'Bana partiyi anlattılar, geldim'

Avaşîn, Çiya Amed için düşmandan intikam almanın ve bedel ödenmesi gereken bir yerdi. Durmadan çatıştıktan sonra adını Avaşîn’in maviliklerine yazdırdı.

Öfke ile sevinci bir arada yaşayan bir ifade taşırdı yüz çizgilerinde. Aynı zamanda bulutların dağılması dağılması gibi bir dinginlik…

Adı Barış’tı. Ülkesine hasret annesi, evladına bu misyonu yerine getirmesi için bu ismi seçmişti: Barış Tektaş, gerilladaki adıyla Çiya Amed…

Amed’de doğup büyüdü ve orada tanıdı onu mücadeleye sürükleyen partisini. Partiyi tanıdığı ilk dönemleri şöyle anlatmıştı: 

“Okula ilk gittiğimde çelişkiler başlamıştı. Kendi dilimizi konuşamıyorduk. Eve geliyordum ayrı bir dil, okula gidiyorum ayrı... Kaç kez gerillaya gitmek için uğraşsam da arkadaşlar her defasında ‘daha küçüksün’ diyorlardı. Ama düşman, küçük olduğumuza bakmadan işkence ediyordu. Hatta biz küçüklere daha çok yöneliyordu, işkence ediyordu. Ben de neden düşmanın işkencelerine katlanayım; benim olmayan, benim varlığımı kabul etmeyen bir sistemde kalıp yavaş yavaş kendimi kaybedeyim ki? Bu düşüncelerle gidip gerillaya katıldım.” 

DÜRÜST, GÖZÜPEKTİ

Gerillaya katılımını anlatırken en sade ifadelerle, tüm çıplaklığıyla Türkiye’deki Kürt ve Kürdistan halklarının gerçekliğini ortaya koyuyordu. Kimliğinin temsili olan dilini konuşamamak, kendi varlığını temsil eden kültürünü yaşayamamak, katılımının en büyük gerekçesiydi. Çiya, bu düzenin değişmesi gerektiğini ve bunun da kendi yolunu önce kendi eliyle çizmekten geçtiği gerçekliğini her gün yaşıyordu. Genç olmanın verdiği gözüpeklik, cesaret ve dürüstlük Çiya’yı şekillendirmişti. Gerillanın duruşu, yaşamı onu etkilemiş ve sarsmıştı.

'İŞTE YAŞAMAK İSTEDİĞİM BİR HAYAT' DEDİ

Devam ediyor anlatmaya: “Bana partiyi anlattıklarında geldim. Kendi gerçekliğimi ifade ediyordu gerillanın yaşamı. İşte benim istediğim hayat diyordum. Adaletli, savaşla kazanılan bir yaşamdan söz ediliyordu. Gerillanın yaşamda verdiği emek, halkın gerillaya yaklaşımı, gerillanın halka karşı saygısı, halk için bedel vermesi ölümü bile anlamlı kılıyordu. Koskoca bir sisteme başkaldırı adımı bizimkisi. Biz özgür yaşayalım diye kendilerini feda edenler, PKK’nin ideolojisi, Önder Apo’nun yıllardır verdiği emekler insanı borçlu kılıyordu.” 

“Bu partiyi anlattılar ve geldim” cümlesi, netliğin en yalın ifadesi. Dünyanın tüm çelişkilerine en net cevabı içeriyor. 

DURMADAN YÜRÜDÜ, TANIDIKÇA BAĞLANDI

Çiya, aldığı askeri eğitimlerle profesyonel bir gerilla oldu. Dürüst ve cesaretli duruşuna, askeri duruşun ciddiyet ve açıklığını, disiplinini ekledi, dimdik durdu. Avaşîn alanına gidip burada pratik tecrübe kazandı. Zagroslara gitmek, orada gerillayı destanlaştıran alanları, zorlukları, kahramanlıkları görüp tanımak istedi. Durmadan yürüdü. Tanıdıkça bağlandı, bağlandıkça profesyonelleşti. Enerjisini soğutmadan, bileğini zayıflatmadan düşmanın üzerine yürüdü. Gerillanın zorluklarıyla, kışın soğuğuyla, yazın serinliğiyle tanıştı.

ADINI AVAŞÎN’İN MAVİLİKLERİNE YAZDIRDI

1 Temmuz 2020’de, bir grup arkadaşıyla birlikte Zagros’un, maviliklerini doğaya dağıttığı alanlardan biri olan Avaşîn’de Tepê Xwedê ile Tepê Bayrak alanına bir görev için gitti. Burası onun için düşmandan intikam alınması ve bedel ödenmesi gereken bir yerdi. Durmadan çatıştıktan sonra adını Avaşîn’in maviliklerine yazdırdı.