Dengê Welat radyosuna konuşan Halk Savunma Merkezi (HSM) Karargah Komutanlarından Amed Malazgirt, Türk devletinin Medya Savunma Alanlarına yönelik başlattığı işgal saldırılarını, KDP'nin ihanetini ve gerillanın sergilediği direnişi Denge Welat radyosuna değerlendirdi.
Türk devletinin 2015 yılından bu yana Medya Savunma Alanları'na yönelik saldırılarını aralıksız devam ettirdiğini söyleyen Amed Malazgirt, gerillanın da fedai bir ruhla bu saldırılara cevap verdiğini belirtti. İşgal operasyonlarına karşı gerillanın etkili eylemler yaptığını vurgulayan Malazgirt, bundan dolayı düşmanın Kürdistan topraklarını öyle rahat rahat işgal edemeyeceğini kaydetti.
YASAKLI SİLAHLARI NATO VERDİ
Düşmanın 2021 yılında tekrar Avaşîn'e yönelik büyük bir saldırı başlattığını hatırlatan Malazgirt, "Bu saldırının amacı Zap ve Avaşîn'i bir an önce işgal edip Güney Kürdistan'ın diğer alanlarına yönelmekti. PKK gerillaları da Bazên Zagrosê hamlesi ile düşmanın operasyonuna cevap verdi. Türk devletinin işgaline bu şekilde engel oldular. Avaşîn bölgesinde düşman aylarca saldırmasına rağmen bazı tepelere giremedi. Daha sonra kimyasal silah kullanarak sonuç almak istedi ama gerilla direnişi karşısında yine amacına ulaşamadı. Belli ki düşman 2021 yılını yeniden değerlendirmiş ve bunun sonucunda kendisine sahte zaferler yaratmak için NATO ile Avrupa devletlerinden Kürt gençlerine saldırı onayını tekrar almıştır. Gerillaya karşı savaşta kullanmak için de dışarıdan birçok teknik silah aldı.
NATO eli ile Türk devletine yasak silahlar verildi. Bu operasyonda kullanılacak olan silahların hepsi önceden hazırlandı. Bu büyük hazırlıkların ardından 14 Nisan'dan 17 Nisan'a kadar savaş uçakları ile, en geliştirilmiş silahlarla hava operasyonu başlattı. Bütün alanları sabah akşam bombardımana tuttu. Düşman hava saldırılarının ardından 17 Nisan'da savaş uçaklarının desteği ile bir çok alana asker indirmek istedi. Arkadaşlarımız hiç bir alanda helikopter ile asker indirmesine müsaade etmedi. Arkadaşlar ellerindeki silahlarla düşmana büyük cevap verdi. Bu da düşmanın bazı alanlardan geri çekilmesini de sağladı. Düşman hakimiyetimizin olmadığı birkaç alana askerlerini indirdi.
Düşman, Şêladizê hattında Kurojahro alanına askerlerini indirdi. Buna da ihanetçi ve işbirlikçi güçler öncülük etti. Şu an Kurojahro alanında, Çiyayê Reş, Şikefta Birîndara Karker, Avaşîn, Küçük Cîlo, Werxelê hattında büyük bir savaş veriliyor. Düşman stratejik birkaç tepeyi kontrol altına almak istiyor, arkadaşlarımız da buna karşı gece gündüz büyük bir fedakarlıkla direniyor. Sırtını tekniğe dayayan Türk devleti, gerillanın karşısına çıkıp direnemeyeceğini hesap ediyordu. Fakat unuttuğu bir şey vardı; savaş başladığı an teknik olarak ne kadar güçlü olursa olsunlar, PKK gerillası da Zîlanların, Egîdlerin fedai ruhu ile ne bedel ödemesi gerekiyorsa öder ve büyük bir direniş sergiler. Bundan dolayı 8 gündür düşmanın amacına ulaşmaması için gerilla amansız bir mücadele veriyor" diye konuştu.
