Bayındır: Stratejik bir dönemdeyiz

Stratejik bir dönemden geçildiğini ve çalışmanın buna uygun olması gerektiğini belirten DBP Eşbaşkanı Bayındır, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın tarihsel rolünü oynayabileceği bir siyasi ve toplumsal atmosferin oluşturulmasının önemine işaret etti.

DBP Eşbaşkanı Keskin Bayındır, “Sayın Öcalan'ın özgürlüğünü hedefleyen bir mücadele gerçekliğimiz söz konusudur” dedi.

ANF’ye konuşan Eşbaşkan Bayındır, Kürt halkının iki dönemsel komplo sürecine maruz bırakıldığına işaret ederek, şunları söyledi: “Birincisi, cumhuriyetin kuruluşunda uluslararası güçlerin desteğiyle Kürtlerin dört parçaya bölünmesidir. Kürt mücadelesinin aslında Ortadoğu'daki dört ulus devlet tarafından dört parçaya ayrılmasıyla uluslararası anlamda Kürt mücadelesi komployla karşı karşıya kaldı. Sayın Öcalan’ın 1999’da Türkiye’ye teslim edilmesi de ikinci komplo süreciydi.”

TECRİT, AKP ZİHNİYETİYLE SÜRÜYOR

Bayındır, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın dört parça Kürdistan'da milyonlarca insanın, ulusal demokratik mücadelenin lideri olduğunu ifade ederek, ”Milyonlarca insan, bu gerçeklikle Sayın Öcalan'a baktı. Abdullah Öcalan'ın liderliğindeki özgürlük mücadelesiyle birinci komplo boşa düştü. 1999’dan bu yana da Abdullah Öcalan şahsında Kürt halkının özgürlük mücadelesini hedef alan uluslararası ikinci komplo, AKP iktidarıyla sürdürülmek isteniyor. Tecridin bu kadar işkence sistemi olarak derinleştirmesine, mutlak bir rejim haline getirilmesine karşı farklı dinamiklerin bu kadar sessiz ve tepkisiz olduğu gerçeğini bir araya getirdiğimizde, aslında arkasındaki ideolojik yaklaşımı çok açık bir şekilde görebilmek mümkündür” şeklinde konuştu.

ABDULLAH ÖCALAN’A BAĞLILIKTA GERİ ADIM YOK

İktidarın uluslararası güçlerin desteğini arkasına alarak Abdullah Öcalan üzerinde bu işkence sistemini devam ettirmek ve Kürt soykırımını tamamlamak isteğine karşı Abdullah Öcalan'ın özgürlüğünü hedefleyen bir mücadele gerçekliği de olduğunu belirten Bayındır, şöyle devam etti: “Kürt halkının özgürlük mücadelesinde Sayın Öcalan'ın stratejik ve önder rolü konusunda geri adım atılmadı. Toplum, Sayın Öcalan'a bağlılığını, çözüm gücü olduğunu ifade etmekten hiçbir şekilde imtina etmiyor. Bu konuda herhangi bir çekince de göstermiyor.

TÜRK DEVLETİ KENDİNİ GÜNCELLİYOR

Elbette ki bizler de tecrit politikasına karşı mücadelemizi yürütmekteyiz. İmralı işkence ve tecrit sisteminin anlamını ve derinliğini ele alıp tasfiye edilmesine yönelik mücadelemizi sürdürüyoruz. Bu yıl bizler açısından çok önemli bir yılı ifade ediyor. Yani Türk devletinin ideolojik aklının, inkâr aklının yüzyılı bitirip ikinci yüzyıla, yeni ideoloji, perspektifle kendisini yeniden restore etmeye çalıştığı bir döneme giriyoruz. Bu anlamıyla Türkiye inkâr ve soykırım zihniyetinin, Kürtleri tekrardan buna maruz bırakma aklıyla hareket ettiklerini biliyoruz. Örgütlü mücadeleyi dağıtma, tasfiye etme bağlamıyla kendisini yeniden yapılandırdığını, bütün dinamiklerini buna göre kurguladığını ve saldırılar organize etme politikasının köklü olduğunu biliyoruz.”

STRATEJİK YAKLAŞILMASI GEREKEN DÖNEM

Türkiye devrimci güçleriyle beraber 100 yıllık bu inkâr zihniyetine karşı bir mücadele geçmişlerinin söz konusu olduğunu belirten Bayındır, “Bütün çalışmalarımıza stratejik yaklaşmamız gereken bir yılın içerisindeyiz. Adeta Kürt halkının özgürlük mücadelesi ve Türkiye demokrasisinin devrimci güçlerin geleceği bağlamında stratejik ve kader tayin edici bir yıldır. Bu anlamıyla  Sayın Öcalan'ın devreye girmesi, üzerinde uygulanan tecridin tasfiye edilmesi ve rolünü oynayabilme, öncülük edebilme pozisyonunu tekrardan aktüel bir şekilde yakalama bağlamında bizlerin mücadelesi çok stratejiktir. Halkların geleceği açısından çok stratejik bir konumda ve pozisyonda duruyoruz” şeklinde konuştu.

ABDULLAH ÖCALAN’IN STRATEJİK ROLÜ VAR

Mücadele gelenek ve dinamiklerine kendilerini her yönüyle dayandırmaları gereken bir dönem içerisinden geçtiklerini belirten Bayındır, şunları ekledi: “Bu bağlamıyla böylesi kararlılıkla, böylesi tarihsel gerçekle mücadele etmemiz gerekiyor. Başta İmralı işkence sistemi olmak üzere Kürt sorununun çözümünde Sayın Öcalan'ın stratejik rolünün açığa çıkacağı ve tarihsel rolünü oynayabileceği bir siyasi ve toplumsal atmosferin yaratılacağına inanıyorum. Kürt Özgürlük Hareketi’nin, Kürt demokratik siyasi hareketinin ve Kürt halkının özgürlük öncü mücadelesi ve bununla beraber Türkiye demokrasi ve devrimci mücadelenin öncü güçlerini bu anlamıyla bir noktada buluşturabilirsek; çok yakın bir zamanda sonuç alabilecek bir noktaya evrileceğimize inanıyorum.”