Avaşîn’in direniş alanı Mamreşo’nun kahraman, fedai komutanlarından Şehit Serhed Giravî’nin Türk işgal güçlerini kast ederek yoldaşlarına telsiz üzeri söylediği “Zaten biz de onları arıyorduk, kendi ayaklarıyla geldiler’ sözleri, hafızalarımızda yer etti.
Söylediklerinin üzerinden çok zaman geçmedi. Fakat kimyasaldan medet umarak tarihin en kirli savaşlarından birini yürüten işgalci, faşist Türk devletinin PKK karşısında verdiği savaşın üzerinden tam 50 yıl geçti. Tam 50 yıldır ucuza satılan bir ülke, tam 50 yıldır ekmeği çalınan bir Türkiye halkı ve tam 50 yıldır bu çirkin savaşı her geçen gün daha da çirkinleştiren emperyal çıkarlar.
Kürtler, dili Kürtçe olan bir halktır. Kürtler, misafirperverlikleriyle binlerce medeniyete kapılarını açmış, çok kültürlülüğü bağrında büyüten misafirperver bir halktır. Kürtler, neolitikten kalma saflıkları, duygusallıklarıyla komşularına asla zarar vermemiş, insanca yaşam kültürüne sahip bir halktır. Kürtler, ağzından çıkanı söz bilen, özü sözü tam bir halktır. Kürtler, adı Kurdistan olan ülkelerinde özgürce yaşamak isteyen bir halktır.
Kürtler, merttir, yiğittir ve misafirperverdir. Kürtler, adına Zagros denilen yüksek dağları olan yüksek bir yaşam felsefesine sahip özgür ruhlu bir halktır.
Kürtlerin özgürlüğüne göz koyan olursa bunun karşısında isyana kalkmaktan çekinmeyecek kadar, bağrında yetiştikleri dağlara benzeyen, başı dağ zirveleri kadar dik, isyancı bir halktır. Kürtler, özgürlüklerini korumak için dağlara çıkan, özgür yaşam dışında kalan tüm yaşam seçeneklerini onursuzluk sayan, onurlu bir halktır. Kürtler dağ zirvelerinde özgürlüğü duyumsamış, yüksekleri seven dağlı bir halktır.
Özgürlük isyancısı Kürtlerin dağları şimdi Türk istilası altındadır. Ve dağlı olan bu halkın savaşçı yiğitleri, bu istilayı durdurmak için dağlarının zirvelerinde düşmanlarıyla amansız bir dövüş içinde.
Kürt dağları tarihte egemenlere hiçbir zaman mekan olmamış ve onlara asla geçit vermemiştir. Çünkü bu dağlar tarihin her safhasında fedailere yuva olmuştur.
Bugün, Kürdistan dağlarını canlarını bedel vererek koruyanlar, tarihin fedaileridir. Zamanı gelince ortaya çıkan, karanlığı, zulmü ve köleliği yenen özgürlük fedaileridir onlar.
Şimdi yine ceng meydanında onlar var.
Kürt dağlarını istilaya gelenler, yine karşılarında bu dağların fedailerini buldu. Tarih bir kez daha tekerrür etti. Nasıl ki binlerce yıldır istilacılar, bu dağlara her hücum etmeye cüret ettiğinde dağların heybeti ve savaşçı yiğitleri karşısında akıllarını kaçırdılarsa bugün de aynısı olmaktadır. Yoksa nasıl açıklanabilir bir devletin kendi askerlerini bombalaması ya da cenazelerini uçurumlardan atması?
Türk istilacılarının sonu da diğerlerine benziyor. Diğerleri nasıl korkarak, çıldırarak kaçıp gittiyse bunlar da öyle kaçıp gidiyorlar.
Ve bu savaş öyle bir savaştır ki, asla unutulmayacaktır. Fedailerin intikamı ağır olur. Tarih bir kez daha tekerrür ediyor. Yakında Ninova’dan, Şengal’e tüm Ortadoğu, bu dağlardan doğan güneşle binlerce yıllık karanlıktan kurtulacaktır. Tarih, bu savaşı asla unutmayacaktır. Çünkü fedailer her zaman kazanır.