TÜRK DEVLETİNİN KİMYASAL SİLAH KULLANIMINA GÖZ YUMUYORLAR
8 gündür devam eden işgal saldırılarında en az 218 Türk askerinin öldüğünü tespit ettiklerini belirten Malazgirt, 30 askerin de yaralandığı bilgisini paylaştı. Kendilerinin de bu savaşta büyük bedeller ödediklerinin altını çizen Malazgirt devamla şunları belirtti: "8 gündür devam eden saldırılarda çok değerli arkadaşlarımız da şehit düştü. 17 arkadaşımızın şehit düştüğünü tespit ettik. Savaşın yoğunluğundan dolayı 2 timimiz ile de bağlantımız kopmuş durumda. Şehit düşen bazı arkadaşlarımızın bilgilerini basın ile paylaştık, diğer şehit arkadaşlarımızla ilgili bilgileri de önümüzdeki günlerde paylaşacağız. Halkımız çok büyük bir savaşın yürütüldüğünü ve düşmanın da ciddi darbeler yediğini bilmelidir.
Sonuç almak isteyen düşman, bölgede yasak ve kimyasal silah kullanıyor. Geçen sene Avaşîn'de zehirli gazlar kullanan düşman, şimdi de stratejik alanlarda direnen arkadaşlarımıza karşı zehirli gazlar kullanıyor. Örneğin kullandıkları zehirli gazlardan bir tanesinden sarı dumanlar çıkıyor, insanı bayıltıyor. Yine başka bir zehirli gazdan simsiyah bir duman çıkıyor. Düşman çok kötü kimyasal silahlar kullanıyor. Türk devleti elindeki kimyasal silahları başka bir devlete karşı kullansaydı tüm dünya ayağa kalkardı. Fakat Türk devleti NATO'nun şımarık üyesidir ve konum olarak bazı avantajları var. PKK'yi yok etmek için her ülkeye taviz veriyor. Bundan dolayı başta Avrupa devletleri ve bölgesel güçler kimyasal silah kullanımına göz yumuyor. Bu yüzden yurtsever insanlarımız, Kürdistan halkımız, başta Bakur özellikle Kürdistan'ın kalbi Amed, evlatlarına sahip çıkmalıdır. Herkes inisiyatif alıp bu işgale karşı ayaklanmalıdır. Süleyman Soylu, Bakur'da PKK'yi bitirdiklerini, kalanları iradesizleştirdiklerini söyleyip, kendilerini satan bazı kişilikleri de basına çıkarıp "biz Türk'üz" dedirterek kendilerini başarılı göstermeye çalışıyorlar.
HALKIMIZ GERİLLANIN YÜKÜNÜ AZALTMALIDIR
Bakur başta olmak üzere dört parça Kürdistan halkı çok iyi bilsin ki, şu an Zap, Avaşîn alanlarında yürütülen savaş Ukrayna'daki savaştan daha büyüktür. Çünkü Türk devleti hiç kimseyi dinlemiyor, ne kadar yasak, kimyasal silah varsa kullanıyor. Gerillanın ihtiyacı halkın bu davaya sahip çıkmasıdır. Elbette gerilla savaş başladığından bu yana Kürt halkının dört parça Kürdistan'da, Avrupa'da ayakta olduğunu biliyor. Doğrudur ama yeterli değildir. Özellikle Bakur'da. Zaten tutuklama, zindana atma, saldırı, zindanda katletme var. Başka kaybedecek neyimiz var ki! Halkımız alanlara çıkmalı. Özellikle Bakur ve Amed halkı Kürdistan'ın her parçasına öncülük etmelidir. Kürt halkından ve gençlerinden beklentimiz bu yöndedir. Bazı kesimler ihanetçi ve işbirlikçilerin ağzı ile konuşuyor, işte Bakur'da yeterince acı çekildi bu yüzden diyorlar. Hayır öyle değil. Bu yönlendirmedir.
