'Önder Apo ölüm döşeğindeki halkı diriltti'

1994 yılında Abdullah Öcalan ile görüşen Silêman Hemkê Delî, “Önder Apo, ölü olan bir halkı diriltti. Ölüm döşeğinde olan bir halka son nefesinde yaşam fırsatı sundu” dedi.

Halklar, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 1979-1998 yıllarında Suriye’de bulunduğu süreçte Abdullah Öcalan ile görüşmek için Şam ve Lübnan’a yönünü çevirir. Silêman Hemkê Delî de Abdullah Öcalan ile görüşme fırsatı elde edenlerden.

 Silêman Hemkê Delî hem PKK ile tanışmasını hem de Abdullah Öcalan ile görüştüğü anı anlattı.

 ‘HALKIN KURTARICILARI OLDUĞUNU ANLADIM’

1986 yılında PKK ile tanışan Silêman Hemkê Delî, PKK kadrolarının evlerine ziyarette bulunmasıyla PKK ile tanıştığını, özellikle Şehit Ali Dirêj’in sık sık evlerine ziyarette bulunmasının PKK ile daha sıkı bağlılık kurmalarına vesile olduğunu söylüyor.

Silêman Hemkê Delî o yılları şöyle anlatıyor: “1986 yılında Apocu Hareketi, partinin kadroları aracılığı ile tanıdım. O süreçlerde bir partiye bağlılığımız yoktu. Parti kadroları evimize gelip gidiyordu. Normal insanlar gibi değillerdi. Oturuşları kalkışları  farklıydı. Onların bu halkın kurtarıcıları olduğunu o an anladım. O günden itibaren hemen hemen her gün arkadaşlar evimize geliyordu ve biz de artık çalışmalara dahil olmuştuk.”

PKK içerisinde dikkatini çeken özelliklerden birinin ahlak olduğunu belirten Silêman Hemkê Delî, Kürt halkı ve Kürdistan’ın içinde bulunduğu ortamın tahlil edilmesiyle de ikna olduğunu dile getiriyor.

‘KURTULUŞ YOLUNU PKK’DE BULDUK’

Birçok kitap okuyup araştırma yaptığını söyleyen Silêman Hemkê Delî, Abdullah Öcalan ile tarihin hakikatlerinin gün yüzüne çıktığını ve Kürt halkının gözünü açtığını belirtiyor.

Kürt halkının özgürlüğüne kavuşması için Abdullah Öcalan'ın varlığının etkisine ise şu şeklide değiniyor: “Apocu hareket ile kendimiz tanıdık. Varlığımızı tanıdık. Bizim de topraklarımızın olduğunu anladık, öğrendik. Yüzyıllardır işgal altında olan topraklarımızın özgürleştirilmesi kanaatine vardık. Kurtuluş yolunu bulduk.”

ABDULLAH ÖCALAN İLE GÖRÜŞÜR

Abdullah Öcalan’a ait birçok kaset dinlediğini ancak onu birebir görmek için çok ısrar ettiğini ifade eden Silêman Hemkê Delî, "Israrımla Önderliği görmeye gittim. İlk buluşmam 1991’de Lübnan’da oldu. 15 Ağustos’tu. Çok kalabalıktı. Yakından görme şansım olmadı ama 11 Ekim 1994’te yaklaşık 40 kişi ile beraber Önder Apo’yu görmeye gittik. Önder Apo halktan bir grup istemişti ve ben de 2’nci kez Önder Apo’yu görme şansı elde ettim" diyor ve anlatıyor:

‘ÖNDER APO HALKIN DUYGULARININ SESİYDİ’

"Önder Apo’nun ilk on dakika ne konuştuğunu hiç hatırlamıyorum. Çok heyecanlıydım, heyecandan titriyordum. Farklı bir kişiliği vardı. Hepimiz sıraya dizilmiştik. Önder Apo içeri girdi ve tek tek selam verdi. İsimlerimizi sordu. Yaklaşık 6-7 saat konuştu. Giderken de tek tek vedalaştı. Bir arkadaş ‘Yaşasın Kürdistan İşçi Partisi’nin Başkanı’ dedi. Teker teker isimlerimizi soran Önder Apo, ondan sonra hiç  unutmamıştı. Önder Apo da ‘Yaşasın Evdeyê Hemo’ dedi. O kadar yolu beraber  gelmemize rağmen biz o arkadaşın adını bilmiyorduk ama Önder Apo bir kez arkadaşın adı sordu ve bir daha unutmadı. Yine Avrupa’dan bir aile Önderliği ziyarete gelmişti; çocuklarını soruyor, haber alamadıklarını söylüyordu. Önderlik o arkadaşı da hatırladı. Aileye çocuklarının durumunun iyi ve Gabar’da olduğunu söyledi. Önderlik böyle bir kişiydi. İnsanlara kıymet veriyordu, unutmuyordu, hafızası çok diriydi. Soru sormaya bile ihtiyaç duymuyorduk. Çünkü merak ettiğimiz her şeyi kendisi dile getiriyordu. Bize cevap oluyordu. Önder Apo, halkın acılarının, sorularının, duygu ve düşüncelerinin sesiydi.”

 ‘KENDİMİZİ BORÇLU HİSSEDİYORDUK’

“Önder Apo’nun yanından dönen evinde oturmuyor, halkın içine karışarak Önderliği halka anlatıyordu. Kendimizi borçlu hissediyorduk” diyor ve Abdullah Öcalan’a olan bağlılığını şöyle ifade ediyor: “Önder Apo’nun paradigması sayesinde Kürt halkı derin ölüm uykusundan uyandı. Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü için emek vermeliyiz. Önder Apo’nun halklar uğruna verdiği emek ve mücadeleyi kimse daha vermedi. Önder Apo, ölü olan bir halkı diriltti. Ölüm döşeğinde olan bir halka son nefesinde yaşam fırsatı sundu.”