürleştirildikten 31 yıl sonra Kerkük’ün yeniden işgal edilmesinin, Kürt egemenlerinin kendi aralarındaki iktidar kavgasından kaynaklandığını söyledi.
1991 Ayaklanmasına katılan ve Kerkük şehrinin önde gelen isimlerinden Yazar Raber Reşîd, Raperîn ve özgürlüğün 31. yıl dönümü vesilesiyle ayaklanma hazırlık sürecindeki olayları, Baas rejiminin Kerkük'e ve genel olarak Güney Kürdistan'a yönelik saldırısını, Güney Kürdistan'dan kitlesel insan göçünü, Kürt hükümeti döneminde 2003'ten sonra Kerkük'teki siyasi durumu ve 16 Ekim 2017 olaylarından sonra Kürtlerin mevcut durumu hakkında ANF'ye konuştu.
BAZI LİDERLER YURT DIŞINA KAÇMAK İÇİN YARIŞA GİRDİ
Güney Kürdistan halkının Baas rejimine karşı gelişen Raperîn (Ayaklanma) sürecine değinen Raber Reşîd, “1988'den sonra silahlı gücün büyük bir bölümü İran'a geçti ve bir bölümü de Baas rejimine teslim olmak zorunda kaldığını söyleyerek dağıldı. Çünkü yaşamaya güçleri kalmamıştı. Ne yazık ki bazı liderler yurtdışına çıkmak için yarıştı ve devrimden ayrıldı. Bu olaylar sırasında Saddam Hüseyin rejimi 2 Ağustos 1990'da Kuveyt'e saldırdı ve burayı işgal etti. Bu aynı zamanda bölgede çok hassas bir dönemece yol açtı. Bu olaydan sonra Pêşmerge güçleri 1991 baharına kadar toparlandı” dedi.
BAAS KASABANIN ERKEKLERİNİ TUTUKLADI
Aynı zamanda bir Dêrîn Pêşmergeleri üyesi olan Raber Reşîd, kendisinin de içinde yer aldığı savaşa işaret ederek, şunları anlattı: “Raperîn sırasında Kerkük'ün Pirdê bölgesindeydim. Pirdê kasabasının gençleri ve sadık vatandaşları yardımıyla çok sayıda Dêrîn Pêşmergesi 11 Mart günü saat 6'da pêşmerge güçlerini Kerkük'e kaydırmaya çalıştı, ancak pêşmerge saflarının birlik olmaması ve Baas'ın şiddetli savunması nedeniyle çok şehit verdik. 19-20 Mart gecesi, Rehîmava mahallesine ilk girdikleri ve mahallenin kurtarıldığı günlerde, olaylar sırasında Ali Kimyewi olarak bilinen Elî Hesen Mecîd, pêşmerge güçlerine yardım etmemeleri için kasabanın gençlerini ve erkeklerini tutukladı. O zaman Kürdistan Cephesi, her iki taraftaki tüm güçlerin sürece katılması için kuruldu.
KERKÜK'Ü KURTARMAK İÇİN ROJHILAT'TAN GELMİŞTİ
19-20 Mart'ta Rehimava mahallesinde, Şii Partisi müttefikleriyle Kerkük'ü kurtarmak için gelen Rojhilatlı bir şehidin de aralarında bulunduğu çok sayıda şehit verdik. Adı Adil Rojhilatî'ydi, ruhu şad olsun. Rehimava bölgesinden Kerkük'e gelen pêşmergeler, anne ve kardeşlerinin çığlıkları nedeniyle ağladıklarını bildirdi. Kerkük'ün erkekleri ve gençleri tutuklandığında bile Kerkük'ün kadınları Pêşmerge'nin Baas hükümetine saldırmasının yolunu gösterdi. Kerkük tamamen kurtarılamadı, çünkü Irak güçleri Halid Üssü'nde savaşıyordu ve orada çok şehit verdik. Ancak Kürt devrimi tarihinde ilk kez özgürleştiğini söyleyebiliriz.”
'BAŞLANGIÇTA RAPERİN’İN GELECEĞİNİN AYDINLIK OLMAYACAĞINI DÜŞÜNDÜK'
Kerkük'ü özgürleştirme planı Pirdê'de hazırlanmıştı ama ne yazık ki Raperîn’in başlangıcından itibaren biz yarı deneyime sahip bir halk olarak geleceğinin olmayacağını hissettik. Çünkü her güç, kendi kazancı için; araç, mermi ve daha birçok şeyi kendisi için topluyordu. Saddam Hüseyin liderliğindeki Baas rejimi, güney Irak'taki devrimi ezdikten sonra Kerkük'e asker ve güvenlik güçleri gönderdi. Pêşmerge güçleri de geri çekilmek zorunda kaldı. Ne yazık ki Kerkük halkı büyük zarar gördü ve bunun sonucunda Güney Kürdistan halkı göç etti. "Uluslararası güçler bölgeye girdi ve Güney Kürdistan'ı savunmak için 36. Paralel hattını inşa etti.
'KÜRT EGEMENLERİN YANLIŞ POLİTİKALARI SONUCU YENİDEN İŞGAL EDİLDİ'
Kerkük'ün kurtarılmasından 31 yıl sonra ve bir kez daha Irak ordusu tarafından işgal edilmesi ve Kürt vatandaşlarına çeşitli sebeplerle hakaret edilmesi, Kerkük'teki Kürt güçlerinin aralarındaki çelişkilerinden kaynaklanıyor. Başından beri Kerkük'teki durumun bugünkü gibi olmasını isteyen bir güç vardı ki (PDK), bunu kanıtlayacak en iyi delil; 16 Ekim olaylarından sonra Kerkük valiliğini ve meclisini almak için ciddi bir çaba göstermemesidir.
Kerkük'te 14 yıllık Kürt yönetiminden sonra Kürtler şimdi birçok şehir yönetiminden uzaklaştırıldı ve yerini Araplar aldı. Kentin oylarını iktidarları için bölüştüren Kürdistan bölgesinin yanlış siyaseti buna sebep oldu. Bu yanlış politika Kerkük'ün kaderini bugüne getirdi" dedi.