"Kürt ve Kürdistan davasının başarıya ulaşmasını isteyen şeref ve vicdan sahibi insanlar gerillaya sahip çıkmak için elinden ne geliyorsa yapmalıdır" diyen HSM Karargah Komutanlarından Amed Malazgirt konuşmasını şu sözler sonlandırdı: "Düşman hem bu halkın evlatlarını şehit ediyor, hem ona terörist diyor, hem de Türk-Kürt kardeştir diyor. Bu nasıl bir iştir? Türk devletinin de acı çekmesi lazım. Yani savaş Türkiye'nin içine sıçramalıdır. Ne gerekiyorsa o yapılmalıdır. Yakmadan, öldürmeye, kim bu işgalci Türk devletine zarar verebiliyorsa, yani kimin elinden ne geliyorsa yapmalıdır.
Bizler inancımızı Rêber Apo çizgisinden almışız. Yurtsever insanlarımızı işgalci devletin zindanlarında şehit düşüyorlar. Gardiyanlar tarafından saldırıya uğruyorlar. O gardiyanların nerede yaşadıkları, evleri, nerede gezdikleri belli. Nasıl serbest dolaşabiliyorlar? Ya da bu polislerin, jandarmaların adresleri, malları, mülkleri belli. Nasıl serbest hareket ediyorlar? 1990'lı yıllarda bile Türk devleti o kadar vahşice saldırmasına rağmen düşman Kürdistan'da öyle rahat yaşayamazdı. Şu an o dönemden daha kötü olmalıdır. Zaten Erdoğan bu yaklaşımdan cesaret alarak bu kadar kudurmuş durumda. Yüreği yanan her Kürt düşmana zarar vermelidir ki onların da yüreği yansın. Kürt gençleri bu noktada düşmana cevap vermeli ve gerillanın yükünü azaltmalıdır. Geç olmadan savaş Bakur'un her alanında yürütülmelidir. Hatta Türkiye metropollerinde ve Kürdistan'ın diğer parçalarında da Kürt halkı düşmana karşı tavır almalıdır.
KAZANAN PKK VE KÜRDİSTAN HALKI OLACAKTIR
Türk devletinin geçmişte yaptıkları vahşetten dolayı Türk ordusundan korkanların olduğunu biliyor. Fakat Türk devletinden korkmayanlar özgür, yurtsever Kürtler ve PKK gerillasıdır. Türk devleti bunu çok iyi biliyor. Bundan dolayı bu iradeyi kırmak için elinden ne geliyorsa yapıyor. Kürt gerillası da, Kürdistan'ın evlatları da ne olursa olsun boyun eğmeyecektir, diz çökmeyecektir, ölüm olacaksa da onurlu bir ölüm olacaktır Kürt ve Kürdistan için. Bu savaşta yaşanan şehadetler bizler ve Kürt halkın için bir onurdur. Kürt halkı çocukları ile gurur duyuyor. Türk devleti nasıl ki bu savaş için bütün kurumlarını, basını, medyayı seferber ettiyse, hatta muhalefeti bile tek çizgiye getirdi ise, kendisine Kürdüm, hangi parçadan olursa olsun Kürdistanlıyım diyen herkes birlik olmalı ve işgale karşı durmalıdır. Kürt ve Kürdistanlı herkesin görevidir bu.
Sonuç ne olursa olsun, bazı ağır bedeller de ödeyeceğiz ki şimdi de ödüyoruz, kazanan PKK gerillası, Kürt ve Kürdistan halkı olacaktır. Bu yüzden savaş mevzilerinde zor koşullarda, uyumadan, dinlenmeden gece gündüz direnen, mücadele eden gerillayı selamlıyoruz. Yine dört parçadaki halkımız, Avrupa'daki halkımız ve dostlarımız sabah akşam ayakta, gerillaya sahip çıkıyorlar. Onları da selamlıyor ve başarılar diliyoruz.