Bin 250 rakımlı Bagok, Nusaybin ile Midyat arasında başlayıp İdil'e kadar uzanan küçük bir dağ silsilesidir. Kürdistan’ı parçalayan üç sınır bölgesine yakın olduğu için de stratejik öneme sahiptir. Bagok’un zirvesinden bakıldığında Mardin'in kalesi ile Nusaybin-Qamişlo’nun ışıklarını ve Şengal’in tepelerini görmek mümkün.
Meşe palamudu ağaçları ile bezeli olan bu dağın yamaçlarında binlerce yıl bölgenin kültürleri ve inançları iç içe yaşadı. Mezopotamya'nın en eski halklarından Süryaniler, bu dağa İzlo veya İzala adını veriyor. Süryanilerin kutsal mekanlarından Mor Evgin Manastırı, Bagok’un eteklerinde bulunuyor. Süryanice “Tanrıya hizmet edenlerin dağı" anlamına gelen ve merkezi Midyat olan Süryani bölgesi Turabdin de, Bagok’un etrafındaki köy, kasaba ve ilçelerden oluşuyor.
Süryanilerin dışında, son yıllara kadar Bagok’un etrafında çok sayıda Êzidî köyü de vardı. Türk devletinin işbirlikçisi olan korucuların baskısı nedeniyle Bagoklu Êzidîler, 1980’li yıllardan itibaren buradaki yaşam alanlarını terk etmek zorunda kaldı. Êzidîler fermanlardan kurtulmak için çareyi bu dağda arıyordu. Yine Süryani-Asuri-Keldani halklarına yönelik 1915’te gerçekleştirilen ve adına “Seyfo” denilen soykırım sırasında da Süryaniler, Bagok’un eteklerine sığınarak kurtulmuştu.
BAGOK’TAKİ GERİLLA EĞİTİM DEVRESİ
Bagok, 1980’lerin ortasından sonra Kürdistan gerillasının üstlerinden biri haline geldi. 1988 yılının Mart ayında ise Kürdistan Halk Kurtuluş Ordusu (ARGK), saflarına katılan 30’a yakın yeni gerilla için bu dağın eteklerinde bir siyasi-askeri eğitim devresi başlattı. 20 gün süren eğitimi, ARGK komutanları Veli Yaşar (Delîl) ve Mustafa Kaplan (Kazım) veriyordu. 1983 yılında Kürt özgürlük mücadelesine katılan komutan Delîl, Botan ve Garzan'ın ardından gerilla adaylarının eğitimi için Bagok’ta bulunuyordu. Komutan Kazım ise 1980’li yılların ikinci yarısından itibaren Midyat ve Nusaybin civarında gerilla mücadelesinin geliştirilmesi ve halkın örgütlenmesinde öncülük eden isimlerden birisiydi.
1 Nisan 1988 günü sabahın erken saatlerinde yeni gerilla adayları için mezuniyet töreni düzenlendi. Serxwebûn gazetesinin arşivinde eğitim devresinden ve yemin töreninden iki farklı fotoğraf yer alıyor. İlk fotoğrafta büyük imkansızlıklar altında, meşe ağaçlarının gölgesinde gerillaların siyasi eğitim yaptığı görülüyor.
İkinci fotoğraf ise; sabahın ilk ışığında ARGK/ERNK bayrakları ve silahlara el basarak yapılan yemin törenine ait. Bu fotoğrafta komutan Delîl’in ayakta, komuta Kazım’ın ise oturarak yemin töreni hazırladığı görülüyor.
Bu fotoğrafın çekildiği anlarda Türk ordusu, 10 binden fazla askeri gücüyle Bagok’un etrafını sardı. Türk devlet güçleri zaten uzun süredir kalabalık bir ARGK müfrezesinin bölgede konumlandığından haberdardı. Bir ihbar sonucu eğitim kampının yerini de öğrenen Türk askerleri, günün ilk ışıklarında gerçekleşen eğitim töreni sırasında saldırıya geçti.
BAGOK, GERİLLA DİRENİŞİNİN ADI OLDU
Mardin ve Siirt’teki tugaylarda o gün bulunan bütün askeri gücüyle sarp kayalıklarla dolu Bagok’u kuşatmaya alan Türk ordusuna karşı, kimi tecrübeli kimi de ilk kez eline silah almış savaşçıların omuz omuza verip savaşa girmesinden başka çare yoktu.
