İran devleti tarafından 17 Temmuz 2018 yılında tarafından katledilen Doğu Kürdistan İnsan Hakları Örgütü üyesi Îqbal Muradî'nin eşi ve ondan 7 hafta sonra; 8 Eylül 2018'de yine İran devleti tarafından idam edilen Kürt siyasi tutsak Zanyar Muradî'nin annesi Emîne Muradî, Türk devletinin 6 Ağustos günü Qamişlo'ya yönelik saldırısında şehit düşen Komelgeha Demokratîk û Azad a Rojhilatê Kurdistanê (KODAR) Yürütme Konseyi Üyesi Yûsif Rebanî'ye (Rêzan Cawid) ilişkin konuştu.
Kürdistan özgürlük şehitlerini anan Emîne Muradî, şunları ifade etti: "Kürt halkının ve gerillanın başı sağolsun. Kürdistan dağlarında gerillalar şehitlerin intikamını almak için direniyor. Kürdistan'ın özgürlüğü için direnen, mücadele edenlerden biri de şehit Rêzan Cawid'di. Şehit Rêzan'ı gördüğüm ilk gün bana büyük umut ve güç vermişti. O hem benim hem de Kürt halkının komutanıydı. Şehit Zanyar tutsak iken Rêzan bana, 'Dayê sabırlı ol ve başını dik tut' derdi. Biz de başımızı her zaman dik tuttuk. Şehit annesi olarak çocuklarımızla her zaman gurur duyuyoruz. Çünkü çocuklarımız Kürdistan toprakları için canlarını verdiler. Heval Rêzan Cawid'in annesi de böyle bir evlat yetiştirdiği için ne kadar gurur duysa azdır. Heval Rêzan çok genç yaşlarda yönünü dağlara verdi, yıllarca halkı ve ülkesi için mücadele etti. Şehit düşene kadar da direnişini sürdürdü. Şehit olduğunu duyduğumda yüreğimden bir parça koptu. Bir şehit eşi ve şehit annesi olarak heval Rêzan ile gurur duyuyorum."
ARTIK YETER
Kürt düşmanlarının Kürtleri katletmek için sürekli saldırı halinde olduklarını belirten Emîne Muradî, tepkisini şöyle ifade etti: "Kürt düşmanları her gün, her yere bomba yağdırıyor. Rojava, Başur ve Bakur hergün bombalanıyor. Elbette bu saldırıların amacı sadece Kürdistan topraklarını işgal etmek değildir. Amaçları Kürt halkını yok etmektir. Dört parça Kürdistan'ın birleşeceğinden ve Kürtlerin haklarını alacağından korkan düşman, sürekli kirli plan ve projeler peşinde. Egemen güçler de bu kirli savaşı yürüten Türk devletini destekliyorlar. Onların desteği olmasaydı, işgalci Türk devletinin uçakları Kürdistan üzerinden uçmaz ve bu vahşi saldırılar gerçekleşmezdi.
Tüm uluslararası kurumlara, insan hakları derneklerine çağrımdır; artık yeter. Kürt halkı olarak kimsenin toprağını işgal etmedik, talan etmedik. Toprağı işgal edilenler de, katledilenler de biziz. BM ve tüm insan hakları örgütleri bu saldırılar karşısında bir tutum sergilemeli ve engel olmalıdır. Ne zamana kadar ülkemiz ve çocuklarımız bu saldırılara maruz kalacak, Kürt halkı ne zamana kadar katledilecek?"