İçlerinde Ayten Tekin (Rojîn) isimli tek bir kadın gerilla vardı. O, İzmir’den yola çıkıp 8 Mart 1988’de gerillaya katılmıştı. Fakat henüz çok yeni bir gerilla olmasına ve eğitimini henüz bitirmiş olmasına rağmen sergilediği direnişle gerilla müfrezesine moral olurken, çatışmalar bir gün, bir gece sürdü.
Çatışmaların ardından Türk medyası bir pilot binbaşı ile iki astsubayın ölümü dışında Türk ordusunun kayıplarını gizlemeye çalıştı, ancak gerillanın bu direnişi Türk devletinin çabalarına rağmen gizlenemeyecek kadar Botan ve Mardin’de büyük yankı yaptı.
ARGK’nin bilançosuna göre 200’e yakın Türk askerinin öldüğü bu çatışmada, gerillalar ellerindeki kıt imkanlara rağmen bir helikopteri de düşürmeyi başardı. Zira PKK’nin 1984 yılından bu yana öncülük ettiği silahlı mücadele tarihinde o güne kadar böylesine büyük bir çatışmaya yaşanmadı.
Bu savaşta 20 gerilla şehit düştü. Veli Yaşar (Delîl), Mustafa Kaplan (Kazım), Ayten Tekin gibi yeni savaşçı olan Bagok’ta o gün şu gerillalar şehit düştü: Yaşar Talay (Hemîd), Faysal Çatıkkaş (Îsa) Mehmet Musbah Yavuz, Cevat Yavuz (Şiyar), Emin Çevik (Yasin), Mehmet Kurt (Loqman) Nurişan Ay (Beşîr), Nesim Oral, Mehmet Emin Kaya (Dewran), Cemal Karakaş (Rustem), Veli Kumak (Şoreş), Mehmet Vahaç Doğan (Delîl), Koçero Gülmez (Diyar), Güney Kürdistan doğumlu Xebat, Nevaf Yıldırım (Celal), Bismil doğumlu Cuma ve Cizre doğumlu Cemal kod isimli gerillalar…
‘PKK’NİN DİRENİŞÇİ ÇİZGİSİNİN ALANDA UYGULANMASIYDI’
PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan, Bagok direnişini ve Kürdistan özgürlük gerillasının zorlu 1988 yılını “Bir Savaşın Anatomisi- Kürdistan’da askeri çizgi” isimli kitabında şöyle anlatıyor: “Bu dönemde gücümüzün önemli bir kısmı da Mardin ve Dersim eyaletlerinde bulunmaktadır. Özellikle Mardin alanında Sabri (Emin Aslan) arkadaşın büyük çabaları vardır. Gerilla savaş taktiklerini ve hareket tarzını oturtmak için adeta kendini adamıştır. 1988 yılında Bagok’ta girilen çatışmada içinde Battal ve Delîl Halfeti (Garzan sorumlusu) arkadaşların da bulunduğu 20 değerli devrimcinin şehadete ulaşması hareketimiz açısından büyük kayıp olmuştur. Bagok direnişinde gerilla saflarına henüz yeni katılmış olan Bingöllü Ayten Tekin arkadaş da kahramanca çatışarak şehit düşmüştür. Bu şehadetlerden sonra Sabri arkadaş, yanında bulunan 11 yoldaşla beraber şehit düşünce Mardin Eyaleti ağır bir darbe almıştır. Belki Mardin’de kayıplar yaşanmıştır ama PKK’nin özgürlükçü, ilerletici ve direnişçi karakterinin alanda uygulanması bir başarıdır. Aynı şekilde bu dönemde halka yaklaşımda doğru çizgisinin esas alınması da önemli kazanımlar doğurmuştur.”
Sadece Kürdistan’ın özgürlük gerillasının değil, aynı zamanda Kürt halkının sömürgecilere karşı verdiği direnişin de kritik süreçlerinden biri olan Bagok direnişi, sanatçı Hozan Dilgeş’in seslendirdiği “Li Bagokê” (Bagok’ta) türküsüyle hafızalara kazındı.